Mckay traduction Français
982 traduction parallèle
Bizim hikayemiz, 1810 yılında Canfield ve McKay aileleri arasında süren eski zaman kan davası ile ilgilidir.
Notre histoire est celle de la vieille vendetta entre les familles Canfield et McKay vers 1810.
Reşit olmayan oğlu dışında soyunun son kişisi olan John McKay'in mütevazi evi.
La pauvre demeure de John McKay, dernier de sa lignée - à part son jeune fils.
Genç McKay burada, annesinin ölümünden sonra teyzesi tarafından büyütüldü.
Le jeune McKay fut élevé par sa tante après le décès de sa mère.
Willie McKay.
Willie McKay.
Sayın Beyefendi : John McKay evinin yasal varisi olarak lütfen en kısa sürede Rockville'e gelip evin vekaletini üstleniniz.
Cher monsieur, En tant qu'héritier de John McKay je vous prie de bien vouloir venir à Rockville pour prendre possession de ses biens.
McKay evini tarif edebilir misiniz?
"Pouvez-vous m'indiquer la maison des McKay?"
Neden McKay evini arıyorsun?
"Pourquoi cherchez-vous la maison des McKay?"
John McKay.
"John McKay."
John McKay'in oğlu kasabaya gelmiş!
"Le fils McKay est en ville!"
Burası! McKay evi burası!
"Bah, c'est ça la maison des McKay."
Ertesi gün itibariyle genç McKay, kalıcı misafir olmaya karar vermişti.
Dès le jour suivant le jeune McKay décide de devenir un hôte permanent.
John McKay'in oğlu!
"Le fils de John McKay!"
"Big Shot" McKay boş yere seni seçmedi bu iş için ve senin boş yere hukuk fakültesinden mezun olmanı sağlamadı. - Tamam tamam.
McKay a pas payé pour rien la fac à un vaurien.
McKay'in seni buraya yerleştirmesi onun için zor bir iş değil nede olsa.
McKay était épargné et vous étiez bien vu.
McKay'in benim buraya gelmemle uzaktan yakından alakası yok. Kesinlikle hemde.
McKay n'est pour rien dans ma venue ici!
- Sana McKay'den bahsedeceğim.
- Je vais vous parler de McKay.
McKay'e bundan hiç bahsetmedin mi?
Tu l'as caché à McKay.
- Collins hala McKay'le beraber mi? - Hayır.
Collins est avec McKay?
- Collins McKay'in mekanında saklanıyor!
McKay l'héberge?
- Collins McKay'in Pinecrest'teki yazlık otelinde saklanıyor.
Collins est chez McKay, à Pinecrest.
- Hala devam ediyor ha? McKay'in bıraktığını söylemiştin. - Evet, fakat...
McKay n'avait pas raccroché?
Kusura bakmayın Bay McKay olur mu?
Vous nous excusez, M. McKay?
McKay konusunda nasıl hissettiğini biliyorum. Senin yerinde ben olsam aynı şeyi düşünürdüm, fakat onu sen öldürmedin.
Vous êtes peiné pour McKay, je le serais à votre place.
Peder O'Malley, Dr McKay, benim doktorum.
Père O'Malley, Dr McKay, mon médecin.
- İşte, Dr. McKay.
- Voici le Dr McKay.
Dr McKay mükemmel olduğunuzu söylemişti ya?
Vous savez, quand Dr McKay a dit que vous étiez parfaite?
Dr McKay, bunu bilmemeniz gerektiğini düşündü ama ben...
Dr McKay pensait que vous ne devriez pas le savoir, mais je...
Hâkim McKay bu akşam 9 : 30'da kararını bildirecek.
- Le juge McKay décide ce soir à 9h.
- McKay
- Yo.
- Evet!
- McKay
- McKay.
- Ici!
- Evet!
- McKay.
McKay Kampı'na, Wellington'ın 45 kilometre dışına yerleştik.
On s'installa au camp McKay, près de Wellington.
Kamyonları yarın onları alıp McKay'e götürecek.
Des camions les ramèneront demain.
Bu adamları McKay'e yürütemezsin.
Attendons les camions.
McKay'den bir gün uzaktayız.
Nous ne sommes qu'à un jour du camp.
McKay Kampı'na 10 kilometre. Neredeyse 100 gibiydi.
Le camp n'était plus qu'à 10 km, mais nous étions à bout.
Bu mangadaki kimseyi bıraktıkları için suçlamam. Ama sürünerek gitmem gerekse bile ben McKay'e dönüyorum.
Je ne peux blâmer ceux qui calent... mais moi, je rentrerai au camp en rampant s'il le faut!
- Terry McKay.
- Terry McKay.
Terry McKay ve yalnız seyahat ediyorum.
Terry McKay, et je voyage seule.
İzninizle, Bayan McKay.
Excusez-moi, Mlle McKay.
- Bayan McKay?
- Mlle McKay?
Canım, bu Terry McKay.
Ma chère, voici Terry McKay.
Bayan McKay'la baş başa kalmak istiyorum.
- Je voudrais voir Mlle McKay seule à seule.
Bayan McKay yemekte mi?
Mlle McKay dîne-t-elle?
Bayan McKay.
Mlle McKay.
Şey, sizi tekrar göremezsem Bayan McKay, mutluluklar dilerim.
Si je ne vous revois pas, Mlle McKay, bon débarquement.
Bayan McKay, en seçkin müşterim.
Mlle McKay, ma chère. Ma cliente favorite.
Tam da "Bayan McKay'e ne oldu" diyorduk ki, işte geldiniz.
On se disait justement : "Mais qu'est devenue Mlle McKay?", et vous voilà.
- Bay McKay burada mı?
- M. McKay est là?
- McKay.
- Ici.