Niobe traduction Français
60 traduction parallèle
Beta Niobe'un üç buçuk saat sonra nova'ya dönüşeceğini hesap ettik.
D'après nos calculs, Bêta Niobe explosera dans 3 heures et demie.
Daha eskimedi o gün giydiği pabuçlar babamın tabutu ardında yürürken Niobe gibi, iki gözü, iki çeşme.
Un petit mois! Avant d'avoir usé les souliers qu'elle portait aux obsèques de mon père. Comme Nobié, tout en pleurs, elle...
Niobe.
Niobe.
Ve eğer Niobe haklıysa 72 saat içinde sayıları 2 katına çıkacak.
Si Niobe a raison, dans 72 h, elles seront 500 000.
- Niobe.
- Niobe.
- Kaptan Niobe mi?
- Capitaine Niobe?
Bu dünyada bazı şeyler Kaptan Niobe asla değişmez.
Certaines choses ici-bas, capitaine Niobe... ne changeront jamais.
Logos'un kaptanı Niobe, Konseyin kararını kabul ediyor.
Capitaine Niobe du Logos répond à l'appel.
- Teşekkürler Kaptan Niobe.
Merci, capitaine Niobe.
Ne oldu Niobe?
Qu'y a-t-il?
Niobe'yi buldum.
Je vois Niobe.
Ne Niobe, ne de Ghost.
Aucun signe de Niobe ou Ghost.
- Uzun zaman önceydi Niobe.
Il y a bien longtemps.
Yardım et bana, Niobe.
Aide-moi, Niobé.
Niobe ile istediğin kadar tatlı konuş, işe yaramayacaktır.
Tu peux parler aussi gentiment que tu veux à Niobé, ça ne te rendra pas bon pour autant.
Adı Niobe.
Elle s'appelle Niobé.
Niobe, o zaman?
Niobé, alors?
Bu doğru değil mi, Niobe?
Pas vrai, Niobé?
"Pullo", derdi bana... " Pullo, dostum... Evde bir karım var, adı Niobe.
"Pullo", me disait-il, "Pullo, mon vieil ami, j'ai une femme à la maison, elle s'appelle Niobé et pour moi elle vaut plus que toutes les femmes de Gaule".
Çok yoruldum, Niobe.
Je suis si lasse, Niobé.
Niobe'ye bir mesaj.
Un message à Niobé.
Ne istiyorsun? Niobe ile aranda ne var anlat bize.
Dis-nous ce qu'il y a entre toi et Niobé.
Niobe?
Quoi?
Tavsiye için Niobe'ye gittim, hepsi bu.
Je suis allé voir Niobé pour avoir son avis, c'est tout.
Gerçeği bilmek istiyorsanız, ağlıyordum. Ve Niobe beni teselli ediyordu.
Je pleurais, si tu veux savoir la vérité, et Niobé a eu de la sympathie pour moi.
Niobe ve ben sevgiliydik.
Niobé et moi avons été amants.
Niobe'nin oğlu.
Le fils de Niobé.
Niobe.
Niobé, Atia.
Belki de ben talihli kocasıyla konuşurken sen Niobe'yi eğlendirebilirsin?
Peut-être que tu voudrais discuter avec Niobé pendant que je parle avec son époux chanceux?
- Bir karım var, Niobe.
- J'ai une femme, Niobé.
Niobe!
Niobé!
Lütfen, Niobe, lütfen, onlarla git.
S'il te plaît, Niobé, s'il te plaît, pars avec elles.
Niobe, efendim.
Niobé, consul
Niobe'nin de bunu isteyeceğini biliyorum.
Je sais que Niobe le voudrait.
Niobe, onun düzgün bir adamla evlenmesini isterdi.
Niobe voudrait qu'elle épouse un homme bien.
Benim anlamadığım en başta Niobe'yi ve her şeyi nasıl bildikleri.
Ce que je ne comprends pas... c'est comment ils ont réussi à savoir pour Niobé.
Niobe'yi şimdi yoluna göndermeliyiz.
Nous devons laisser partir Niobé maintenant.
Niobe hakkında...
À propos de Niobe...
İstersen bin defa ölebilirsin, ama bu, ne Niobe'yi, ne çocukları, ne de Sezar'ı geri getirmeyecektir!
Tu peux mourir mille fois, ça ne ramènera pas Niobé ni les enfants ni César!
Dinle, Niobe seni seviyordu.
Écoute, elle t'aimait.
Eğer sana söyleseydin, Niobe'yi öldürürdün.
Si je te l'avais dit, tu l'aurais tué.
Niobe'nin... şey olmadığını bilmelisin.
Tu devrais savoir que Niobé n'était pas...
Vorenus, annemin kemikleri üzerine yemin ederim ki, Ben ve Niobe arasında hiçbir şey yoktu.
Vorénus, sur les os de ma mère, il n'y a rien eu entre moi et Niobé.
Daha eskimedi o gün giydiği pabuçlar, babamın tabutu ardında yürürken Niobe gibi, iki gözü iki çeşme.
Avant d'avoir usé les souliers des funérailles.
Nasıl olur, o kadın, evet, aynı kadın...
Cette Niobé en pleurs, eh bien, oui, elle, elle... ( Dieu!
- Ben Niobe.
C'est Niobe.
Niobe.
Niobé.
Adı Lucius.
Il s'appelle Lucius. Niobé, arrête.
Niobe, dur. Sana durmanı emrediyorum!
Je t'ordonne de t'arrêter!
Hiçbir şey.
Niobé? Rien.
Ayağa kalk, Niobe.
Lève-toi, Niobé.