Neşter traduction Français
676 traduction parallèle
Neşter dahisi ama yön konusunda berbat.
Brillant avec un scalpel, mauvais avec les directions.
Küçük eğlencemize neşter atılacakmış gibi konuştu. En çok üzen kısmı.
Il parle de la soirée comme d'un médicament.
Yanımızda neşter olmaması ne ayıp. Sizi ikna için küçük bir kesi yapardım.
Si j'avais un scalpel, je pourrais vous convaincre.
Neşter.
Bistouri.
Kötülüğü bir neşter ile insanın içinden söküp alabilecek misin Henry?
Allez-vous ôter le mal en l'homme avec un scalpel, Henry?
Böylesi bir ameliyat, hastaya neşter vurmadan önce pek çok deneme gerektirir.
Avant que tu ne décides d'utiliser Ie scalpel sur quelqu'un, sache que ce genre d'opération
- Neşter, doktor.
- Scalpel, docteur.
- Sıcak Dudak, steril neşter ver.
- Lèvres-en-feu, un bistouri stérile.
Derin bir neşter atmalıyız.
Il va falloir prendre le scalpel.
Elbisenizi ancak bir neşter ile kesip, bozabilirsiniz ve bir cerrah da bunu yapmaz sanırım.
Le seul danger avec la combinaison, c'est le scalpel. Mais un chirurgien doit savoir ce qu'il fait.
- Neşter nerede?
- Où est le bistouri?
Nerede şu kahrolası neşter?
Où est ce fichu bistouri?
Neşter.
- Scalpel.
Köpekbalığı, barakuda, ne yakaladığını umursamayan balıkçılar... Ve bir hayvanın beynine giden en kestirme yolun neşter olduğuna inanan beceriksiz bilimadamları.
Requin, barracuda le pêcheur qui ne s'inquiète pas ce qu'il attrape, et certains, maladroits scientifiques qui croient que le chemin le plus facile d'accès au cerveau des animaux est un scalpel.
Neşter mi?
La lame?
Ama neşter ile...
Avec un bistouri.
Syracuse'nin ünlü sopa oyuncusu Tim McCracken'in başına 100 dolar ödül. Dr Hook diye tanınan McCracken, sopayı neşter gibi kullanma becerisiyle ve bir bilek fiskesiyle adamın gözünü oymasıyla biliniyor.
Cent dollars ont été offerts pour la tête du célèbre Tim McCracken, surnommé "le Bistouri" car il manie la crosse comme un scalpel.
Neşter çok keskindir.
Le scalpel est trés tranchant.
- Neşter. - Neşter.
Scalpel.
On numara neşter.
Scalpel à 10 lames.
Benim yöntemim elime bir neşter almak ve yarmak.
Moi, je prends le bistouri et je taille.
Benim gibi bir adama neşter verip saygınlıkla örtmezler.
On ne laisse pas de couteau à un type comme moi, même avec ma renommée.
Çabuk, bir neşter ver!
Une lancette!
Gerekirse... neşter!
Sinon... le bistouri!
Cumartesi, ayın ondokuzu : Haşmetli yedi, sekiz kez üzüm pekmezi yapıldı kendisine iki kez neşter darbesi.
Samedi, dix-neuf ayant mangé huit fois du raisiné de Cette, le Roi en fut guéri par deux coups de lancette.
Fazerlerimizi neşter gibi kullanabilirdik.
Nos phaseurs feraient de bons scalpels.
Neşter.
Spreader.
- 10 numaralı neşter mi?
- Scalpel de 10?
10 numara neşter.
Lame de 10.
10 numara neşter var mı? Tepside.
Un bistouri, lame de 15.
Neşter.
Scalpel.
Fakat lazerlere engel olamam. Karen, bana bir neşter ver.
Karen, passez-moi un scalpel.
Neşter, lütfen.
Scalpel.
Muhtemelen Frank Nester eski misyon bölgesindeki.
Probablement Frank Nester dans le quartier de la vieille mission.
DAVID NESTER : Yüzbaşı
CAPITAINE
Git buradan Nester.
Laisse tomber, Nester.
Nester.
Nester.
Şu piç kurusu Lao en az Nester kadar adi biri.
Ce Lao est le pire des enfoirés après Nester.
Nester, Braddock'ın rakibi olacaksın ve onu yeneceksin.
Nester, vous allez être l'adversaire de Braddock, et vous allez gagner.
Nester, o seni kullanıyor.
Nester, il se sert de toi.
- Nester, Nester.
Nester, Nester.
Nester, seni öldürecek.
Il va te tuer, Nester.
Seninle dövüşmek istemiyorum Nester.
Je refuse de combattre.
Yapma Nester! Aptallık etme dostum!
Allez, Nester, ne fais pas le con!
Nasılmış Nester?
Ça fait comment, Nester?
Nester'ı ve tüm tutsakları kilit altına alın!
Enfermez tous les prisonniers et Nester.
Komutanım, Nester'a ne olacak?
Colonel, et Nester?
Nester bizden yana döndü.
Nester, il nous est revenu.
Bu Nester için.
Ça, c'est pour Nester.
Neşter.
Scalpel!
- Neşter.
Scalpel.