Mına traduction Français
128,801 traduction parallèle
Yardımına ihtiyacım var.
J'ai vraiment besoin de ton aide.
Yardımına ihtiyacımız var.
On a besoin de ton aide.
Burada bir eğitim programına rastladınız mı hiç?
Quelqu'un a vu un programme d'enseignement?
Genellikle cennet kavramına inanmayan modern kültürel Yahudilerden bahsediyorsun sanırım.
Je crois que tu fais référence au Juif culturel moderne qui ne croit pas au concept de ciel.
Ne bileyim amına koyayım.
J'en sais rien.
Farkında amına koyayım.
Elle sait, putain.
Zaten burada bana göre ne var ki amına koyayım?
Qu'est-ce que j'ai, ici?
Yalvarırım Charlotte, hayatında bir defa da olsa Tanrı aşkına, ne diyorsam onu yap amına koyayım.
Charlotte, je t'en supplie, pour une fois, par pitié, fais ce que je te dis.
Amına koyayım!
Putain!
Dışarıda her şeyin daha iyi olacağına inanmalıyım.
Je veux croire que tout ira mieux dehors.
Virginia'da dağ yolunda beklenmedik hava koşullarına yakalandım.
La météo m'a surprise sur un sentier en Virginie.
- Tamam. Canlı yayına çıkmadan şu küfürlerden kurtulmamız lazım.
Vous devrez faire attention à votre langage avant le direct.
- Donut'ın kaçmasına yardım ettim.
- J'ai aidé Donuts à s'enfuir. - Quoi?
- Gardiyanın kaçmasına yardım etmem gerçek.
Et en vérité, - j'ai aidé un gardien à fuir.
Kendimi gözaltına aldırdım.
Je me suis fait arrêter.
Bunları tek başına mı yaptın?
Tu as fait ça toute seule?
Ahlak kurallarına saygım var ama böyle körü körüne kendilerini adayarak tehlikeye davetiye çıkarıyorlar.
Je peux respecter leur éthique, mais s'engager aussi aveuglément... c'est là que ça devient dangereux.
Ağzına sıçayım Piscatella!
Je t'emmerde, Piscatella!
- Sınıf başkanlığına mı adaysın?
- Tu veux être déléguée de classe?
- Onların tarafına mı geçtin?
- T'es avec elles, maintenant?
Uygun olup olmadığına bakayım.
Je vais voir s'il est disponible.
Ağzına sıçayım.
Bordel de merde.
Artık Leanne'in 100 metre yakınına yaklaşamazsın.
Interdiction de t'approcher de Leanne à moins de 90 m.
Yapılanların doğrusuna yanlışına mı, yapılanların sonuçlarının doğrusuna yanlışına mı önem verirsin?
Vous attachez-vous à la conscience morale de vos actes propres ou à la conscience morale des conséquences de vos actes?
Seni arayacaktım ama yasına saygı göstermek istedim.
Je comptais vous appeler, mais je voulais respecter votre deuil.
Saygım var ama bunu hayrına yapmadık.
Je respecte ça, mais ce sera pas gratos.
Bal kabağına mı bindirelim?
En la mettant sur une citrouille?
- Canına okuyacağım.
- Je vais t'apprendre.
Evet, ben de çocukken çarşaf dolabının üst rafına saklanırdım.
Oui, moi, je me cachais sur l'étagère du haut de l'armoire à linge.
Vali adına mı pazarlık yapıyorsun, Ulusal Silah Birliği adına mı? Çünkü bu konuyu açıklığa kavuşturmuştuk.
Vous négociez pour le gouverneur ou la NRA parce qu'on a réglé tout ça.
- Piper, onu doğrultmalarına yardım etsene.
- Piper, aide à le remettre en place.
Ortadan kaybolmasına bahaneler uyduran sevgililerim olmuştu ama bu kadar saçmasını ilk kez duyuyorum.
Plein de mecs m'ont servi des excuses pour avoir disparu, mais c'est la plus ridicule que j'aie entendue.
Suçu başkasına atmak için bu kadar acele etmeyin Müdür Bey.
Ne soyez pas si prompt aux accusations, M. le directeur.
Ayı saldırısına uğradım.
Un ours m'a attaquée.
Bunun değişme ihtimali olmadığına hayatım üzerine bahse girerim.
Et la probabilité que cela change un jour, je pourrais parier ma vie dessus.
Yine de küçük kızımın başına gelenden daha iyidir.
C'est un sort meilleur que celui de mon bébé.
Ağzına sıçayım Linda.
Va chier, Linda.
Hayır tatlım, kolay değil ama hayatında öyle biri olmasına sevindim.
Non, ma chérie, ce n'est pas facile. Mais je suis ravie que tu aies quelqu'un.
Bir mahkûm kaçmalarına yardım etmiş.
Une détenue les a libérés.
Mendoza ve Ruiz kaçmalarına yardım ettiler.
Mendoza et Ruiz les ont aidés à s'enfuir.
O zaman sorularına ordumla cevap vermek zorunda kalırım.
Et je serai obligé de répondre par la force.
Abby'nin aklına girmeye başladım bile.
J'ai déjà commencé avec Abby. Viens.
İki saat içinde, Philadelphia yerine merkez dışındaki alanları korumayı tercih edersem neler olacağına dair sekiz öfkeli telefon aldım.
En deux heures, j'ai reçu 8 appels de gens furax m'expliquant ce qui arriverait si Philadelphie n'était plus ma priorité.
Ama dinle, Matthews'un icabına bakmak için dört yılımız var ve bunu yapacağız.
Mais nous aurons quatre ans pour nous occuper de Matthews.
Sırf gölü bilen birine ihtiyacım var diye kapına geldiğimi mi sanıyorsun?
C'est par hasard que j'étais à côté de toi quand j'ai eu besoin d'un guide?
O kadar borcun altına mı girsin?
Tu veux qu'il s'endette à vie?
Onun icabına Ruth bakmayacak mıydı?
Je pensais que Ruth s'en occupait.
Başlatma lan maçına!
Je m'en tape, de ton match.
Onun kararına elbette saygılıyım.
Je respecte son choix, bien sûr.
Ağzına sıçayım!
Merde!
Ağzına sıçayım!
Putain!