Lügat traduction Français
20 traduction parallèle
- Benim lügatım tükendi.
- Je ne sais plus quoi faire.
Lügat parçalayıcı.
Beau parleur...
yazması dışında çok satmasının en büyük sebeplerinden birisi, kısa ve çoğu zaman yanlışsız olan lügatıdır.
PAS DE PANIQUE en larges caractères amicaux sur sa couverture, c'est son glossaire à la fois complet et parfois exact.
Lügatın hiçbir sözcüğü Tanımlayamaz bu şovu
Les mots de la langue vulgaire ne sauraient décrire l'événement
Korku kelimesi lügatımda hiç bir zaman yer almamıştır.
Sachez que le mot "peur" est absent de mon vocabulaire!
O kelimeyi lügatından çıkarırsan sen de ben de bayağı vakit kazanırız.
Tu gagnerais du temps en rayant ce mot de ton vocabulaire.
Bizim lügatımızda bile buna yer yok.
Pas dans ton arsenal de supers répliques!
İnternette mesajlaşmanın kendine has lügatı ve sözdizimi vardır.
Tu sais, les messageries instantanées ont leur propre vocabulaire, leur propre syntaxe.
Böyle o kadar çok şey yaptım ki, Aptallık lügatı yazabilirim.
Tiens c'est simple, j'en ai tellement fait dans ma vie que je pourrai écrire le dictionnaire de la betise!
Benim lügatımda bunun tek bir karşılığı var : İhanet!
Ça n'a qu'un seul nom :
"Muharebede kayıp" derler ve bu da annemin lügatında benim öldüğüm anlamına gelir.
Non, ils disent : "Disparu au combat". Donc pour elle, j'étais mort.
Bunun avukat lügatındaki karşılığı : Ona aşıktım.
En langage d'avocat, je l'aimais.
Senin lügatında ne yazıyor bilemem ama bence çok açık.
J'ignore ce que dit ton dictionnaire, dans le mien, c'est clair.
Çünkü güreş antrenmanlarını bırakıp, biraz lügat çalışmalısın.
Tu devrais peut-être arrêter le catch et ouvrir un dico.
Veterinerlik lügatında "kontrol altında tutmak" deniyor.
Dans le langage vétérinaire on appelle ça le contrôle.
Veterinerlik lügatında "kontrol altında tutmak" deniyormuş.
En jargon vétérinaire ça s'appelle le "contrôle animal".
Bu yüzden artık o "n" ile başlayan kelimeyi kullanmayacağım ve salaklığımı telafi edişimin şerefine "g" ile başlayan kelimeyi de lügatımdan çıkarıyorum.
Donc je ne vais plus dire ce mot en "f", et dans l'esprit de me faire pardonner, je jettes aussi au feu le mot en "r", donc...
Benim lügatımda endişelenmek iki katı acı çekmek demek.
Selon moi, s'inquiéter, c'est souffrir deux fois.
Başarısızlık benim lügatımda yok!
Je ne vois pas le mot défaite dans mon dictionnaire!
Biz Leonard'la yaşıyoruz, rahat bizim lügatımızda yok.
Pas du tout. Et on habite avec Sheldon, le mot "gênant" a perdu tout son sens.