Long island traduction Français
777 traduction parallèle
Hank, Long Island'ın aşağısında sevimli küçük bir ev bulduk.
Nous avons trouvé une jolie petite maison à Long Island.
Eskiden ara sıra Long Island'da ekstra işler yapıyordum.
Quelquefois, à Long Island.
KADIN, KOCASINI VARİSLE YAKALADI.
DANS LA RESIDENCE DES ALLENBURY A LONG ISLAND
"Son anlarda devamlı annesini düşündüğü bildirildi. " Tombul, pembe yanaklı kadın... "Sunnyside, Long Island yakınlarında güzel bir yazlık evde yaşıyor."
"Les dernières paroles du gangster furent pour sa mère, une vieille dame au teint rose habitant une ravissante maison... à Sunnyside, sur Long Island."
"Long Island santrali 15 numarayı arayın" diyen bir mesaj.
Encore une fille de Long Island.
Özür dilerim ama Long Island'dan acil bir telefon var.
Pardon Mme Charles. C'est Long Island qui insiste.
Konuşabilirsiniz Long Island.
Allez-y Long Island.
Long Island'a gitmeliyiz.
Oui. On nous attend à Long Island.
LONG ISLAND GİZEMİNDEKİ İKİNCİ CİNAYET
UN SECOND MEURTRE DANS L'AFFAIRE DE LONG ISLAND
LONG ISLAND CİNAYETİNİN GİZEMİ ARTIYOR
LE MEURTRE DE LONG ISLAND RESTE UN MYSTÈRE
Hepsi de Phil'in şu cinayet olayına karıştığını düşünerek yanılıyorlar. Kendi gözümle gördüm. Saat 11 gibi buraya gelmişti...
Ils se gourent s'ils pensent que Phil était mouillé à Long Island parce que je l'ai vu moi-même entrer vers 11 heures...
Long Island'da bir ev tuttu. MacFay'i tehdit edip ev halkını huzursuz etti.
Il s'installe à Long Island, menace MacFay, sème la terreur.
Sen Long Island'daydın. Plandan haberdardın. Smitty'nin konuşmamasını sağlıyordun.
Vous étiez à Long Island pour empêcher Smitty de parler.
Olay gecesi, Church gelip iki buçuk saat kadar kaldı. Bu sırada da MacFay, Long Island'da öldürüldü.
Il y a deux nuits Church est venu et il a joué pendant deux heures et demi au moment où MacFay était tué.
Long Island'da ne yapıyorsunuz?
Quelles sont vos activités?
O'nun için deli oluyorum. Tabi, bu inanılmaz bir olay örgüsü. Vermont ve Long Island.
Je suis folle de lui, mais le Vermont et Long Island, quelle union bizarre!
- Hayır, Amerikalı bir kız. Mineola, Long Island'da yaşıyor.
- Une américaine de Mineola.
Peşimizdekileri ekebilmek için Long Island'dan dolaştık.
On est passés par Long Island pour les semer.
Umarım yine Long Island'daki annesini ziyarete gitmiyordur.
Elle ne va pas retourner chez sa mère.
Long Island'daki kız kardeşinin yanına mı?
Où vas-tu? - Voir ta soeur sur Long Island?
Globe taksisiyle Long Island'taki sirke gidiyor.
Il se dirige vers le cirque en taxi.
- Long Island'da bir yer aldım, daha yeni.
- J'ai acheté une maison à Long Island.
Mark McPherson - Long Island'taki şu Babylon kuşatması.
Mark McPherson, l'attaque de Babylon, Long Island.
Ayrıca onun, Long Island'daki arkadaşlarında kalmadığını da biliyorum.
Je sais aussi qu'il n'est pas chez des amis a Long Island.
Bir gün Long Island'da bir yerim olsun isterim. Küçük bir ev.
J'aimerais acheter quelque chose à Long Island.
Long Island Şehir Bölgesi.
