Madde traduction Français
4,587 traduction parallèle
Yargıç Ludwig arabasını çarptıktan 20 dakika sonra,... Landon Boyce aynı yolda uyuşturucu madde etkisinde araç kullanmaktan kenara çekilmiş.
20 mns après l'accident du juge. Landon Boyce s'est fait arrêter pour conduite sous influence sur la même route.
Bu tek bir şeyi kanıtlıyor, aynı bölgedeki otoyolda başka biri daha uyuşturucu madde ile araç kullanamaktan yakalandı.
Tout ce que ça prouve, c'est qu'un type s'est fait prendre sur ce même bout d'autoroute.
Çünkü daha fazla saldırı için kimyasal madde bulamayacağız.
Car il n'y a plus de cette chimie nécessaire pour de nouvelles attaques.
Kurşun, çarptığı nesneden kurbanın dirseğine madde bulaştırdı.
La balle a transféré de la matière de l'objet qu'elle a frappé au cubitus de la victime.
Sayın hakim, 78. madde gereği bunu delil olarak saymamanızı rica ediyorum.
Je vous demande évidemment d'exclure cette preuve à cause de l'article 78.
Madde bağımlılık problemi var.
Il a un problème de drogue.
Geçen sene dört kere madde etkisi altında araç kullanmış.
Quatre conduites en état d'ivresse l'année dernière.
Patlayan köpükten gelen eser madde asbest ve akrilik taba boya.
La trace de votre bulle est de l'amiante et de la peinture acrylique de bronzage.
Peki bu madde nerede bulunuyor? Çocukların eğlenmesi için yapılan renkli top havuzlarında.
669 ) } Le genre de balles que l'on retrouve 669 ) } dans les piscines à balles.
Evet, arkasından sorularınızı alacağız ama önce Carsten Bjerre'yle beraber madde madde açıklayacağız.
Avant de vous répondre, Carsten Bjerre et moi-même allons vous détailler ce programme.
6. Ek Madde hakkımı çiğnersen tutuklanmamı senin masum bir zanlıyı dövmenden daha hızlı iptal ederler.
Tu violes mes droits du sixième amendement, ils supprimeront mon arrestation plus rapidement que tu ne peux battre un suspect innocent.
Bu bir anti psikotik madde.
C'est un anti-psychotique.
Kont bu en son Vertigo tekrarına yeni bir madde eklemiş olmalı.
Le Comte a dû l'ajouter comme un nouvel ingrédient dans la dernière version du Vertigo.
Bu gece alkol veya uyuşturucu madde aldınız mı?
Etes-vous sous l'emprise d'alcool ou tout autre substance ce soir?
Kanama ak madde demetlerinde baskı oluşturup Capgras sendromunun belirtilerini yaşamasına yol açabilir.
L'hématome peut appuyer sur la matière grise, provoquant les symptômes du syndrome de Capgras.
Kontrol altındaki madde dağıtımı.
Distribution de stupéfiants.
Ted! Pawnee tüzüğü ikinci madde, ikinci bölüm.
D'après l'article 2, section 2 des statuts de Pawnee :
Şahsen yazdığım şehir konseyi'nin tam destek verdiği önerge 110 eski yasayı geçersiz kılacak. Mesela adet gören kadınların küvete bağlanması gibi ve Madde 2, yani, Ted Partisi Günü.
Le projet de loi que j'ai écrit avec le plein appui du conseil municipal abrogera 110 lois obsolètes telles que le confinement des femmes en période de menstruation dans leurs baignoires ainsi que l'article 2, alias le Ted Party Day.
Hayır, oylamayın. Madde Yedi, Bölüm Üç. "Vatandaş Engeli"'ne izin verir.
L'article 7, section 3, autorise les citoyens à faire obstruction.
Ben Madde Üç, Bölüm Yedi'yi kastettim.
Je parlais de l'article 3, section 7.
Madde İki'yi değiştirmedim, yine de.
Je n'ai cependant pas changé l'article 2.
Vandenberg ham madde işine girmiş olabilir.
Vanderberg pourrait étendre ses entreprises aux matières premières.
Duruşmasından önceki gün biri evine girip o uyurken ona yatıştırıcı bir madde enjekte edip dilini kesti.
La veille de son procès, quelqu'un est entré par effraction dans son appartement pendant qu'il dormait et... ils lui ont injecté un calmant et lui ont coupé la langue.
İpotek edilen bir mikroişlemci madde üretim yeri var.
Il y a un microprocesseur planté dans une usine de forclusion.
Arada bir uyuşturucu madde kullanıyordum.
Tu dois te souvenir, pendant notre relation, que j'ai expérimenté des drogues récréatives.
Madde bulundurmadan dolayı bir kaç kez tutuklanmış.
