Mayhew traduction Français
185 traduction parallèle
Kesinlikle mümkün değil, Bay Mayhew. Sir Wilfrid hala iyileşme döneminde.
Pas question, sir Wilfrid est en convalescence.
Merhaba, Mayhew.
Bonjour, Mayhew.
Bay Mayhew'a bakarsak aslında hiç iyi değilmişim.
Pas bien du tout, d'après Me Mayhew.
Üzgünüm, Mayhew. Beni daha az sıkıntı verecek bir vakıa geldiğinde ara.
Je regrette, revenez avec une affaire moins prenante.
Hayır, hayır, sen değil. Sadece Mayhew.
Pas vous, seulement Mayhew.
Aynı fikirde olmasam da, Bay Mayhew çok acil olduğunu düşünüyor.
C'est ridicule, mais Me Mayhew dit que c'est urgent.
Haklıymışsın, Mayhew, onu sevmeye başladım.
C'est vrai, il me plaît.
Bu yüzden Bay Mayhew'u görmeye gittim.
D'où Me Mayhew.
Lütfen, Mayhew, sigara içerken söyleme.
Mayhew, pas quand je fume!
Bay Mayhew'u tanıyor olmalısın.
Vous connaissez Me Mayhew.
Bay Mayhew ve Bay Brogan-Moore'u tanıyorsunuz.
Me Mayhew, Me Brogan-Moore.
Bay Mayhew sizden umutsuz davaların şampiyonu olarak bahsetmişti.
Vous passez pour le champion des causes désespérées.
Bay Mayhew.
Me Mayhew.
Sir Wilfrid. Bay Mayhew, beni sizin temsil edeceğinizi söyledi.
Sir Wilfrid, vous allez me représenter.
Mayhew, bana raporları ver.
Passez-moi les rapports.
- Hadi, Mayhew.
- Venez, Mayhew.
Bu Bay Mayhew, Leonard Vole'un avukatı.
C'est Me Mayhew, l'avoué de Vole.
Söyle Brogan-Moore odama gelsin. Mayhew'u da gönder.
Appelez Brogan-Moore et Mayhew.
Kızımla... Jewel Mayhew'ün kocası.
Ma fille et le mari de Jewel Mayhew.
Son gördüğümde John Mayhew ile dans ediyordu.
La dernière fois, elle dansait avec John Mayhew.
O zaman ben Jewel Mayhew'üm dersin kocacığımın kellesini aramaya geldim dersin.
Dans ce cas, tu lui dis que tu es Jewel Mayhew et que tu viens chercher la tête de ton pauvre petit mari.
Aklıma gelmişken Şerif Jewel Mayhew ile buluşmamı sağlayabilir misiniz?
Au fait, shérif, pourriez-vous me faire rencontrer Jewel Mayhew?
Bunun arkasında Jewel Mayhew'in olduğunu duyarsam hiç şaşırmam.
Je ne serais pas étonnée d'apprendre que Jewel Mayhew soit derrière tout ça.
Beni evden çıkartmak için Jewel Mayhew'e yardıma gelmiştir.
Mais peut-être pour aider Jewel Mayhew à me chasser de chez moi.
Sanırım John Mayhew'ün ölümünü hiçbir zaman tam olarak kabul edemedi.
Je crois qu'elle n'a jamais accepté la mort de John Mayhew.
Jewel. Jewel Mayhew.
Jewel Mayhew.
Tamam, Bayan Mayhew.
Ça va aller.
Jewel Mayhew kendi evimde bile beni rahat bırakmıyor!
Jewel Mayhew vient me harceler dans ma propre maison.
Dergiyi Jewel Mayhew mi getirdi sence?
Tu crois que Jewel Mayhew l'a ramené ici?
Jewel Mayhew'ün seni yıllardır aklına getirdiğini sanmıyorum.
Elle n'a peut-être pas pensé à toi depuis des années.
Bunları Jewel Mayhew'in göndermediğine kimse beni inandıramaz!
Et personne ne pourra me faire croire qu'elles ne sont pas de Jewel Mayhew.
Jewel Mayhew hâlâ orayken olmaz.
Pas sous les yeux de Jewel Mayhew.
John Mayhew'ü sevgili babasının öldürdüğü sanrısına kapılmasaydı sözüm ona sırrını korumak için burada oturmayı sürdürmezdi.
Si elle ne s'était pas imaginé que c'était son cher père qui avait tué John Mayhew, elle ne serait peut-être jamais restée ici à préserver ce soi-disant secret.
- Elbette Jewel Mayhew'di.
Mais Jewel Mayhew.
Jewel Mayhew senelerdir bana rahat bir hayat sürdürmekten başka bir şey yapmadı.
Jewel Mayhew n'a rien fait depuis des années, à part m'entretenir.
Ya Jewel Mayhew?
Et Jewel Mayhew?
Bu evde başıma gelen en iyi şey o gece Jewel Mayhew'ün yazlık eve gitmesini görmem oldu.
La seule bonne chose qui me soit arrivée dans cette maison a été de voir Jewel Mayhew entrer dans le pavillon d'été ce soir-là.
Üstelik o ve John Mayhew, Louisiana eyaletinin en adi zamparalarından ikisiydi.
De plus, lui et John Mayhew étaient les plus grands coureurs de jupons de toute la Louisiane.
Jewel Mayhew...
Jewel Mayhew...
- Jewel Mayhew bu sabah ansızın ölüvermiş...
Jewel Mayhew est tombée raide morte ce matin.
1927'de kocasını öldüren kişinin aslında Jewel Mayhew olduğunu varsayalım ve cinayeti gören birisi oldu diyelim...
Mais si c'était Jewel Mayhew qui avait tué son mari en 1927? Et qu'il y avait eu un témoin de ce meurtre?
Hiç olmazsa Jewel Mayhew'ün ölümündeki zamanlamanın ve bütün bunların alaycı bir rastlantı sonucu olduğunu çıkartırız.
Donc la coïncidence de la mort de Jewel Mayhew et de tout ça relèverait d'une étrange ironie.
Bu Colin Mayhew mi?
Est-ce le corps de Colin Mayhew?
Bill Mayhew.
Bill Mayhew.
- W. P. Mayhew, şu yazar mı?
W.P. Mayhew, l'écrivain?
Bill Mayhew'un bir şekilde denemesi için davet edilmediği bir film türü icat etmediler daha.
On n'a pas inventé de genre avec lequel Bill Mayhew ne se soit jamais colleté.
- Bay Mayhew şu anda uygun değil.
Mr Mayhew est souffrant.
Ben Audrey Taylor, Bay Mayhew'un özel sekreteri.
Audrey Taylor, secrétaire personnelle de Mr Mayhew.
- Bill Mayhew'la konuştum.
J'ai vu Bill Mayhew.
Mayhew mu?
Ça, pour t'aider!
W. P. Mayhew.
W.P. Mayhew.