Lisette traduction Français
63 traduction parallèle
Çantam, Lisette.
... en état de parler devant le micro.
Lisette, ne kadar zamandır evlisin?
Lisette, il y a combien de temps que tu es mariée?
- İyi akşamlar Lisette.
Bonsoir, Lisette.
Lisette!
Dites donc, Lisette!
Lisette durumu dramatize etme.
Lisette, ne dramatisons pas.
Lisette, masanın üzerine koy.
Lisette, pose ça sur la table.
- Merhaba Lisette. - Merhaba Edouard.
- Bonjour, Lisette!
- Çok kalacak mısın Lisette?
T'en as pour longtemps?
Lisette, çocuk istemiyor musun hiç?
Tu n'aimerais pas avoir des enfants?
- Lisette mi?
Lisette?
Bırak Lisette!
- Lâche-moi, Lisette!
- Beni sinirlendirmeyi bırak artık!
- Quoi? Lâche-moi, Lisette.
- Biraz ağır olmadı mı efendim?
Lisette... - C'est peut-être beaucoup...
- Bana kızgın değil misiniz?
Pourquoi, Lisette? - Vous ne m'en voulez pas?
Lisette, Madam de Marras'nın kocamın metresi olduğunu biliyor muydun?
Tu savais que Mme de Maras était la maîtresse de Monsieur...
- Lisette'i vurma.
- Si, si...
Elbette. Sen de bizimle geleceksin.
Bien sûr, Lisette...
Lisette lütfen! Ben ağlıyor muyum?
Je vous en prie, Lisette, est-ce que je pleure, moi?
Sana da bir elveda öpücüğü vereceğim Lisette.
Toi aussi, je te dis adieu, Lisette.
- Hoşça kal.
Au revoir, Lisette.
Hoşça kal, Lisette.
Au revoir, Lisette.
Çünkü benim kalbim oraya aittir.
Suzon, Fanchon, Lisette ou Nini
Arkadaşlar, kirli Lisette'nin patatesleri varmış.
Regarde-moi ça. Lisette a acheté des patates.
Lisette!
Lisette!
Burası Lisette, Kanada balıkçı gemisi CV233, Iütfen kendinizi tanıtın.
Ici Lisette, chalutier canadien CV 233. Identifiez-vous.
Burası Lisette, yanıt verin lütfen.
Ici Lisette. A vous.
Lisette!
Lisette?
Jérôme'un kız kardeşi öldü. Bu durum Lisette'i çok üzüyor.
La petite soeur de Jérôme est morte, Lisette a beaucoup de peine!
Lisette, biraz dikkat et!
Lisette, un peu de tenue!
Tamam, elbisem asıldı. Çabuk gelmen lazım.
Lisette ne va pas tarder à arriver pour s'occuper de ta coiffure.
Lisette saçım için birazdan gelir.
- Je suis déjà coiffée.
Lisette'nin durumu gayet iyi.
Lisette va bien mieux.
Lisette henüz hazır değil.
Lisette n'est pas prête.
Gidip Lisette ile konuşmalıyım.
Je dois aller parler à Lisette.
- Hey, Lisette.
- Écoute-moi, Lisette.
O mu yaptı, Lisette?
C'est lui, Lisette?
Bak, sana yardım etmek istiyorum, tamam mı?
Écoute-moi. Je veux t'aider, Lisette.
Lisette adındaki şu fahişeyle konuştum.
J'ai parlé à cette fille qui s'appelle Lisette.
Şu, Bronx'ta yakaladıkları kız, Lisette Rivera adamın yanındaki son kişiymiş.
La fille arrêtée dans un immeuble du Bronx, Lisette Rivera c'est la dernière à l'avoir vu.
Mildred Lisette Norman şöyle yazmış :
Mildred Lisette Norman a écrit :
Matmazel Lisette, en güzel akşamlar sizin olsun efendim.
Mademoiselle Lisette. Je vous souhaite une soirée exquise.
Unutma Lisette, bu akşam Bay Wraysford için İngilizce konuşuyoruz.
Souviens-toi Lisette, nous parlerons anglais ce soir pour M. Wraysford.
Ve Lisette, o...
Et Lisette, c'est...
- Merhaba, Lisette.
- Bonjour, Lisette!
Madam.
Je m'appelle Lisette, je suis Mme Schumacher. Madame!
Lisette, artık gidebilirsin.
Lisette, tu peux me laisser.
- Benimle geliyor musun Lisette?
Tu viens avec moi, Lisette?
Madam, ben de sizi arıyordum.
- Oui, Lisette?
- Bu Lisette.
C'est Lisette.
Lisette...
Lisette... Lisette...
Güzel akşamlar Matmazel Lisette.
Bonne soirée à vous, Mademoiselle Lisette.