Lion traduction Français
2,674 traduction parallèle
Aslan Yürekli uyuzun teki.
Cœur de Lion est fatigué.
Aslan Yürekli'yi öldürürsen büyük ödül alırsın.
Tuez Cœur de Lion, et vous serez grandement récompensé.
Aslan Yürekli için!
Pour Cœur de Lion!
Çünkü içinde bir aslanın gücünün yanı sıra bir şairin ruhunu barındırıyorsun.
Tu as la force d'un lion et l'âme d'un poète.
7 tane et bıçağını konuşan aslanın masasına koyalım.
Posez les sept couteaux à steak sur la table du lion parlant,
Ama uyuyan bir köpeği uyandırdığını da düşünüyorum.
Tu as réveillé le lion qui dormait.
Dün akşam kaplan gibiydin, değil mi?
Tu es un vrai lion, hein?
Aslan, kaplan, pembe panter olmalı bir kere.
Il y aura un lion, un tigre et une panthère rose.
Bir aslan.
Un lion!
Bir aslan mı?
Un lion?
- Dizlerim, titriyor. - Aslan nasıl bir şey?
C'est quoi un lion?
Ben bir aslanım.
Je suis un lion.
Ve "aslan" derken aslında "kuzu" demek istiyor.
Et par "lion", il entend "agneau".
- Griffin! - Aslan emniyete alındı.
Lion enfermé, je rentre!
Joe mu? O aptal aslanın ne yapacağından sana ne?
Pourquoi demander l'avis de ce lion débile?
Bizi o aslandan kurtardığın için çok teşekkürler.
Merci, vous nous avez sauvées du lion.
- Çok tatlısın, cesur yürek.
On dirait un gros lion tout mignon.
Ama o sırada Kuzen Malka aniden aslanıyla beliriverdi.
( Diction de commentateur sportif ) Mais voici.. .. Le cousin Malka.. .. Accompagné de son lion!
İhtiyar aslanı selamlıyorum, o beni anlıyor.
- Moi, je salue le vieux lion. Je peux encore parler aux animaux, c'est déjé ca.
O benim, avlamaktan gurur duyacağım bir aslan.
C'est un lion que je suis fier de chasser.
Aslan Solomon filmindeki gibi kükrüyorlar sanmıştım.
Ils rugissent pas, comme le lion?
Bangkok'taki White Lion Barı'na ait içki kartı?
Un bon pour un verre au White Lion Bar.
- White Lion'da karıştığınız kavgayı hatırlamıyor musunuz?
Vous vous rappelez pas avoir provoqué une baston?
Dağ aslanı mı?
Un lion des montagnes?
Bu ormanda dağ aslanı olmaz.
Il n'y a pas de lion des montagnes dans ces bois.
- Kafiye ver? - Aslan.
Quel mot rime avec - "Lion"?
Aslan tipli oluyorlardı değil mi?
Ça ressemble à... un lion, non?
Hiç üzerine doğru koşan bir aslana ateş ettin mi?
Avez-vous tiré sur un lion qui chargeait?
Mağrur aslanı utandırdım.
Le fier lion a eu honte.
Yapılacak tek şey mağrur aslana sarılmaktı.
La solution? Faire un câlin au lion.
Ama her aslanın içinde ne yatar bilir misiniz?
Mais vous savez ce que cache chaque lion?
Vahşi doğada avladığı zebrayı getirdiği zaman yavruları "biz zebra sevmiyoruz" "antilop istiyoruz" demezler.
Dans la nature, quand le lion ramène un zèbre, les petits ne disent pas : "On aime pas le zèbre. On préfère le gnou."
Aslan zebra getiriyorsa, herkes zebra yer.
Quand le lion ramène du zèbre, on mange du zèbre.
Bunun özelliği nedir?
"Je t'aime bien et lion ne plaisante pas avec l'amour."
Pembe dudakları var ve bir seferde üç tane tekerlek yapabiliyor.
- d'affilé. - Pas étonnant qu'elle ait droit à la carte du lion.
Mike, Brick'in başına daha fazla bela açmak istemiyordu...
Ce lion n'est pas signé.
Anlıyorum ama bu her aslanın teker teker kalkıp Koç hakkındaki görüşlerini doğaçlama yaparak belirtme şansları olacak.
Chaque Lion pourrait se lever et dire un petit mot impromptu sur le coach.
Bu, onu minik şirin Lion formasıyla izleyeceğim son maçı. " Bunun için önemli işte. Ama bu benim de seni minik şirin Lion formanla izleyeceğim son maçın.
Moi aussi, c'est la dernière fois que je te verrai dans ta belle tenue.
Ben gençken, genç aslan gurursuzca yaşlı aslana saldırıyordu. Ve vahşi bir şekilde yalnız öldü.
Comme lorsque la jeune lion parvenu retire de force sa fierté au lion plus âgé qui part alors mourir seul dans le désert
Bu yaşlı aslan savaşmadan teslim olmayacak.
Eh bien, ce vieux lion ne va pas se rendre sans combattre.
Sanırım aslan taklidi yapıyordu.
J-J'ai l'impression qu'il agissait comme un lion.
Aslan, cadı ya da gardırop görüyor musun?
Tu vois un lion ou une sorcière blanche ou une armoire magique? Un quoi?
Ne? Aslan, cadı ya da gardırop.
Un lion, une sorcière blanche ou une armoire magique!
Bu tıpkı bir kedi fare oyunu gibi.
Il va attaquer en force, tel un lion sur un lapin.
Peki bu oyundaki ked Vien Thieu'mu?
Yuan Shao est une brute qui se prend pour un lion.
Çok da fazla gerçek kedi gördüğümüz söylenemez.
Même un lion ne peut avoir trois têtes et six pattes.
Sadece 2 zebra var bir tane aslan, bir de jaguar ve 7 tanesi tehlikeli, toplam 47 tür var anlaşmayı yapınca korunmuş olacaklar.
Il n'y en a que deux. Et un lion. Et un jaguar.
- İşte White Lion!
C'est le White Lion.
Bir dakika.
Qui est le lion dans l'histoire?
Bu hikâyede ki aslan kimdi? Benim.
Je suis le lion.
Delirmiş bir aslan gibi bağıracak.
- Elle va grogner comme un lion.