English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ M ] / Menü

Menü traduction Français

533 traduction parallèle
Ayrıca Bayan Marley'in kahyası birinci sınıf bir menü hazırladıklarını söyledi efendim.
Et la nouvelle cuisinière de Mme Marley est un cordon-bleu.
Young'da 150 sayfalık menü vardı.
Jons avait une carte de 150 pages, c'est vrai.
Fiks menü mü? Yoksa farklı birşeyler ister misiniz?
Le menu ou à la carte?
Fiks menü.
Le menu!
Bir menü rica ediyorum.
Envoyez-nous un menu.
Menü kalsın.
Laissez-moi le menu.
- Özel bir menü istemiyor mu?
Pas de menu special?
Bu akşam, evinde 20 menü yazacaksın.
Ca vous fera 20 menus.. .. a copier chez vous pour ce soir..
İki çay menü lütfen.
Deux thés, je vous prie.
İki çay menü Doris.
Deux thés, Doris.
Demedi demeyin, bir yerde fiyat içermeyen bir menü olduğunda ben hep sinirlenirim
Ces cartes sans les prix, ça me rend nerveux.
Kocaman menü.
C'est un grand menu.
Menü hazırlamanın ne kadar sürdüğünü bilmiyorsun... önemi yok, resmi şimdi asıyorum.
Tu te rends pas compte du temps que ça prend. Mais tant pis, j'accroche le tableau.
Ekmek ve peynirle, bir de menü gönderirim. Çıkın artık!
Je vous envoie un menu, avec vos sandwichs au fromage...
Üç adet menü lütfen.
- Trois menus, s'il vous plaît.
Şefin herkese içgüdüleriyle menü oluşturduğu restoran?
Le patron compose ton menu comme il l'entend?
Hepsi menü usulü.
C'est à la carte.
Bana tavuk menü alır, beni yüzmeye götürür, şakalar yapardı.
Il m'achetait du poulet, m'emmenait nager et me racontait des blagues.
İşte menü.
Le menu.
Menü kartına bakın.
Lisez plutôt ce menu.
Bugünkü menü burada.
Voici les plats du jour.
Bir çizburger menü.
Un cheeseburger garni.
- Sana özel bir menü hazırladım, David.
J'ai cuisiné pour toi.
Menü seçenekleri sade ramen ve domuz etli ramen olmak üzere iki çeşit olacak.
2 spécialités exclusivement : "Porc rôti" et "Classique".
Bu bir menü!
Maman, tu as connu de sacrés beaux garçons.
Bu menü, Kate'le benim, bir zamanlar keşfettiğimiz eski bir restaurant'a ait.
Mais j'ai épousé le plus beau.
Menü mü?
Un menu?
Pembe bir menü.
Un menu rose?
- Menü!
- Le menu!
Bugünkü menü... güveçte ton balığı.
Le menu d'aujourd'hui est une casserole de thon aux noix.
Maguire'ın sorularını menü okur gibi yanıtladınız.
Vous avez répondu à Maguire comme si vous lisiez le menu.
Bütün menü.
Tous.
- Gidip yemek için menü hazırlamam gerek.
- Je dois aller choisir le menu.
Çok çeşitli seçeneklerden oluşan bir menü seçmeye çalıştım Komutan.
Je me suis efforcé de choisir un menu offrant une grande variété de plats.
Menü bahsinden başka ne için çağırdınız beni?
Vous voulez sans doute parler d'autre chose que le menu.
- Menü. Menü.
Menu.
Tamam. Altı numaralı menü lütfen, rokalı olsun birde brüksel lahanası tazeyse yanına koyabilirsiniz.
Je peux avoir le numéro 6 avec quelques feuilles de romaine, des choux de Bruxelles et une vinaigrette à la moutarde?
Menü de ne var?
Y a quoi au menu?
Bir menü görebilir miyim, lütfen?
Je peux avoir le menu?
- Menü?
- Le menu?
- Aynı menü.
C'est la même carte!
Bir daha geldiğinde yeni bir menü hazırlayacağız.
On aura de nouveaux plats bientôt.
Karnın açsa, seni KFC'ye götürüp, iki parçalı menü ısmarlarım.
Si t'as les crocs, je t'emmène chez KFC.
O yüzden en iyi malzemelerle bu başlık altında bir menü hazırladık.
Nous avons donc choisi ce thème en utilisant les meilleurs ingrédients.
Menü de benim şimdi çoktan yemiş olabileceğim şeylerde vardı.
Il y avait des trucs sur ce menu qui me tentaient pas mal.
Bize iki ıstakoz ve bir menü.
Nous prendrons deux homards et un menu.
Menü istemiyorum.
Pas de menus.
Şu iki vampiri de al ve de ki, ya oturup menü istesinler ya da lokantamdan defolsunlar.
Soit tes vampires viennent pour manger, soit ils dégagent de mon restaurant.
Menü yabancı dilde yazılmış. Siparişi sen verebilirsin.
Ces plats occidentaux, c'est du chinois!
- Menü. - Teşekkürler.
La carte?
André menü hakkında oldukça bilgi sahibiydi.
comment est-ce préparé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]