English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Nehir

Nehir traduction Français

2,549 traduction parallèle
Temiz su, nehir veya dere olan sık ormanları tercih ediyor. Neden?
Il aime les forêts denses avec un accès à une rivière ou à une source d'eau.
Nehir sesi veya okyanus sesi çıkarır.
Elle produit des sons comme les remous d'un ruisseau ou d'un océan.
Tekrar ediyorum Bravo nehir kenarına ilerleyip, Alfa ile buluşacak mı?
Requête : voulez-vous que Bravo passe par la berge et rejoigne Alpha?
Kurbanın lastik tırtıklarında, çoğunlukla nehir kumu vardı.
Les sculptures des pneus de la victime étaient quasiment remplies de limon.
- Nehir Sıçanları'yla.
Unité River Rat.
Aman Tanrım neden tüm giysilerini nehir kıyısına götürüp, taşla vurarak yıkamıyorsun?
Seigneur! Autant laver tes vêtements à la rivière en les battant sur une pierre.
Yarın sabah, nehir kenarındaki sahada görüşürüz.
Demain matin - - au river court.
İki nehir arasındaki topraklara...
La terre entre deux rivières.
Anladın mı, nehir kenarındaki sahaya gittim, ama sen gelmedin.
Tu comprends? Je suis allé au terrain et tu n'es jamais venu.
Nehir kenarındaki sahaya tüm gün boyunca boyayarak yazdığım şarkı sözlerinin The Cure'a ait olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu sais que les paroles que j'ai peintes au River Court - sont celles des Cure? - Oui, je sais.
Ya da esir tutuluyordu, büyük ihtimalle nehir kenarında akan su sesi de bundandı.
- Elle a été enlevée, sûrement près du fleuve, ce qui expliquerait ce bruit d'eau.
Nehir boyunca bulunan her bir kulübeyi ve barakayı aradık. Yok.
- On a fait la fouille, et rien.
Gerçekten Afrika'da çalışıp çocukların nehir körlüğünü tedavi ettin mi?
Tu as vraiment travaillé en Afrique?
! Beni Gizemli Nehir'deki Sean Penn gibi tutun.
Je dois retourner voir ma femme.
Yani nehir kenarlarında.
Ils se sont installés sur les rives.
Kahretsin, bu "nehir kapısı" denilen şeydendi, değil mi?
Merde, c'est une de ces... portes à eau, c'est ça?
Bu "nehir kapısı" denilen şeydendi, değil mi?
C'est l'une d'elles, euh, des "portes à eau".
Nehir pek uzakta sayılmaz.
La rivière est proche.
- Nehir kenarında mı, beyefendi?
- Près de la rivière, Monsieur?
- Nehir kenarında, evet
- Près de la rivière, oui.
Nehir kenarında biraz gezinti yapabilirim diye düşündüm, beyefendi.
Je pensais prendre l'air près de la rivière, Monsieur.
Pekala, oğlum, onu nehir kenarında bulursun.
Mon garçon, vous la trouverez près de la rivière.
Nehir kenarında.
Près de la rivière.
veya nehir için bir tane, diyebiliriz!
Ou pour la rivière, plutôt.
Kale, nehir boyunca uzanıyor. İçeri girmenin bir yolunu bulmalıyım.
Ce fort près de la rivière, je dois y entrer.
Tek yapmam gereken nehir boyunca ilerlemek...
Je remonterai le fleuve... - Le fleuve?
- Nehir boyunca mı? - Arazinin dışına mı?
- Hors de la réserve?
Ama burada, erozyon ve kurumuş nehir yataklarına benzeyen, bazı aktivitelere rastlıyoruz.
Des signes d'activité, d'érosion, et ce qui ressemble à des lits de rivières asséchées
"... karşıma çıkacak gayzer benzeri nehir, beni yüzeye çıkartabilir. "
"il y a une rivière finissant en geyser qui pourrait être utilisée pour remonter à la surface."
Nehir kuzeyde.
La rivière est au nord.
Seni nehir kıyısında bekleyebildiğim kadar bekleyeceğim.
Je vous attendrai à la rivière. Aussi longtemps que je pourrai.
Durum kötü. Burası nehir yatağı.
C'est mauvais, c'est le lit de la rivière.
Bir nehir yatağında kapana kısılmıştık.
On était coincés dans un ravin.
Nehir sulamamış... Alo?
Allô?
Kıyısında büyüdüğüm nehir aklıma geldi.
Je pense aux rives de mon enfance. J'y ai grandi.
Tekrar nehir kıyısında oturmak güzel olurdu.
J'aimerais flâner à nouveau sur la rive.
Bazı insanlar, nehir kıyısında oturmak için doğar.
Certains sont faits pour flâner au bord de l'eau.
Guan. Kumlu nehir kıyısından. Sevimli kız, alçakgönüllü ve dürüst.
Les balbuzards ont pleuré du côté ensablé de la rivière une belle jeune fille, modeste et juste fais un bon parti pour un gentilhomme
Ağlayan Nehir Savaşı'nda muhteşemdin.
à la Rivière des Larmes.
Nehir boyuca yemek yiyebileceğimiz çok güzel yerler var.
On pourra manger un truc sur la plage.
Bu nehir kumdaki yılan gibi hareket ediyor.
La rivière avance tel un serpent dans le sable.
Nehir kabilesi ne demişti?
Là-haut? Rappelle-toi,
Onlar için ne yüksek bir dağ vardır, ne de derin bir nehir.
Aucune montagne, ni aucune rivière ne saurait les arrêter.
- Nehir!
- La rivière!
Nehir kıyısında toplanın!
Rassemblez-vous!
Durmadan yürümüştük nehir boyunca Ve çimenlerde yatmıştık Eiffel Kulesinin altında.
On a marché sur les quais Puis on s'est assis dans l'herbe Au pied de la tour Eiffel
Evimizin orada da bir nehir vardı.
Il y avait une rivière près de chez moi.
- İki adam varmış. Onlar için en hızlı yol nehir boyunca gitmek olacaktır.
Le chemin le plus court pour eux doit être le long de la rivière.
Nehir kıyısını kontrol et.
Vérifie les berges.
İşte nehir.
Voilà la rivière.
- İşte nehir!
La rivière.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]