English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Nevi

Nevi traduction Français

2,011 traduction parallèle
Bir nevi kafayı yiyorum artık.
Je deviens fou en ce moment.
Bayanlar ve baylar, sol tarafta 1,78 boyunda, 86 kiloda, sınır tanımayan, nevi şahsına münhasır hemşire...
Cher public, à votre gauche, l'infirmier sans frontières. 1 m 80, 95 kg.
Bir nevi Hixton gibi.
Comme Hixton.
İnsan olarak... bir nevi hödük.
L'homme? - Un vrai connard.
Ben bir nevi sürtüğüm.
Je suis une garce.
Dur, dur, dur! Şimdi sana, kardeşine kalbimi açtığımı ama onun bir nevi ezdiğini söylesem yardımı olur mu?
Ca aiderait si je te dis que je lui ai offert mon coeur et qu'elle l'a piétiné?
Evet, bir nevi.
En partie, oui.
- Bir nevi hapisteydim.
J'étais en prison.
Evet. Kesinlikle.. Bir nevi öfke nöbetiydi.
C'était vraiment... une colère.
Bir nevi geri dönmene sevindik hediyesi olduğunu farz et.
C'est un cadeau de "bon retour".
Bir nevi lise yıllarına geri dönmek gibidir.
C'est comme au lycée.
Bir nevi...
- Simple?
Yani, bir nevi sanki...
- J'adore sa nouvelle...
hiç. fakat bu sene bir nevi bütün kurallarımı yıktım.
Aucun. Mais j'enfreins toutes mes règles cette année.
Senin yaptıkların bir nevi örnek teşkil etti.
Vos actes ont été une sorte de modèle.
Bir nevi tişört partisi gibi oldu.
Une vraie foire au t-shirt.
Sence buna bir nevi intihar görevi denebilir mi?
Tu crois que ça s'appelle une mission suicide? Quoi? Non!
- Capitol Crossroads yayınevi.
Capitol Crossroads Press.
Madeleine DuMont tarafından yönetilen küçük bir yayınevi.
C'est une maison d'édition dirigée par Madeleine DuMont.
Önemli olan beni bulmuş olmanız bir nevi.
Vous m'avez trouvée, c'est le plus important, plus ou moins.
Bir nevi maskotları yani?
Elle est la mascotte alors? Oui.
Bunu birlikte yapmakla umuyorum ki bu korkunç döngüye bir son verip bir nevi kapanış yapabiliriz.
J'espère juste qu'en faisant ça tous les deux, on pourra stopper ce cercle vicieux, et atteindre une fin.
Burası onun oğlunun odası. Bir nevi mucizeler diyarı.
C'est la chambre de son fils, autrement dit : "Magieville."
Biz bir nevi bir miktar...
On a été confrontés a un peu de...
Bu gene de bir nevi muhtesem, degil mi?
C'est quand même plutôt grandiose, non?
Her zaman bir nevi genç ölecegimi biliyordum.
J'ai toujours su que je mourrais jeune.
Aslında, bir nevi oda arkadaşıyız. Kaybetmekten bahsediyorum.
On est comme des colocataires.
Gerçekleştirdiğim tutuklamalar için bir nevi ödül töreni var da.
On va me décorer pour toutes les arrestations que j'ai faites.
Ritim, acı çeken kişiyi bir nevi trans haline sokar.
Par le rythme, le malade est placé en transe.
Bir nevi direnişçi falan mısınız?
Vous faites partie de la résistance?
Bir nevi ninni gibiydi.
et d'un sens, c'est une berceuse. pour dire au soldats ceci...
- Adam bir nevi terörist mi?
Personne.
Ben ve motor testleri bir nevi sezyum * ve su gibiyiz.
{ \ pos ( 192,210 ) } Ce genre de tests et moi, c'est comme le césium et l'eau.
Bir nevi fotosentez!
Comme la photosynthèse!
Bir nevi tescilli marka gibi bir şey.
C'est une marque de fabrique.
Sanırım bir nevi korunma satın alıyordu.
Je crois qu'il essayait de se protéger.
Yani sen bana, bu dünyadaki görevinin, bir nevi süper kahraman gibi 533 çocuğu gözlemek olduğunu mu söylüyorsun?
Tu es en train de me dire que ta mission sur terre, c'est de veiller, tel un super-héros, sur533 enfants.
Yani sen de hayatının çoğunu federallere yardım ederek bir nevi hapiste geçiriyorsun.
Tu t'en es bien sorti, en travaillant pour les fédéraux.
Bir nevi uzman oldum artık.
Je suis devenu spécialiste.
Bir nevi organik, esnek bir boru omurgası boyunca yerleştirilmiş.
On dirait un tube organique, flexible, implanté le long de la colonne.
Çocuklar, bu gece için bir nevi seksi gizli pagan partisi mi arıyoruz?
On cherche une rave underground païenne et sexy, ce soir?
Sabine bir nevi son arzusu olarak eski aşkıyla konuşmak istediğini söyledi.
Sabine a demandé à parler à son vieil amour comme dernier souhait.
O halde, daha geniş çaplı bakarsanız ; ... psikolojiye, sosyolojiye, tarihe siyasal ekonomiye ve siyaset bilimine sinmiş olan temel fikirler aslında seçkin bir kesimin menfaatlerini yansıtmaktadır ve bunu gereğinden fazla sorgulayan akademisyenler kenara itilmeye çalışılmış veya bir nevi "radikal" kişiler olarak görülmüşlerdir.
Donc, si vous regardez attentivement le tableau, les idées qui imprègnent la psychologie, la sociologie, l'histoire, l'économie politique et la science politique, reflètent fondamentalement les intérêts d'une certaine élite.
Sonuçta bir nevi herkes ölüyor.
Je veux dire, théoriquement, tous le monde est mourant.
- Ona bir nevi kılavuzluk yapmışsınız yani.
- Son mentor, quoi.
Bir nevi workshop gibi.
C'est un peu comme un atelier.
Bir nevi elçi.
Je suis qu'un messager à vrai dire.
Yani bir nevi.
D'une certaine façon.
Sen nevî şahsına münhasır bir insansın William!
Vous êtes unique en votre genre.
Birkaç ay önce bir araya geldik. Bir nevi direnişçi falan mısınız?
On s'est rencontrés.
- Bir nevi
- Tu sais faire ça?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]