Lots traduction Français
171 traduction parallèle
İstekliyim Evet, biliyorsun istekliyim, bebeğim Yapabilirim
"Now l've stated my condition" l've got lots of ammunition
Gıda bileşenin birazı bile eğer ki kararsızsa ölümcül bile olabiliyor.
Certains lots du nutriment, qui étaient instables, étaient mortels.
Albay Milt'i başkente yolluyordu, Orada ise bir dolu "kamu arazisinin" alımını yapıyordu.
Le colonel a envoyé Milt à la capitale de l'État, où, depuis des années, il achète des lots de "terre publique".
Taylor bu mülke sahip olabilir, ama buraya tel çekmesi doğru değil.
Taylor possède ces lots, mais ne peut les clôturer.
Vaclav, bak, sadece sana söylüyorum burada bir şişe konyak vardı.
Vaclav, je t'ai fait venir parce que j'ai mis ici une bouteille de cognac. On surveille les lots avec maman et la bouteille a disparu!
Ama neden? Çünkü bütün ödüller çalındı.
Parce que les lots de tombola ont été volés.
Bunu burada çok uzatmak istemiyorum. Birileri çekilişin ödüllerini almış.
Je ne veux pas faire un scandale, mais de nombreux lots de tombola ont disparu.
Birazdan ışıkları kapatacağız. Bir süre karanlık olacak. Ödülleri kim aldıya lütfen geri getirsin.
Nous allons éteindre les lumières et ceux qui ont pris ces lots les remettront dans l'obscurité à leur place.
Her yer karanlık olacak ışıklar kapanınca o şeyleri kim aldıysa geri getirecek, bu kadar basit.
"Lorsque la salle sera éteinte, " vous rendrez les lots! " Et pas le contraire!
Ne yapmayı düşünüyorsun? Loto çalındı.
Les lots ont été volés.
Loto gitti, herkes de oradaydı.
Les lots de tombola ont été volés! Tout le monde était là!
İşte ödülleriniz.
Vos lots!
Efendim! Ödülleriniz.
Vous oubliez vos lots.
Basına anlattıkları gibi 10,000'lik partiler halinde istiyorum.
Livrez-les par lots de 10 000 dès qu'ils sont prêts.
Bu çift, bu yılın polis piyangosu ödüllerinden yalnızca biri.
Ce couple est l'un des lots de la tombola de la police, cette année.
Malzeme kıtlığı var, birkaç gün içinde kargoya verilecek.
Et les stocks sont modestes. Les lots suivants arriverons dans quelques jours.
Bu değersiz çöl parçası için verdiği yüksek miktara bakılırsa, umarım adı Custer'dır!
Il paie si cher et si bêtement... des lots de désert sans valeur... que c'est sûrement un âne!
Muhteşem görünmüyorlar mı?
De beaux petits lots, non?
- Evet. Arsalarını ve hisselerini satmakta zorlandığını duydum.
Il paraît qu'il ne vend pas ses lots.
Ödüllerin % 32.6'sını ve arabayı kazanacağım.
Je devrais gagner 32,6 % des lots, en comptant la voiture.
40'tan 49'a kadar olanlar diğer sahanlıkta.
Les lots 40 à 49 sont au-dessus.
O zaman hepimiz zehirleneceğiz.
Donc, des lots entiers seraient empoisonnés.
# Seçeneğin var, bilirsin #
# There was always lots of Tuinal #
Zehirli atık dolu pis bir gölün çevresinde arazi satmaktan
- Rien de grave. Une arnaque sur des lots autour d'une mare toxique appelée Lac Chicamocomico.
Su hissesi satıyorlar.
Ils vendent des lots de flotte.
Geri sayım başlıyor. Yaşama döndürülecek mahkum grupları : 290, 310, 480 ve 570.
Décompte avant réanimation... des lots 290, 310, 480
Lots Of geniş bir dönüş yapıyor.
Porte-Bonheur qui s'affole et tourne.
Baran analizlerin hızlı yapılmasını istiyor Senin çok yavaş olduğunu düşünüyor.
Baran veut l'analyse des derniers lots. Il te trouve trop lent.
Bence iflastayken almalıyız. Fabrikaları da elden geçirmeliyiz.
on rase tout, on subdivise en lots...
Ödül kuponlarıyla ne yapıyorsun? Oyun oynamak için ödediğinden daha ucuz ödüllerle değiştiriyorsun.
Tu les échanges contre des lots qui valent à peu près l'argent que tu as dépensé pour pouvoir jouer.
Bu oyunun hilesi, halkanın iyi ödüllerin hiçbirine sığmaması.
les anneaux sont trop petits pour les gros lots.
Mükemmel. İddiayı kazandıracak şeyleri attın, ama en azından evimizdeyiz.
Vous avez jeté nos lots gagnants, mais au moins nous sommes à la maison.
- Aşk acısı çekenlerle çıkmamaya çalışıyorum.
J'évite de jouer les lots de consolation.
- Bölgeler numaralı mı?
- Ces lots sont numérotés?
Malları buraya diziyorlar.
Les lots sont ici.
Benim gözetimimde olduğun kısa zaman sürecinde Fikir ayrılıklarımızı paylaştık.
dans le peu de temps que vous aviez mis à mes soins nous avons eu notre lots de conflits.
Chelsea Limanında 2 sepet top bugün 1 sepet fiyatına.
Deux lots pour le prix d'un.
Evet. İki Altın Koşu.
- Deux lots.
Blockbusters'a koyayım... Bob Holness'a ve Altın Koşularına koyayım...
J'emmerde Blockbusters, Bob Holness et tes lots à la con!
Bunu da diğerlerinin yanına koyacağım.
J'avais besoin d'un révolver. Je vais le mettre avec les autres lots.
Tuzak alıcıların önünde olduğu sürece, Flynn gibi işin içine girmiştik.
Tant que la drague précédait les acheteurs de 3 lots, c'était le pied.
SatıImamış az bölümlerden biri. Nedenini bulmaya çalışıyorum.
C'est un des rares lots invendus, je me demande pourquoi.
Sounds fun, a real mess, lots of noise, too much lipstick.
C'est amusant, cette embrouille, tout ce bruit, trop de rouge à lèvres.
A real mess, lots of noise.
Un sac de noeuds, beaucoup de bruit.
Çok gördüm.
J'ai vu les lots.
BigLots'da müdür yardımcılığına kadar yükselmişti ve bana paketleme bölümünde iş ayarladı.
Il a fini sous-directeur chez Big Lots et m'a pistonnée pour le rayon bagages.
BigLots'u terk ettim ve bir alkolik olmayı düşündüm.
J'ai plaqué Big Lots et envisagé de devenir alcoolique.
Kura hazırladım.
J'ai fait des lots... Tirez-en un chacun.
Çok değerliler.
Les gros lots...
Eşya piyangosunu gördünüz mü?
Vous voyez les lots, là-bas?
- 5 Altın Koşu mu?
- Cinq lots?