Madem istiyorsun traduction Français
354 traduction parallèle
Eh, madem istiyorsun, ben de nasılsa asacak yer bulamıyorum, tamam o zaman.
C'est bien parce que c'est toi. Et parce que je ne sais pas où le ranger.
- Sizin için okuyabilir miyim, lütfen? - Madem istiyorsun.
- Je peux vous aider à les lire?
Madem istiyorsun...
Si ça vous amuse!
Madem istiyorsun, dışarı ikimiz çıkarız.
C'est d'accord, on y va tous les deux.
- Ben de gelmek istiyorum. - Madem istiyorsun...
J'irai avec toi.
Peki, madem istiyorsun, kiliseye giderim. Günah bile çıkarırım.
Si c'est ce que tu veux, je me confesserai.
Madem istiyorsun.
Si tu crois que c'est nécessaire!
Madem istiyorsun, dövüşelim.
D'accord. Bats-toi si tu veux.
Tamam, madem istiyorsun.
D'accord.
Pekâlâ, madem istiyorsun.
Bon, d'accord.
Tamam. Madem istiyorsun, deneyeceğim...
D'accord, je vais essayer.
Pekala, madem istiyorsun.
Bien... si tu veux.
Madem yardımımı istiyorsun, seni asla yalnız bırakmayacağım.
Maintenant que vous me l'avez demandé, je ne vous laisserai jamais seule.
Madem bilmek istiyorsun, gemiye beni vurmak isteyen birinden kaçmak için bindim.
Si vous tenez à le savoir, j'essaie d'échapper à un tueur.
Peki, madem yazmamı istiyorsun.
Bon, si vous y tenez.
Gösterimizin bölünmesini istemem, ama madem sen öyle istiyorsun.
ça sera dur de se séparer!
- Madem öyle istiyorsun Abe.
.
Tamam, madem öyle istiyorsun.
Si vous y tenez, c'est d'accord.
- Madem öyle istiyorsun, ben de unuturum.
Si tu n'es pas d'accord...
- Madem sen öyle istiyorsun.
- Si c'est ce que tu veux.
- Madem bilmek istiyorsun, otobüs getirdi.
C'est arrivé avec l'autocar.
Madem öyle istiyorsun... bu gece işim bitince buraya bir daha ayak basmayız.
Si c'est ce que tu veux, après ce soir, on dégage pour de bon.
Şey, madem bilmek istiyorsun... Olaya biraz daha dram katabilirdin.
Eh bien, si tu y tiens, tu aurais pu mettre plus d'émotion dans la scène du métro.
Madem bilmek istiyorsun söyleyeyim. Gösteriyi hiç sevmemiş. Öyle mi?
Puisque tu y tiens, il a détesté le spectacle.
Madem öyle izah etmek istiyorsun.
Tu peux voir les choses comme ça.
Madem ki bizimle gelmek istiyorsun, sana eşlik etmekten her zaman zevk...
J'aurai toujours plaisir à vous escorter... puisque vous voulez venir avec nous.
Peki, madem bu saçma geleneği yerine getirmek istiyorsun benim için sorun değil.
Mais si tu tiens à cet interrogatoire, d'accord.
Peki, madem müzik dinlemek istiyorsun, içeri gir.
Alors entre et écoute.
Tamam. Madem öyle istiyorsun.
Si c'est ça que tu veux...
Madem öyle yapmak istiyorsun, biz de öyle yaparız.
Si c'est ce que tu veux, c'est ce que nous ferons.
Öyle istiyorsun madem, hadi bakalım.
Si tu en décides ainsi, marchons.
Yani, madem öyle istiyorsun.
Si c'est ce que tu désires...
Arabella, madem hareket istiyorsun!
Arabella, tu veux de l'action?
Madem bilmek istiyorsun, birkaç yıl önce bir oğlum vardı.
Figure-toi que... il y a quelques années, j'ai eu un autre fils.
Madem öyle istiyorsun, öyle olsun. Bakalım ne kadar iyisin.
Nous verrons si vous avez intérêt à vous opposer à moi.
Peki, madem öyle istiyorsun, ama ona karşı biraz sabırlı ol.
Bon, mais ayez quand même un peu de patience.
Madem öyle istiyorsun, ben gidiyorum.
- D'accord, je m'en vais.
Pekâlâ, madem öyle istiyorsun...
Très bien, si c'est ce que vous voulez...
Madem resimlerimden istiyorsun, neden gidip birini seçmiyorsun?
Si vous voulez un dessin, allez donc en choisir un.
Peki... Canım, madem bu odayı istiyorsun, burada kalacaksın.
Eh bien chéri, si c'est celle que tu veux... c'est celle que tu auras.
Madem oyun istiyorsun, ışığı ayarlayıp kapıyı kilitleyelim.
Si vous voulez vraiment batifoler, éteignons la lumière et enfermons-nous.
Madem peruğu bu kadar istiyorsun, getir o zaman, lanetli batının kötü cadısı.
Si la perruque compte tant pour toi, va la chercher, méchante sorcière de l'Ouest.
Madem öyle istiyorsun!
- Alors franchement, je me demande ce que je fous ici, moi!
Madem ki istiyorsun, öyleyse, haydi.
Puisqu'il faut t'affranchir, allons-y.
Madem oyun oynamak istiyorsun ben de oynarım.
Vous voulez jouer le beau héros noir? Alors, je joue le vilain blanc.
Pekâlâ, madem sen böyle istiyorsun.
Bon. Si tu le veux ainsi.
Madem bronzlaşmamı istiyorsun...
Si tu m'aimes bronzée... Pourquoi pas?
Çek git, madem yalnız kalmak istiyorsun!
Fous le camp, si tu veux être tranquille!
Madem öyle istiyorsun, pekâla.
Tous les deux!
Madem öyle istiyorsun.
Si tu veux.
Madem bilmek istiyorsun, çılgın bir adama kapıldım.
Si tu veux le savoir, les cinglés m'attirent.