Possession de drogue dans sa jeunesse.
Edward solunum yoluyla alınan madde bağımlısı bir evsiz. Claudia onun kurtulmasını sağladı.
Edward était sans-abri, un toxicomane inhalant, et Claudia était clean.
Biz, seni yasaklanmış madde, yani eroin bulundurmadan dolayı tutukluyoruz.
On te met sous arrestation pour possession de substance contrôlé, à savoir l'héroïne.
Mesul olduğu onca madde altında araç kullanma hadisesini anma gayesiyle bu video ile hayatına bir göz atalım.
Jetons un oeil à sa vie avec cette vidéo, commémorant les conduites en état d'ivresse dont il a été responsable.
Doktor Robbins'e göre, solunum yoluyla vücuda giren bir madde primer bronşlarda kurdeşene ve alerjik ödeme neden olmuş.
Selon le docteur Robbins, une substance inhalée a causé l'urticaire et l'angio-oedème le long de l'intérieur des bronches primaires.
Ama o madde aynı zamanda metamfetamin üretiminde kullanılıyor.
Mais c'est aussi utilisé pour la fabrication de méthamphétamine.
Hayır. Ama her türlü kimyasal madde ve en son teknoloji laboratuvarlar elimizin altında.
Mais on a tous les produits chimiques à portée de main, et la technologie d'un laboratoire de pointe.
Pıhtılaşmayı önleyici bir madde.
C'est un anti-coagulant.
Ve o madde olmayınca kanımın pıhtılaşma tehlikesi var.
Et sans ça, je suis... constamment en danger de caillots sanguins.
Bu içerisinde ağır organik madde tortusu olduğu anlamına gelir. Turba kömürü.
Cela veut dire qu'il y a des résidus lourds organiques dedans - de la tourbe.
Köstebek zehrindeki aktif madde çinko fosfittir.
Le principal ingrédient de ce poison est le phosphure de zinc.
- İki kız. Bir tanesini, Caitlin'i uyuşturucu madde testi için getirdiler. Arkadaşı Emily'nin ortadan kaybolduğunu duydum.
La première, Caitlin, était là pour un examen toxicologique, puis j'ai entendu dire que sa copine, Emily, avait disparu.
Yırtıcı hayvanları engellemek için kimyasal bir madde salgılar.
Il émet une substance pour dissuader ses prédateurs.
Ve bir tane de tehlikeli madde kıyafeti.
Oh, et une combinaison de matières dangereuses.
Griffith Park'ta yaptığın şey yasa dışıydı. Konu oraya gelirse 5. madde savunması * yapabilirsin.
Mais ce que tu faisais à Griffith Park, était illégal, alors si le sujet est abordé... tu peux invoquer le 5eme.
Ama o 5. madde midir nedir, onu yapsam bile insanlar geçmişimi öğrenecek.
Mais même si j'invoque le Cinquième ou quoi, les gens vont savoir pour moi.
Ne yazık ki ihtiyacımız olan bir madde var.
Il y a un ingrédient dont on a besoin.
- Madde etkisinde gibi görünüyor.
On dirait qu'il était sous stupéfiant.
Burnundan gelen şu yeşil madde ne oldu?
Et à propos de ce truc vert qui sortait de son nez?
" Musai'nin öpücüğü, insanoğlunun bildiği her uyuşturucu madde kadar öforik ve bağımlılık yaratıcıdır.
"Le baiser d'un Musai provoque autant d'euphorie et d'addiction " que n'importe quel narcotique connu des hommes.
Musai'nin dudaklarında bir tür psikotrop madde bulunur. - Panzehiri de yokmuş.
Les lèvres des Musai sécrètent une substance psychotrope pour laquelle il n'y a pas remède.
Çağrılardan, Franco'yla denk geldiğimiz gibi madde etkisindelermiş gibi geldi.
D'après les appels, ça a l'air de junkies, comme ce que Franco et moi avons découvert dans cette maison locative.
İlki felç hâli. İkincisi madde etkisinde görünümü veren ve hareket edebildikleri aşama.
La première est la paralysie, la seconde est un état de drogué dans lequel ils peuvent bouger.
Madde. Trastevere'deki Carmelite Rahibe Manastırı'ndan 21 rahibe elbisesi.
Objet : 21 habits de religieuses du couvent des Carmélites de Tresteve.
Kendi mağduriyetiyle gereğince baş edemediği gerçeğinden dolayı madde kullanımının bir çeşit üstesinden gelme mekanizması olduğu söylenir.
Ceci signifie que la toxicomanie est un mécanisme d'adaptation, du fait qu'il n'ait jamais réussi à gérer ses propres victimisations
- Tehlikeli Madde Ekibi onayladı.
- Ça a été vérifié par le labo des matières dangereuses.