English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Nitekim

Nitekim traduction Français

160 traduction parallèle
Nitekim, ben suçlu olduğuna tam olarak ikna olmadım.
En vérité, je ne suis pas convaincu qu'il soit coupable.
Nitekim, karım ve ben onlarla ilgili bazı şeyler yüzünden biraz tartışıyoruz.
Ma femme et moi nous disputons souvent au sujet d'une préférence que j'ai.
Nitekim kazandım.
J'ai perdu...
Arabası yoldan çıkmış, nitekim bizim de.
Nous étions à sa poursuite.
Nitekim yılbaşından sonraki malûm geceyi de!
Ni de notre nuit de nouvelle année!
Nitekim, bunu duyduktan sonra eklemek istediğim bir şey yok.
Rien à ajouter
Nitekim bugün onun en yoğun günlerinden biri.
En fait, elle n'a jamais été aussi débordée.
Nitekim 5,000 dolar ödül koydu.
Après tout, il a offert une prime de 5 000 $.
Nitekim tanrının yaratmaya M.Ö 4004 yılının 23 ekiminde sabah saat 9'da başladığını saptadı.
Il a déterminé que Dieu avait commencé la Création le 23 octobre 4004 av. J.-C. à 9 heures du matin.
Nitekim, Profesör Simms'den ailemizin genetik haritasını çıkarmasını...
En tout cas, il sourit perpétuellement "et gémit à l'occasion."
Nitekim oldu.
Qui est advenu.
Balığa çıkan adamların eşleri. Nitekim teklifim bir erkeğin mevcudiyeti şartına bağlı.
En fait, la présence d'un homme est une condition absolue!
Nitekim bütün işlerin birinci sınıf.
D'ailleurs, j'aime tout ce que tu écris. C'est du Mozart. Oui, oui, du pur porc.
Nitekim, kızımı ne kadar emniyetsiz bir yere teslim etmişim anladım.
Ainsi, j'aurais confié ma fille à une maison de peu de foi.
Nitekim, yarışa başlamadan önce sanki onunla birlikte pisti geziyor gibiyim.
En fait, même avant de faire de la F1, je le parcourais avec lui à pied.
Bana omuz silkmeyeceğinizden ve sırtınızı dönmeyeceğinizden eminim. Nitekim sırtınızı yalnızca bana değil, kendi ülkenize dönmüş olursunuz.
Je suis certain que ceci ne sera pas accueuilli froidement, que vous ne me tournerez pas le dos, car ce n'est pas à moi, mais au pays entier que vous le feriez.
Nitekim Williamson'ı öldürdü.
C'est lui qui s'est tué.
Nitekim bu metafor insan ile doğa arasındaki keşif ilişkisinin varlığını ortaya koyar niteliktedir.
Mais la métaphore dit la vérité au sujet de la relation avec la découverte de ce qui existe entre l'homme et la nature.
Nitekim 2 yıl içerisinde çözmüştü de.
et il a résolu le problème en deux ans.
Teleskop dönemin denizcilik ürünlerindendi,... nitekim Newton kendi teleskobu için mercek yaparken beyaz ışıktaki renk sorununu ilk elden fark etmişti.
Le télescope était un problème aigu de l ´ époque, et, en effet, Newton s ´ est rendu d'abord compte du problème de la couleur dans la lumière blanche quand il rectifiait ses lentilles de son propre télescope.
Şey, sanırım, düşündü ki, biz... şey, ondan geldiğini bilecektik, nitekim bildik de.
Il a dû se dire qu'on saurait que c'était lui.
Nitekim, bölümüm polisi aşırı şiddet uygulamaması için... çoktan uyardı.
Nous avons demandé à la police d'éviter une violence excessive.
Bana kartpostal göndereceğine söz vermişti, "nitekim kartpostal gönderdi".
Ilm'apromis une carte et il l'a envoyée! Il est honnête.
Bunu yapmak için çok enerjik olmaları gerek. Nitekim bu ışınlar neredeyse ışık hızında yol alıyorlar.
Ils sont hautement chargés en énergie... et voyagent presque à la vitesse de la lumière.
Getirdi nitekim.
C'est vrai.
# Nitekim, canlı organizmaları hayatta kalmaya... #... biyolojik dengelerini ve yaşamsal yapılarını korumaya iten... #... bir dürtü bulunmaktadır.
