English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Ne halt

Ne halt traduction Français

5,284 traduction parallèle
Ne halt yediğini bilmiyorum ama oradaydı işte.
J'ignore ce qu'il faisait, mais il était là.
Burada ne halt ediyorsunuz?
Mais qu'est-ce que vous faites ici?
Ne halt ediyorsun?
Qu'est-ce que tu fais?
Ne halt ediyorsunuz?
Attends! Qu'est ce que tu fous?
Ne halt ettin?
- Mais c'est quoi, ces conneries?
Son dört yıldır ne halt ediyordun?
Mais où étais-tu passé ces quatre dernières années?
Ne halt yiyorum ben? Ben napıyorum?
Qu'est-ce qui me prend?
Burada tam olarak ne halt ettiğinizi bilmiyorum ama Delano vatandaşları devrimcileri pek fazla umursamaz.
Je ne sais pas exactement ce que vous faites, mais les citoyens de Delano n'aiment pas trop les révolutionnaires.
Burada ne halt ettiğini bilmiyorum ama bu aletin devamlı çalışmasını sağlamak zorundasın.
Je sais pas ce que tu fous, mais ça aurait déjà dû être réparé. Tout a sauté.
Sen ne halt ediyorsun lan burada?
Mais qu'est-ce que tu fous?
Gene ne halt yedin Thomas?
T'as fait quoi encore?
Şimdi ne halt yiyeceğiz?
Merde, qu'est-ce qu'on fait?
- Ne halt ediyorsun?
Mais qu'est-ce que tu fais?
Ne halt... Yardım.. Yardım edecek misin?
Alors, tu m'aides ou non?
Ne halt ediyor?
Mais qu'est-ce qu'il fait?
- Ne halt ettiğini sanıyorsun?
Pour qui vous prenez-vous?
Ne halt yiyeceğim ben bununla?
- Je fais quoi de ça?
Ne halt yememi istiyorsun?
C'est des clientes.
Burada ne halt ediyorsun?
Tu fais quoi?
Rodeo, ne halt ediyorsun sen dostum?
Rodeo, qu'est-ce que tu fous?
Ne halt ediyorsun sorusuna cevabım.
Qu'est-ce que vous, vous foutez?
Ne halt...
Merde...
Ne halt oluyor burda?
Je don apos ; t comprendre.
- Marks, ne halt yiyorsun?
Écoutez-moi.
Ne halt düşünüyorsun?
Qu'avez-vous donc en tête?
Ne halt ediyorsun? Aç kapıyı.
Ouvre la porte.
- Hayır. - Ne halt ediyorsun sen?
Mais qu'est-ce que tu fais?
- O zaman ne halt ediyorsunuz burada?
Qu'est-ce que vous fichez?
Ne halt olduğunu biliyor musun?
Tu sais ce qu'est l'Enfer?
Kim bilir bir dahaki sefere ne halt yiyecek.
Je ne sais pas à quoi elle joue.
Ne halt ettiğini sanıyorsun?
À quoi vous pensez?
Hey, ne halt ediyorsun? Hadi kapışalım.
Tu veux qu'on sorte?
- Ne halt ediyorsun, Quirke? - Bir şey yapmıyorum, Mal.
- Bon sang, à quoi joues-tu?
Ne halt ediyorsun sen?
Mais qu'est-ce que tu fous?
Ne halt ediyorsun?
C'est quoi ce bordel?
Ne halt edeceksin bakalım?
Et si tu foires?
Ne halt ediyorsun burada?
Que fais-tu ici?
Ne halt ettin, Charlie?
Qu'est-ce que tu as fait, Charlie?
Ne halt ediyorsun yaaa?
C'est quoi ce bordel que tu fais? Je suis perdu.
Artık trampetinizi çalarken, hangi akortla çaldığınızın hangi ölçüyle çaldığınızın, ne halt yediğinizin önemi yok!
Quand vous jouez des percussions, peu importe la tonalité, la mesure que vous jouez, la planète sur laquelle vous vivez!
Pijamalarınızla ne halt yiyorsunuz burada Bay Byrd?
Que faites-vous dehors en pyjama, M. Byrd?
Ne halt ediyorsun sen?
Qu'est-ce tu fous?
Bir kıymık batmıştı, Doktor. Ne halt etmen gerekiyordu?
Elle avait une écharde, Doc, qu'est-ce que tu pouvais faire?
Ne halt demeye çalıştığını anlamadım.
Je suis complètement largué, là.
- Sen ne halt ediyorsun?
Qu'est ce que tu fais?
- Kirova ne halt ediyor?
Que fabrique Kirova?
Hiçbir halt hatırlamıyorum. Onun dışında gayet iyiyim.
Je ne me rappelle de rien, mais sinon, ça va.
- Ne halt ediyorsun?
Mais qu'est-ce que vous faites?
Ne halt ediyorsun sen?
Mais que foutez-vous?
- Ne halt ediyorsun?
- Je sais comment le distraire.
O hiçbir halt bilmiyordu!
Il ne savait rien!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]