Lâzım traduction Français
2,924 traduction parallèle
Bir şey lâzım olursa dışarıdayım.
Si vous avez besoin de quelque chose, je serai juste dehors.
Gene de devam ettirmemiz lâzım, dinleme istasyonunu genişletmeliyiz ki hepsi iyi ve çalışır vaziyette.
Nous devons encore maintenir la position, étendre le poste d'écoute, qui fonctionne très bien.
Babana ulaşmamız lâzım.
Nous devons rester en contact avec ton père.
Size de lâzım.
Et tu en as besoin d'une.
Bana lâzım olan bir şerif.
Non, ce dont j'ai besoin c'est d'un shérif.
Bize iyi bir iz sürücü lâzım.
On a besoin d'un bon limier.
İşe ihtiyacın olursa, bana daima işçi lâzım olur.
Si tu as besoin de bosser j'ai toujours besoin d'un coup de main.
Ona lâzım olan güç sende var mı?
Tu t'en sens capable?
Bana bilgi lâzım, nerede olduklarını bulmalıyım.
Il me faut quelque chose! Une localisation.
Bay Byrden, bu iki kişi bilgilerime bakmak istiyorsa, yetki almaları lâzım, değil mi?
Monsieur Bryden, ces deux-là ont besoin d'un mandat s'ils veulent fouiller dans mes fichiers n'est-ce pas?
Gönderecek bir şeyin olması lâzım.
Il faut avoir quelque chose qui permette de l'envoyer. De quoi vous parlez?
Şu şarkıyı aklımdan çıkarıp atmam lâzım.
Je venais de me sortir cette chanson de la tête.
Ama olayı yaymak lâzım.
Mais je dois quand même le faire savoir.
Finale dikkat etmek lâzım tatlım.
Tenons les à distance sur le tour de la victoire, ma chérie.
- Bir tane lâzım! - Kızlar!
- Juste une seule!
Wyatt hakkında sana bir soru sormam lâzım.
J'ai besoin de te poser une question sur Wyatt.
Gitmemiz lâzım. - Gidiyoruz.
Il faut qu'on y aille.
Huzur içinde olabilmem için, sevdiğim herkesle ve Yolanda ile olabilmem lâzım.
Pour moi, pour être en paix Je dois être avec tous ceux que j'aime et Yolanda.
Bebeğim, konuşmamız lâzım.
Bébé, on doit parler.
Herkes bana lâzım. Hemen.
Tous les hommes sur le pont!
Söylemem lâzım Mia, seni hiç bu işlerde düşünmemiştim.
Je dois reconnaitre, Mia, je ne te voyais pas dans les affaires.
Elimin altında bolca nakit olması lâzım.
J'ai besoin d'avoir beaucoup de cash sous la main.
Sattığın müşteri listesindeki isimler lâzım bize.
Il nous faut les noms qu'il y avait sur la liste que vous avez vendu.
- Ne kadar lâzım?
Combien?
- Para. Ne kadar para lâzım?
d'argent. combien d'argent?
Scott, şu anda benden uzak durman lâzım.
Scott, tu dois rester loin de moi maintenant.
Bir şey mi lâzım?
Tu as besoin de quelque chose?
Derhâl buluşmamız lâzım.
On devrait probablement les rencontrer à mi-chemin.
Bir sakinleşmen lâzım.
Tu dois te calmer. Charlotte?
Ade ile Dixon hakkında konuşmam lâzım.
Hum je dois parler a Ade a propos de dixon
Nevada'ya gitmemiz lâzım.
Nous avons besoin d'une balade au Nevada.
Goldie'yi bulmamız lâzım.
Sa suffit! La chose la plus importante est de retrouver Goldie.
Gitmem lâzım.
Je dois y aller.
Lanetin kırılmış olması lâzım.
Le sort devrait être brisé.
Cesedimi çiğnemen lâzım!
Plutôt mourir!
Bana anahtarların lâzım.
Tu pars?
Sanırım onları indirebiliriz Mikey ama yeni bir nokta lâzım olacak!
Je pense qu'on peut les avoir, Mikey, mais on devra changer d'endroit!
Acil hava desteği lâzım.
On a besoin de couverture aérienne rapprochée.
Buna bir son vermem lâzım artık.
Il faut que j'arrête.
- Evet. Restoranı işletmesi için bir menajer lâzım.
Il me faut un nouveau manager pour mon affaire.
Bana bir bilet lâzım. Yukarı çıkacağım.
J'ai besoin d'un billet pour là-haut.
Yani, istemediğin şeyler, lâzım bile olmayan şeyler.
des trucs dont tu n'as même pas besoin.
- Evet. Hey, lâzım olan her şeyi aldım.
- Je crois que j'ai tout ce qu'il me faut.
- Biriyle görüşmem lâzım. Bu gece.
- Je veux le voir.
Yardım lâzım mı kızım?
Un coup de main?
Daha fazlası lâzım, veya haklısın, vaktimi boşa harcıyorum.
J'ai besoin de davantage d'éléments.
Daha fazlası lâzım. Sana işini nasıl yapacağını söyleyecek değilim, tamam mı? Ama arama iznini desteklemeden önce daha somut bir şey görmeliyim.
Je ne vais pas vous apprendre votre boulot, mais j'ai besoin d'éléments concrets pour vous délivrer un mandat.
- Evet, karavanda da adamlarımız var. - Daha fazlası lâzım.
Des gars fouillent sa caravane.
- Yine de emin olmamız lâzım.
Nous avons besoin d'être sûr.
Kapamam lâzım.
[La porte s'ouvre] Ok.
Soluklanmam lâzım.
retenir mon souffle.