Ainsi, une pulsion pousse les êtres vivants à maintenir leur équilibre biologique, leur structure vivante, à se maintenir en vie.
Nitekim ideal kadın ya da herhangi bir kadın benim için aradığım kişi olmamıştı.
Je ne me suis jamais lancé à la recherche de la femme idéale. Ni même d'une femme tout court.
Nitekim uyanmadı.
C'est ce qu'il a fait.
Nitekim bu sabah 3 ila 4 büyüklüğünde bir deprem oldu.
On a eu un séisme ce matin d'amplitude 3 à 4.
Nitekim, Cornish'li anne tarafımdandırlar. Bir bakıma kuzenim sayılırlar.
Comme ma mère vient de la région, ils sont même mes cousins.
Nitekim onu, içi silah ve porno dergileriyle dolu bir odada buldum.
Bref, je l'ai trouvée sur le lit dans une chambre pleines d'armes et de magazines pornos.
Nitekim Arthur Conan Doyle, Sherlock Holmes'u ünlü teşhisçi Joseph Bell'i baz alarak yarattı
En fait, Conan Doyle a crèe Sherlock Holmes en s'inspirant du Dr Joseph Bell.
Üzgün olmalıyım, nitekim öyleyim. Bir tarafım öyle.
Je sais que je devrais être triste et je le suis, en partie.
Nitekim yaşamıyordum.
Ce qui était vrai.
Nitekim o zamanlar küçük bir şirketti ve fazla kazanmıyordu.
Casio, qui à l'époque ne marchait pas très fort.
Nitekim sen de genç sayılmazsın.
Mais sérieusement, toujours pas de mariage en vue?
nitekim beysbol oynayarak erken gelişmiş zekasını ortaya koydu...
Au base-ball, cependant, il fit montre d'un talent fort précoce
Nitekim harcadi.
Et il dépensa tout.
Çocuk kuvvetli, cinsel açıdan aktif oluyor yerine geçtiği babasının yok olmasına yol açıyor, nitekim, elbette bir gün bir adam olmak zorunda.
Le fils devient viril, sexuellement actif,... mène son père à sa destruction... prend sa place, parce que, bien sûr, il doit... il doit un jour devenir un homme.
Nitekim, doğrusu, sizin babanız da öyle, Bay Hockney sizin Arizona'daki Randall amcanız da, Bay Kint.
Tout comme votre père, M. Hockney, et votre oncle Randall, en Arizona, M. Kint.
Sonuç olarak sıradan halk toprağını ve evini yitirdi. ABD'de pek yakında olacağı gibi. [Nitekim 2008'de olan budur-Ç.N.]
En conséquence, les gens ont perdu leurs terres et leurs maisons, tout comme il est sur le point d'arriver en Amérique.
Çatışmanın ortasında kalsaydım perdelemeden çıkan bir gemiye tereddüt etmeden ateş edeceğimi düşündüm, ve nitekim öyle de yaptım.
Si j'étais en combat, je n'hésiterais pas à tirer sur un vaisseau se désoccultant.
Nitekim, bende de var. Bir küçük bedeni.
Et pour tout dire, j'ai la même, mais une taille plus petite.
Nitekim Eyes Wide Shut bağlanma hakkında.
L'engagement, c'est le sujet de Eyes Wide Shut.
Nitekim Birkaç yeni fiil çekimi öğrendim.
En fait, j'ai appris plusieurs nouvelles conjugaisons.
Suikastçının yolu, çelik bir zihne sahi olmak ve insani duygulardan arınmış bir hale gelmektir : Nitekim size son testinizi veriyorum.
Un assassin doit avoir un esprit d'acier et devenir insensible à tout. C'est pourquoi, je vous confronte à cette ultime épreuve.
Nitekim eksik vardı, değil mi?
Et il manquait bien quelque chose.
Nitekim olarak, evet.
Pour tout te dire, oui.
- Nitekim olarak...
- En effet.
Nitekim, her yeniden yapılanma yeni bir savaşın başlangıcıdır.
Bon, où en étions-nous?
Ve eğer öyleyse, nitekim bir gerçek miyiz?
Et si c'est le cas, sommes-nous réels?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]