Naturel traduction Français
3,957 traduction parallèle
Peki, doğal davran.
- Ok, sois naturel. - J'ai l'air d'un cinglée.
Bu kadar çok insanın, böylesine doğal bir şeye bu kadar olumsuz bakması çok utanç verici.
C'est une honte que tant de gens ont une réaction négative... à quelque chose de si naturel.
Doğal kum daha yumuşak, yıpranmış olur.
Le sable naturel est, hmmm, plus lisse, plus érodé
Doğal korunma güdülerimin ortadan kalktığı bir uykuya dalmam gerek. Zihimin beni korumadığı bir uykuya.
J'ai besoin d'aller d'en un sommeil où mes defenses naturel s'en vont, où mon esprit arrête de me protéger.
Yeni şeylere maruz kaldığında bu çok normal.
C'est tout à fait naturel quand tu contemples de nouvelles choses.
Evet, kesinlikle doğal değil bu.
Oui, ce n'est certainement pas naturel.
Doğuştan yetenekli.
Elle est d'un naturel,
Demek istediğim, gördüğünüz şey tamamen doğal bir süreç.
Ce que vous avez vu est un phénomène absolument naturel.
Adam doğuştan hırsız ;
Ce mec est un voleur naturel..
- O emme işi, iş yerindeki en büyük silahım.
Une absorption, c'est naturel.
- Doğal davran.
Vous êtes naturel.
Ondan daha... Doğal bir şey yok.
Il n'y a rien de plus naturel que... cela.
Bir topun suratına doğru hızla fırlatılması doğal bir şey değil.
C'est pas naturel, quand une balle t'arrive dessus.
Doğuştan yeteneklisin evlat.
Et bien, t'es un naturel, fils.
Görevimi tamamladığım için ayrılıyorum.
Je me suis acquittée de ma tâche. Il n'est que naturel que je quitte à présent le palais.
Zenci temsilciler olması da mı doğal Stevens?
Un nègre député? Ça, c'est naturel, Stevens?
Doğal haliniz bu değil mi?
N'est-ce pas là votre état naturel?
Bu doğal değil. Hem de hiç!
Tout ça n'a rien de naturel.
Ve doğanın dengesini bozacak güce sahip.
Et le pouvoir de modifier l'équilibre naturel.
Vay anasını! Bu beni 70'lere geri götürdü.
Oh, mec, au naturel comme dans les années 70.
Matematik ve doğadaki şeyler.
les mathématiques et le monde naturel.
Zekice ve samimi davran.
Soyez brillant et totalement naturel.
Doğal otlarım ve çiçeklerim var.
J'ai un naturel mélange d'herbes et de fleurs.
Sığınmak için bu yapay doğal göl ideal. Burada Phango için endişeye yer yok.
Je prend refuge dans cet endroit construit par l'homme... point d'eau naturel, où les problèmes avec Phango ne sont plus des soucis.
Ve bilginiz olsun diye söylüyorum, saçlarım doğal sarışındır.
Mes cheveux sont blond naturel.
Bermuda Şeytan Üçgeni gibi bir doğal fenomen. Enstitü bu fenomenin etrafına inşa edilmiş.
C'est un phénomène naturel, l'Institut a été construit autour.
O bir bitki ve toprakta yetişiyor.
C'est naturel et ça vient de la terre. Mais c'est une drogue.
Özür dilerim. Eskilerin söylediğine göre tabii bir şey talep edilecek.
Comme nos ancêtres l'ont prédit, un Naturel sera appelé.
Elini yanlış tuttuğunu düşünür.
C'est pas naturel.
O zaman bunun gayet doğal olduğunu biliyorsundur ki... Ne?
- Donc tu sais qu'il est naturel...
Ayrıca, genç yaşta hata yakmak doğal bir şey.
À part ça, faire des erreurs, c'est naturel quand on est jeune.
Bilimsel yanını düşünenler için ilginç bir bilgi. Pterozor'ları avlayan hiçbir canlı olmadığını biliyor muydun?
OK, intéressante note pour les férus de science, savais-tu que le ptérosaure n'a aucun prédateur naturel?
Gerçekten mi? Onları avlayan hiçbir canlı yok mu?
- Et aucun prédateur naturel?
Pterozorların gerçekte sadece bir tane avcıları olduklarından bahsetmiş miydim?
Est-ce que j'ai oublié de mentionner que le ptérosaure avait en fait un prédateur naturel?
Onbirinci, doğal yolla oluşmuş bir delikte... gerilim aşağı yukarı çalışırken, göçme orta kesime doğru olur.
Onze, dans un trou naturel, elle s'effondre vers le milieu, car la pression est verticale.
Çok da iyi gidiyordum.
Il y avait de la complicité et du naturel.
Çok tehlikeli olduğu anlaşıldı. Doğal olarak da beni buraya tıkmak zorunda kaldılar. Bana yaptıklarından sonra sanırım onlara siktirin gidin demem gayet normal.
Très vite, nous nous sommes rendu compte que c'était trop dangereux, donc c'est naturel qu'ils m'aient enfermé, mais après ce qu'ils m'ont fait, il est bien naturel que je leur dise d'aller se faire voir, car- -
Kısa bir süre başarılı olabilirsiniz ama er ya da geç özgür kalacaktır.
On peut réussir pendant un moment, mais tôt ou tard, le naturel prend le dessus.
Ah, evet, evet, tabii.
Ah oui. C'est tout naturel.
Tüm yarış hayatım boyunca bu kadar doğal yeteneği olan bir sürücü görmedim.
Au cours de ma carrière, je n'ai jamais vu un pilote doué d'un tel talent naturel.
İş adamı sabah kahvesini yudumluyor.
Plus naturel. L'homme d'affaires qui boit son petit café du matin.
Bana göre hiç doğal değil.
Ça ne me semble plus naturel.
Uzun süre su içtiğim için mutluyum, Doğal gökyüzü için hazırlanmış olmamla aynı sebepten.
Je suis content d'avoir bu de l'eau si longtemps, pour la même raison que que je préfère le ciel naturel.
Bunun kötü bir yanı yok.
Très naturel.
Bir erkeğin birini vurması daha normal dimi?
C'est plus naturel pour un homme de tirer sur quelqu'un, non?
Bence sen doğuştan yeteneklisin ve film de harika olacak.
Je pense que vous êtes naturel et ce film sera super.
Bu doğal.
C'est naturel.
- Çünkü doğal değil.
- Car c'est pas naturel!
Doğal davranmaya çalış.
Essaie d'être naturel.
Bu onun için iç saha avantajı.
Les zones boisées, c'est son environnement naturel.
Bu doğaldır.
C'est naturel.