English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Nişanlıyım

Nişanlıyım traduction Français

422 traduction parallèle
- Nişanlıyım.
Je ne suis pas libre.
Çünkü nişanlıyım Ama yine de nedense
Car je suis fiancée Mais pourtant
Onunla ilişkim çoktan bitti ve şimdi onun en yakın arkadaşıyla nişanlıyım.
On a rompu il y a longtemps et je suis presque fiancée à son meilleur ami.
Nişanlıyım zaten, nişanlım postahanede çalışıyor.
- D'ailleurs, je suis fiancée. - Intéressant!
Güzel bir İtalyan kızla nişanlıyım.
Je suis fiancé à une magnifique Italienne.
- Ben Gwendolen ile nişanlıyım Lady Bracknell.
Si seulement tu pouvais partir...
Gerçeği söylemek gerekirse, ben nişanlıyım ve evleneceğim.
La vérité... c'est que je suis fiancée.
Eddie Turnbill'le nişanlıyım.
Je suis fiancée à Eddie Turnbill.
Onunla nişanlıyım.
Je suis fiancée avec lui.
O yüzden Bay Crewson Bay Turnbill'le nişanlıyım.
Voilà pourquoi je suis fiancée à M. Turnbill.
Bu kızla çok uzun zamandan beri nişanlıyım, Kelly.
Ça fait une paie qu'on est fiancés.
Barbara, ben nişanlıyım.
Barbara, je suis fiancé!
Ben nişanlıyım denebilir.
Mais je... je suis pour ainsi dire fiancée.
Nişanlıyım. Ve evleneceğim.
Je vais épouser Marie.
Bayan Goodman'la nişanlıyım ben.
Je suis fiancé à Miss Goodman.
Paul, senin beni öpmene izin veremem. Nişanlıyım.
Je ne vous laisserai pas m'embrasser.
- Hayır ama Detroit'li bir kızla nişanlıyım.
- Je me suis fiancé à Detroit.
Bir dakika. Nişanlıyım deyince her birine yüzük verdiğini mi kastediyorsun?
Tu dis "fiancé" : tu as acheté une bague à chaque fille?
25 yaşındayım ve nişanlıyım.
J'ai 25 ans et je suis fiancée.
- Ben nişanlıyım zaten.
- Je suis déjà fiancée.
- Biliyorsunuz, ben nişanlıyım.
- Je suis fiancée, vous savez.
- Ben zaten nişanlıyım.
- Je suis déjà fiancé.
Ben nişanlıyım!
J'ai déjà ce qu'il me faut.
Nişanlıyım ben.
Je suis fiancée.
Ben... ben nişanlıyım.
Je suis fiancée.
Şimdi ben nişanlıyım, ama sen...
Pour moi, tout s'est arrangé, alors que toi...
Ben zaten nişanlıyım.
Je suis déjà fiancé.
- Nişanlıyım ben.
- Je suis fiancé.
O iyi kalpli ve cömert bir işveren, fakat ben zaten nişanlıyım.
Et je présume que les sentiments qu'il a peut-être ne sont pas partagés? C'est un employeur très gentil et généreux, mais je suis déjà fiancée.
- Ben nişanlıyım.
Je suis fiancé.
Ben Larry Abbot ile nişanlıyım ve o... burada büyüdüğünü söyledi.
Et il a dit... qu'il a grandi ici.
- Charlie, nişanlıyım. - Larry, onu geri istiyor musun?
Charlie, je suis fiancé- -
Ben de nişanlıyım.
Et moi fiancé
Ben nişanlıyım.
Je suis fiancée.
- Ayrıca muhteşem bir kadınla nişanlıyım.
- Écoute, mon gars... - En plus, je suis fiancé à un canon
Soruyorum çünkü nişanlıyım ve evlenmek üzereyim.
Je te demande ça parce que je suis fiancée.
Ben nişanlıyım adamım yaptığımız herşey için ayrı bir kategorileri var.
Moi je suis grillé. On a beau faire, on est toujours catalogué.
Nişanlıyken nasıl ölebilirdim? Nişanı bozar mıyım sandın?
Rompre nos fiançailles?
- Sanırım nişanlıyız.
- Nous sommes fiancés.
Ben nişanlımı üç yıl bekledim.
Moi, j'ai attendu mon fiancé 3 ans.
Üç aydır niye nişanlıyız zaten. - Üç aydır mı?
Mais douce petite Cécilia, je ne vous en ai jamais écrit.
Bu genç bayanla nişanlı mısınız? Hangi genç bayanla?
Je crains qu'il y ait une confusion.
Memur bey, ben nişanlısıyım.
Monsieur, je suis sa fiancée.
Nişanlısıyım dedi.. Şeyy, nasıl tarif etsem, uzun boylu, iri yarı bir adamdı...
Son fiancé, une espèce de grande asperge... je ne sais rien d'autre.
- Ben nişanlısıyım.
- Sa fiancée. - Sa quoi?
Arkadaşın ve sen. 2 yıldır mı nişanlısınız?
- Vous êtes fiancés depuis deux ans?
Fawn'ın nişanlısıyım.
Je suis le fiancé de Fawn.
Ben onun nişanlısıyım.
Je suis sa fiancée.
Bence nişanlımı uyandırmalıyız. Onun evinde salondaki kanepede uyuyabilirsiniz.
Je vais réveiller ma fiancée, vous dormirez sur le sofa.
Nişanlı mıyız?
Nous sommes fiancés?
- Nişanlısıyım.
- Je suis sa fiancée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]