Menu traduction Français
2,561 traduction parallèle
Çocuklar köfte istediler ben de menüyü değiştirdim.Otur.
Les garçons voulaient un pain de viande. Alors j'ai changé le menu. Assieds-toi.
Partinin resmi yemek listesinde pizza yoktu.
La pizza n'est pas au menu de la fête.
Menüsünde koni kabuklu salyangoz olan birini biliyorum Doktor.
Docteur, je connais quelqu'un qui a de l'escargot de mer au menu.
Acele etmeyin.
Je peux avoir le menu, SVP?
Hayır. Ama dürüst olmam gerekirse menüye odaklanmıştım.
Franchement, je regardais déjà le menu.
Şimdi, başını menüden kaldırma.
Continuez à lire le menu.
Eee, hayatım, belki de menüye bakmalıyız, çünkü, biliyorsun garson gelirse ne istediğimizi bilmediğimizden geri göndereceğiz, sonra gelmesi yirmi dakika sürecek böylece uzun bir süre geçecek, yani...
Regardons le menu, car si la serveuse vient, et que je n'ai pas choisi, elle mettra 20 min à revenir...
Dr. Sellars, mümkünse menümüzü imzalar mısınız?
Dr Sellars, vous signez notre menu?
Yemekte ne var?
- Y a quoi au menu?
Yemek listesinde bugünün pizza günü olduğu açıkça belirtilmiş!
Sur le menu, c'est écrit "pizza"!
Al bakalım, bebeğim.
Non, ce qu'il aime n'est pas au menu.
Menüdeki her şey.
N'importe quoi sur le menu.
Menüden istediğin birşey varsa, senin için kendim pişireceğim.
N'importe quoi sur le menu, je le cuisinerai moi-même.
Bugünkü misafirlerimiz Busan'dan diye ana yemeğimiz Busan'ın geleneksel yemeği Mil-myun.
Nous avons un client qui vient de Busan. Il y a des nouilles froides de Busan au menu aujourd'hui.
Buna ne dersiniz? Küçük porsiyonlarda yeniyor sanırım.
- Le menu B devrait être bon et la quantité est bien aussi.
Yeni bir mönü deniyorum.
Je suis venu préparer un nouveau menu.
Okuldan sonra gelebilir misin? Sen beğenirsen, şefe önereceğim.
Pourrais-tu venir après les cours?... alors je veux le présenter officiellement au Chef et le proposer comme un ajout au menu.
Tırmanmak ve avlanmak için.
En un morceau ou en petits bouts hachés menu.
Dört tabak Sevgililer Menüsü mü... -... 8 tabaklık Sonsuz Aşk mı istersiniz?
Le menu "Amourette" quatre plats ou "Amour Eternel" huit plats?
Daha İki Haftadır Çıkıyoruz Ama Ümit Var menüsü var mı?
Pas de menu à un plat "Rien que 2 semaines mais prometteur"?
Biraz somon, biraz İzlanda morina balığı bir de füme yılan balığı.
Au menu : saumon, morue d'Islande extra et anguille entière fumée.
Sanırım kahvaltıda tuhaf bir yaratık yiyeceğiz.
Au menu : farfadet aux pieds recourbés!
Ve arkadaşım için menüyü tekrar alabilir miyiz lütfen?
Mon ami aimerait à nouveau consulter le menu.
Keşke planımızı yemek menüsüne bakarak yapmasaydık.
Je souhaite juste que nous avions un plan qui n'aimait pas certains plats à emporter à partir du menu.
Pekala. Bugünkü mönüde ne var?
Au menu aujourd'hui
Savunmak gerekirse menülerine fırında tavuk eklediler.
Pour leur défense, ils ont ajouté le poulet rôti à leur menu.
Ben artık mönüde olmak istemiyorum.
Je ne veux plus faire partie du menu.
Uçuş içi yiyecek tercihi.
"Choix du menu à bord"...
Önümüzdeki haftanın menüsü ve bütçeniz burada. Yardım yemeği mi yapacağız?
- Voici votre menu et le budget pour la semaine.
Piglet'i çizeyim de kıyaslayın
A côté de lui, Porcinet est tout menu
Büyük boy olsun!
Prends le menu Extralarge!
Lütfen sınırsız puan menüsünden seçiminizi yapın.
[ S'il vous plaît choisissez dans le menu "Tous les points". ]
Sınırsız puan menüsü ~ Sonsuz...
[ menu "Tous les points" ~ ] [Pour toujours...]
Pekala.Menü, seç, özellikler otomatik ses seçimi.
Menu, choisir, options, automatique, sélection vocale.
Menü değişmemiş.
Le menu n'a pas changé.
Menüyü kafamıza göre seçmemize izin verecekler.
- On devra pas suivre le menu.
- Mönü kötü.
- Y a rien de bon au menu.
Sen de beni Quizno'nun karışık menüsüyle mi kandırmaya çalışıyorsun?
et t'essayes de m'avoir avec un menu Quizno?
Menü ile bir tane fotoğrafımı çekebilir misiniz?
Vous pourriez prendre une photo de moi avec le menu?
Yani şu menünün kapağında siz olmalısınız, aşçı anne değil.
Vous devriez être sur le menu à la place de Mamma Giata.
Baloya yürüyerek gideriz ve paradan geriye kalanı da Breadstix'deki 8,99'a yiyebildiğin kadar makarna promosyonunda kullanırız.
Et on pourra aller au bal et utiliser ce qu'il reste de l'argent pour avoir un menu à 8.99 dollars à Breadstix.
Sabahın 3'ünde tüm gece servis veren yiyecek menüsünden Ahi Tartare ve biftekli sandviç ısmarlanabileceğini biliyor muydunuz?
Vous savez que je peux avoir un tartare de thon et un sandwich à 3 h du matin grâce au menu de nuit?
Skinner, bu tatlı menüsü bile senden daha komik.
Skinner, ce menu des desserts est plus drôle que vous. Ouais.
Mesela Heisenberg'ün Belirsizlik İlkesini düşünelim. Aynı, bazı Çin restoranlarındaki menülerde yemekleri A ve B olmak üzere ikiye ayırmaları ve A sütunundan bir yemek seçtiğiniz zaman, B sütununda o yemeğin karşılığını seçememeniz gibi.
Imaginons le Principe d'Incertitude d'Heisenberg comme le menu spécial qu'on trouve dans certains Chinois, où vous avez les plats dans la colonne A et d'autres dans la colonne B, et si vous prenez le premier plat de A,
- Ne söyleyeceğinizi biliyorum. Oldukça küçük bir nesne.
Vous allez me dire que c'est un objet bien menu.
Sanırım menüde Tapioca pudingi de vardı.
Je crois y avoir vu du pudding au tapioca au menu.
Ben, bir Pawnee restoranı olan JJ's Diner'ın menüsünü koyuyorum.
Je propose ce menu d'une institution de Pawnee, Chez JJ.
Yemeklerime bayılırsın. Neden menüyü benimle hazırlamadın?
Tu aurais dû me soumettre le menu.
Onun sevdiği yemek menüde yok.
Ils ont un menu pour enfants.
- İyi fikir.
- Je choisirais ce menu là alors.
Yemekler nasıl?
Comment est le menu?