Commissariat de Long Island.
Vassar'dan mı, Smith'ten mi ya da Long Island'tan mı geliyorum bilemezdin.
J'avais l'air distingué.
Long Island'ta kocaman bir malikanede yaşıyor. Denize bakan.
Elle a une grande maison au bord de l'océan.
Long Island'daki çukurumu seçtim.
J'ai déjà choisi mon trou!
Burası ile Fresno arasına da inmişler. İki tane de Long Island'a.
On en a vu entre ici et Fresno, près de Sacramento, deux à Long Island.
Bir zamanlar..... Long Island'ın Kuzey Sahilinde, New York'tan 30 mil uzakta..... büyük bir malikanede küçük bir kız oturuyordu.
Il était une fois, au nord de Long Island, à quelques 50 kilomètres de New York, une petite fille qui vivait dans un grand domaine.
Yıllık altı metrelik yat yarışlarının arifesinde..... 30 yıldır yaptıkları gibi, bu yıl da... Larrabee'ler bir parti veriyorlardı.
C'était la veille de la course annuelle de yachts de 6 mètres, et, comme le voulait la tradition à Long Island depuis trente ans, les Larrabee donnaient une soirée.
Larrabee'lerin arasında yaşam güzel bir şeydi. Long Island'da Cennet'e bu kadar yaklaşılabilirdi ancak.
La vie était belle chez les Larrabee, on ne pouvait pas être plus près du paradis à Long Island.
Long lsland'daki en iyi ahçıydı annen.
Elle était la meilleure cuisinière de Long Island.
Hava meydanına gelmene gerek yok.
Je prendrai le train de Long Island, et je serai à la gare à 16 h 15. Inutile de venir à l'aéroport.
Peki, madem oyun oynamak istiyorsunuz... - Hep burada mı oturuyordunuz?
D'accord, si vous voulez vous amuser, avez-vous toujours vécu à Long Island?
Hayır, Long lsland'da değilim. New York'tayım.
Non, je ne suis pas à Long Island.
Sonra da zengin talibiyle evlendi ve adamın Long Island'daki malikanesinde lüks bir hayat yaşamaya başladık.
Aussitôt, lris a épousé son riche prétendant et on s'est mis à mener grand train dans sa propriété de Long Island.
Long Island, cahil.
A Long Island, ignare.
Great Neck, Long Island arıyor.
Great Neck, Long Island, pour vous.
Seramızdan uçakla orkide göndermelerini istedim ama sisten uçamadılar.
Je voulais des orchidées de la serre, mais Long Island est embrumé.
Sis nihayet kalkmış, çiçekleri bu sabah uçakla getirdiler.
Le brouillard s'est levé à Long Island et ils les ont envoyées ce matin.
Bir kıyafet balosu, Long Island'daki yazlık evde.
Un bal costumé, en fait, dans la résidence d'été de Long Island.
- Long Island.
Long Island.
Long İsland'taki güzel ve lüks ev ile orada oturan güzel ve durumu iyi aileyi desteklediğin para?
L'argent pour une maison confortable à Long Island. Et pour la chère famille que vous y logez?
Boşanma kağıtlarını aldığım gün Long Island'da kulüpte çalışıyordum.
Quand j'ai reçu les papiers du divorce, je chantais dans un club.
ALLENBURY'LERİN LONG İSLAND'DAKİ EVİNDE
L'EPOUSE SURPREND SON MARI AVEC L'HERITIERE ALLENBURY
Long İsland Avcılık ve Atçılık Kulübü At Gösterisi
CONCOURS HIPPIQUE
Long Island, Boundbrook'ta bir sirkte.
Vous trouverez le cirque Sargent à Brook.
Sanırım dün gece arkadaşlarında kaldı.
- Il a des amis a Long Island.
- Long Island'da birkaç arkadaşı var.
- Qu'est-ce que cette histoire?