Nihai traduction Français
866 traduction parallèle
Birim 02-Dash nihai operasyon yükseltisine ulaştı.
Que l'unité 02 débute son entrée dans l'orbite d'opération finale.
Nihai operasyon yörüngesine giriş tamamlandı.
Préparation à l'entrée dans l'orbite d'opération finale.
Nihai yörünge düzeltmeleri tamamlandı.
Corrections de l'orbite finale complète.
89. bölgenin nihai savunma hattına geçiliyor.
Je le détruirai en zone de défense finale 89.
Çünkü suçun nihai amacı bitimsiz suç imparatorluğunu kurmaktır.
Car le but ultime du crime est de préparer l'empire absolu du crime.
Red Gap'teki nihai zaferim.
Mon triomphe à Red Gap!
Elimden gelen her şeyi yaparım ama nihai karar tamamen yetkili kişilerindir.
Je ferai de mon mieux pour vous aider, mais la décision finale relève des autorités.
Bayanın nasıl biri olduğu konusunda nihai bir fikir veriyor, değil mi?
C'est significatif, n'est-ce pas?
- Nihai gençliğimi. - Aman, boş laf.
Le reste de ma jeunesse.
Yoldaşlar, nihai kararı verecek durumda değilim.
Je ne suis pas en mesure d'accepter le jugement final.
Sabah olmadan önce iyi ya da kötü, nihai değişikliği bekliyorum.
J'attends un changement avant la nuit, pour le meilleur ou le pire.
Fakat doğandaki bu yumuşaklık, ateşli silahların nihai amacı bakımından, zayıflığı gösterir ve sadece kendinin değil bütün mücadelenin de çöküşüdür.
Mais votre modération pour ce qui est du but ultime des armes à feu... trahit votre faiblesse, votre décadence, et celle de toute votre race.
Barajlarınız yerle bir olacak, her şey sulara kapılacak yenilmez ordularımız, nihai hedefe koşacak.
L'eau déferle de vos barrages, détruisant tout, alors que notre armée invincible approche de ses objectifs.
Ancak, bu gerçeği doğaüstü bir şeyin varlığının nihai kanıtı olarak yorumlamak sadece varsayımdır.
Mais voir en ces faits une preuve de l'existence du surnaturel n'est que supposition.
Bu nihai karar.
Bien, c'est décidé! Merci beaucoup.
Berit Irene Holm dosyasındaki nihai karar Çocuk ve Gençlerin Davranış Kuralları'nın 22. maddesinin ihlâl edildiği yönündedir.
En ce qui concerne le cas de Berit Irène Holm, les circonstances sont claires, nous référant au paragraphe 220 de la loi de protection des enfants, nous avons décidé selon le paragraphe de la même loi prenant en considération
İngiltere için savaştığınızı biliyorsunuz. Onun nihai zaferine olan inancınızı kaybetmemeniz gerektiğini biliyorsunuz.
L'Angleterre, pour laquelle vous avez combattu, ne perdez jamais espoir en sa victoire finale.
Ne kadar hızlı hareket ettikleri, nihai hedeflerinin neresi olduğu ve diğer matematik problemleri şu anda diferansiyel analiz aygıtımızda çözümlenmekte. Birkaç saat içinde sonuçları alacağız.
Leur vitesse de déplacement et destination éventuelle sont des problèmes mathématiques actuellement déterminés par notre analyseur différentiel.
Nihai kararlarda Watanabe-san'ın hiç bir yetkisi yoktu.
Il n'a pas pris part aux décisions définitives.
- Evet bu açıdan düşünürsek, belki nihai iyiliği düşünebiliriz.
Vu sous cet angle le côté moral apparaît.
Yalnızca bulmacadaki eksik parçalar eklenince... nihai resmin kendi tahminindeki gibi olup olmadığını anlayabilecekti.
Seule, l'addition des fragments manquants du puzzle... révélerait si l'image serait ce qu'il avait espéré.
Ne kadar da yakın. Nihai küçükle nihayetsizlik birbirine ne kadar yakın.
L'infinitésimal et l'infini étaient si proches.
Onları dualarımızla koruyalım, mektuplarımızla yüreklendirelim sevgimizle onurlandıralım. Onların yanı sıra bizim hayatlarımız aynı Tanrıya adansın. O Tanrı ki, hayata mükemmel özgürlüğü ve nihai huzuru bahşedendir.
Réunis par la dévotion en ce jour de Pâques, et la prière pour Lui qui est mort et ressuscité, pour nous donner la vie, et l'abondance, souvenons-nous de ceux qui ont quitté cette ville et ce pays,
İnsanoğlunun gelişiminin ve doğa üzerindeki nihai zaferinin bir sembolü.
