English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ L ] / Lus

Lus traduction Français

388 traduction parallèle
Her şeye karşın hiç okumadığı kitapçıklar.
Pamphlets qu'il n'avait jamais lus, par ailleurs.
- Hiç okudunuz mu?
- Vous les avez lus?
- Evet, okudum.
- Oui, je les ai lus.
Annemin hizmetçisi hep Paris gazetesi alır, ben de okurum.
La bonne garde les journaux de Paris et je les ai lus.
Hemen çantami hazirladim ve yola çiktim. Yolda Times okurken Charilaos'un sirketinin soyuldugunu... kendisinin de öldürüldügünü ögrendim.
Je pris le ferry et lus dans le Times que Charilaos avait été cambriolé et assassiné!
Oh, evet. Onları okudum.
Oui, je les ai lus.
Olur mu hiç! Romanlarınız burada çok meşhurdur. Değil mi çavuş?
Vos romans sont très lus, ici, n'est-ce pas?
Daha okuduğum hiçbir şiire benzemiyordu ve beğenmeyecek diye korkmuştum.
Il ne ressemblait à aucun des poèmes que j'avais lus.
Hepsini iftira mı diye inceledin mi?
Vous les avez lus?
Emir açıldığında sizden başka kim gördü?
Qui les a lus à part vous?
Bana okurdu.
Il me les a lus.
Hangilerini okumuştunuz?
Lesquels avez-vous lus?
Okumak için bire bir fakat asla iyi bir kapı tamponu olmazlar.
Ils ne sont bons qu'à être lus mais ils font de piètres cales.
Anlatacak bir şey yok. Gazeteleri okudunuz.
Vous les avez lus.
Hepsini okudum zaten.
Je les ai tous lus.
Günler boyunca, ona, katiller polisler ve ajanlar hakkında kitaplar okudum.
Des jours durant, je lus des histoires d'étrangleurs, de policiers, d'espions internationaux.
İyi gazeteciliğin nasıl olması gerektiğini birdenbire anladım. Çünkü bu, şimdiye kadar gördüğüm en berbat gazetelerden biri.
Je suis soudain sûr de ce que devrait être le bon journalisme, car c'est l'un des pires journaux que j'aie jamais lus.
- Hepsini okudun mu?
- Vous les avez tous lus? - Oui.
- Onları okudun mu?
Tu les as lus?
Russian Text Readers N. Nikitina G. Yepifantsev
Textes russes lus par : N. Nikitina et G. Yepifantsev
... uzun menzilli roketler geliştiriyorlar. - Evet ama bunlar oldukça şüpheli.
Je les ai lus, mais ils sont extrêmement vagues.
- Hayır, ben yapacağım. Okuduktan sonra.
Non, je le ferai après les avoir lus.
Tam olarak bakmadım.
Je ne les ai pas vraiment lus.
Kaptan, emir verdiğinizi hatırlayamamanız, önemli kararları okuyup imzalamanız ve sonra bunu unutmanız, kendi baş cerrahınız tarafından oluşturulan fiziksel analiziniz.
Capitaine, vous oubliez les ordres que vous avez donnés, les documents que vous avez lus et signés, vous avez entendu l'analyse de votre propre médecin en chef.
Başlarındaki adama götürdüm onları. Beğendiler. İlgileniyorlar.
Tu sais, mes projets d'émission, je les ai déposés à la télé, ils les ont lus, ils aiment beaucoup, ça les intéresse.
Okudum. " Sakinleri bir çok açıdan insanlardan üstün.
Je les ai lus. " lndigènes supérieurs aux humains à plusieurs titres.
- Bunların hepsini okudun mu?
- Les avez-vous tous lus?
Rose büyüdükçe Yargıç'ın okuduğu kitapları okumaya başladı.
Rose lut les livres que le juge avait lus.
Ancak arkadaşları Wallace'ın ve Darwin'in yokluğunda, yazıların Londra'daki Linnean grup toplantısında okunmasını ayarladılar.
Mais ses amis se sont chargé de l ´ article de Wallace et un de Darwin qui devaient être lus, en l'absence de tous les deux, lors de la prochaine réunion de la société Linnean à Londres, le mois prochain.
Dün öğleden sonra oturdum senin şiirlerini çok dikkatli okudum.
Je les ai même lus 2 fois. Je n'y ai rien compris.
Davalar, kıyımlar, bunlar sağda solda okuduğun kelimeler, Cross.
Les jugements, les purges... Des mots que tu as lus quelque part.
Diyor ki : " Bunlar...
Il est écrit : " Ici peuvent être lus
Şiirler Arseny TARKOVSKY
Poèmes d'Arsène TARKOVSKI lus par l'auteur
Ben size sonuçlarımı verdim, sizse geri çevirdiniz.
- Tu les as lus et rejetés. - Ils n'étaient pas fiables.
- İkimiz aynı anda okuyup berbat ediyoruz.
- Que faites-vous? Nous sommes deux à les avoir lus.
Onları okudum!
Je les ai lus!
- Hayır, içmedik. - Ama herkes bilirki sayısal rakamlar tersten okunduğunda her türlü kelime dizisi oluşturabilirler.
- Tout le monde sait que les nombres digitaux... lus à l'envers peuvent former des mots.
Hiçbirini anlamazdım. Devamlı okur sonra seninle onlar hakkında tartışırdık.
Je les ai lus et relus.
"Eisenstein yazdı. S. Bondarchuk tarafından seslendirildi."
Les textes d'Eisenstein sont lus par Bondartchouk.
Yale de okudu. Umut vaad ettiklerini düşünüyor.
Yale les a lus et les a trouvés prometteurs.
Taa ki bu kopyalar iyice çoğalıp büyük sayılara ulaşıp, "gemilerden gelen kitaplar" olarak isimlendirilinceye kadar.
Ils attendaient ensuite d'être lus sur des rayonnages... qui étaient baptisés "livres des navires".
Üzgünüm, Gilles'den bir haber alamadım da.
Excusez-moi, mais j'avais lus de vos nouvelles.
Ünlü yazarlarla aynı soyada sahip aktörlerin okumalarını yolluyorlar sana.
On t'envoie les ouvrages des grands auteurs... lus par des acteurs qui ont le même nom de famille.
Ayrıca Washington Irving'in kısa çalışmaları var, Dr J diye biri tarafından okunmuş.
Il y a aussi des contes de Washington Irving... lus par un type du nom de Dr.
- Önceden okunmuşlar.
- Quel est le problème? - Ils ont déjà été lus.
En hatalı yazı oydu ya da en azından şu ana kadar okuduklarım içinde en hatalısı.
Encore moins que les autres. Ceux que j'ai lus, du moins.
Kitaplarınızın hepsini okudum.
Je les ai tous lus.
Bu yüzden yapmak zorundaydım.
C'est un des meilleurs livres que j'aie lus Voilà pourquoi je devais me le procurer.
Gözlerinden okuyabiliyorum.
Je les ai lus dans tes yeux.
"Bu satırları, bir gün başka insanlarca da okunacağını umarak yazıyorum."
- Oui. "J'écris ces mots dans l'espoir qu'un jour, ils seront lus par un homme."
Tüm bu kitapları okudun mu?
- Tu les as tous lus?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]