Symbole de la victoire de l'homme sur les éléments!
Nihai zafere bizi yüreklendirecek konuşmalara ihtiyacımız var.
Nous avons besoin de réconfort spirituel pour gagner la guerre.
Nihai zaferi yemekten bile çok seviyor gibisin.
Tu préfčres la victoire ŕ ton riz quotidien.
Şahsen ben hayatımı nihai zaferden çok seviyorum.
Je préfčre ma femme ŕ la victoire. C'est une idée faible d'aprčs toi.
Eğer bizi yenerse, Roma'nın kurtarıcısı olacak... ve böylece senatoya karşı nihai zaferi kazanacak.
S'il nous vainc, il devient le sauveur de Rome... et c'est sa victoire finale sur le sénat.
Arabistan'la ilgili nihai amaçları önemli.
Plutôt ses intentions concernant l'Arabie dans son ensemble.
Nihai zaferi hakettiler.
Il mérite la victoire finale.
- Henüz nihai kararımı vermedim... ama yıllardır listesini tuttuğum isimler arasından seçeceğim.
- J'arrêterai mon choix à partir d'une liste que j'ai mis des années à établir.
Yaklaşık bir yıldır önde gelen Batılı liderlerin arasında dolaşan rivayete göre Sovyetler Birliği "nihai" bir silahı geliştiriyor.
Depuis un an, des rumeurs circulent parmi les dirigeants de l'Occident indiquant que l'URSS travaille sur une "Arme fatale".
İstekli bir öğrenciydim, ancak nihai seremoniden uzak tutuldum.
J'ai été une bonne élève, mais je n'ai pas participé aux cérémonies finales.
Burası benim nihai barınağım. Beni bağışla.
- Le dernier refuge!
Nihai bir evet ya da hayır.
Seulement oui ou non.
Ne için nihai bir evet ya da hayır?
Oui ou non à quoi?
- Bu ne? Nihai aforoz cezasını hiç duymadın mı?
C'est la formule de l'excommunication.
Bizi nihai zafere ulaştıracak adama içelim.
Un toast à l'homme qui nous conduira à la victoire ultime.
Nihai son kaçınılmazdır.
Leur extermination est inévitable.
20. yüzyılda, H-bombası nihai silahtı, onların kıyamet günü silahı.
"Il va falloir se fixer un plafond raisonnable."
Ajanlarıma göre, gemiyle Mısır'dan çıkartılmış nihai olarak nakde çevrileceği bir Akdeniz limanına doğru yol alıyor.
D'après mes agents, il a quitté le Caire en bateau et vogue vers un port méditerranéen où il sera échangé contre du liquide.
Nihai bir hüküm vermeden önce öğrenmeniz gereken çok şey var.
Vous avez tant à apprendre avant de pouvoir porter un jugement.
Nihai çözümü uygulamadan önce laboratuvarlarımızda deneyler yapmıyor muyuz?
N'a-t-on pas fait d'expèriences, dans nos laboratoires, avant d'appliquer la solution finale?
Söyle, nihai bir seçim yapman gerekse kim daha önemli olurdu sen mi, ben mi?
Pour prendre la décision finale, qui est plus important Vous ou moi?
Nihai silah.
L'arme suprême!
Şimdi size bir şey göstereceğim. Nihai gerçeği.
Alors laissez-moi vous faire découvrir... une chose importante, sans laquelle il n'y a pas de vérité.
yani bir Sosyalist Devrim ile nihai aşamasında olan sömürgeci emperyalist bir sistem arasındaki çelişkiyi göz ardı ederken az gelişmişliğin dilsel kıtasından kaçmaya çalışmak ve çağımızın en büyük çelişkisinin Kuzey Amerika emperyalizmi ile az gelişmiş ülkeler arasındaki çelişki olduğunu düşünmek yararsızdır.
et les formes et les rapports de production du Sapitalisme. C'est''a dire, entre la révolution soSialiste et système Sapitaliste, dans sa dernière étape impérialiste Par exemple, tu parles entre autres Shoses de Sontradiction fondamentale entre prolétariat et Sapitalisme
Canavarı nihaî deneye hazır hale getirmek için son bir organa ihtiyacım var.
Il me manque un dernier morceau pour préparer le monstre.
Nihai küçüklük noktasına kadar mı?
L'infinitésimal?
Nihai gerçeklik budur.
Il existe pourtant d'autres façons de quitter sa vie.
Nihai zafer kaçınılmazdır!
- Succès!