English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Nobel

Nobel traduction Français

628 traduction parallèle
Doktor Carrington, Nobel ödülü kazanabilirsiniz.
Dr Carrington, vous avez reçu le Prix Nobel.
Doktor Barnaby Fulton, gelecekteki Nobel Ödülü sahibiyle el sıkışayım.
Dr Barnaby Fulton, puis-je serrer la main du prochain prix Nobel?
Nobel ödülünü ne zaman aldı?
Quand a-t-il remporté le prix Nobel?
Ama hiç diploma almadıysan... benim yaşıma gelince... Nobel Ödülü gibi değer kazanıyor.
Mais si on n'en a jamais eu et qu'on arrive à mon âge, c'est comme le prix Nobel.
- Kimya dalında Nobel ödülü var.
Linus Tyler. Qui est-ce?
Murphy çorbaları davasında şahitlik etmişti.
- Prix Nobel de chimie. Vous vous souvenez de l'affaire avec la "soupe de Mère Murphy"?
Ayrıca Nobel ödüllü birine ders veriyorum.
J'enseigne à un prix Nobel.
Ben Nobel ödülü aldığımı hep unuturum.
Je ne me considère jamais comme Prix Nobel.
Aslında kuzenim Maurice Nobel almalı. Dönünce kesin alır.
Mon cousin Maurice devrait l'avoir, et il l'aura, quand il reviendra.
İyi bir öğrenci, Nobel ödüllü bir bilim adamı.
Ancien étudiant modèle, prix Nobel.
Nobel diye bir İsveçli kimyagerin son buluşu.
Une récente invention d'un chimiste suédois nommé Nobel.
3 numaralı görgü tanığı : atom ve hidrojen bombası üzerine çalışmaları olan, yaşayan en zeki, Nobel ödülü sahibi, Amerikalı fizikçi, Dr. Boden.
Témoin n ° 3 : le Dr Boden, physicien, Prix Nobel, spécialiste de la bombe atomique. Le scientifique le plus brillant au monde.
Senin hissen kaç tane Nobel ödülü edecektir?
Votre part équivaudra à combien de Prix Nobel?
Rose hayatım, Nobel'i senin kazanacağına eminim.
Je suis sûr que c'est toi qui auras le prix Nobel.
"Danke şöyle, Danke böyle. Danke iki sentlik kurdela parçası kazandı."
Pour toi, c'était un prix Nobel.
Resimdeki, Nobel ödüllü arkeolog Profesör William Bennett. Kendisi, Stephan Gomalk tarafından siyasi bir darbe için masum bir piyon olarak kullanılıyor.
Voici le professeur William Bennett, prix Nobel d'archéologie, devenu le pion innocent d'un coup d'État organisé par cet homme, Stephan Gomalk.
Biliyor musun, bazen bana Stockholm'deki törenler için kabul konuşmanı çoktan yazdığın hissini veriyorsun.
Parfois, vous me donnez l'impression d'avoir déjà écrit votre discours de remerciements pour le prix Nobel.
Bay Nobel, bana oyun oynamıyorsun, değil mi?
Tu ne jouerais pas a ça, n'est-ce pas?
24 yaşındaki başarısıyla Nobel ödülü almış.
A 24 ans, il a fait une découverte qui lui a valu le prix Nobel.
Öğrencilerimize Nobel Ödülü nasıl alınır onu anlatıyordum.
J'essayais d'expliquer aux étudiants comment obtenir un prix Nobel.
Nobel ödülünü benim yerime o almalıydı.
C'est lui qui aurait dû remporter le prix.
"Nobel Ödülü almış biri niye Çin'e gelmek ister?"
"Pourquoi un lauréat du prix Nobel veut-il venir en Chine?"
Dr. Stone, Nobel ödülü sahibi, Ulusal Bilim Akademisinin ikinci başkanı, ve Washington'da da iyi tanınır.
Le Dr Stone, titulaire du prix Nobel et président de l'Académie Nationale des Sciences, est bien connu ici.
Nobelli bilim adamımız iç tarama yaptırmıyor, çünkü... - Pekala, Ruth.
Notre prix Nobel refuse d'examiner l'intérieur...
Sanki Nobel ödülü kazanacaksın!
Ce n'est comme si tu concourrais pour le Prix Nobel...
Az önce izlediğiniz hikaye gerçektir.
Son vrai nom est Neel Doff. Ses mémoires ont obtenu le Prix Nobel.
Keetje'nin gerçek adı Neel Doff'tu. Anıları Nobel Ödülü'ne aday gösterilmişti.
Tout dans ce film est réel.
Olsaydı, patenti kendim alıp servet yapar,... Nobel'i de kazanır, emekli olurdum.
Sinon, je la ferais breveter, je ramasserais des millions, je remporterais le prix Nobel et je prendrais ma retraite.
Nobel Ödülü sahibi.
Professeur à Harvard. Lauréat du prix Nobel.
Şiddetli psikoz tedavisinde kemoterapinin kullanımı konusundaki çalışmalarıyla Nobel Ödülü'nü kazandı.
Lauréat du prix Nobel pour ses travaux sur l'usage de la chimiothérapie dans les psychoses graves.
"Neden Nobel Ödülü'nü sen kazanmadın baba?"
" Pourquoi t'as pas le prix Nobel, papa?
Kimisi neden Graham Greene'in de Nobel Ödülü kazanmadığını merak ediyor zaten, tipini siktiğim!
On se demande, crétin, pourquoi Greene ne l'a pas non plus!
- Nobel ödülü sahibi Meyer.
Meyer, le lauréat du Nobel.
Nobel Ödüllü Profesör Wallace'ın bir söyleşisinden.
C'était un fragment d'une interview du Prix Nobel professeur Walles.
Evet, Nobel Ödünü'nü kazanacağım.
Je vais chercher le Nobel.
En iyi ihtimalle şu Nobel Ödülü'nü alırsın.
Au mieux vous décrocherez votre Nobel.
Nobel...
Nobel...
Profesör Richard Feynman önde gelen bir bilim adamı,
Le Professeur Richard Feynman est un scientifique remarquable, prix Nobel de physique et professeur légendaire
Ve her şey şişenin patlaması gibi ortaya çıktı. Bu arada kısa bir süre içerisinde çözüme ulaştım ve daha sonraları da Nobel Ödülü ile ödüllendirildim.
– c'était comme déboucher une bouteille de champagne – tout se déversai d'un coup et en peu de temps j'ai travaillé sur ces choses pour lesquelles j'ai plus tard eu le prix Nobel
Feynman kuantum elektrodinamiği çalışmalarıyla Nobel Ödülü'nü aldı.
Feynman fut récompensé du prix Nobel pour son travail en électrodynamique quantique.
- nükleer kuvvetler hariç - uyum sağlayacaktır. 1947 yılında yaptığım bu çalışma Nobel ödülünü kazandıran çalışmadır.
n'impliquant pas les forces nucléaires, par exemple – et c'est le travail que j'ai fait en 1947, de trouver une manière de faire ça, pour lequel j'ai gagné le prix Nobel.
Nobel Ödülü'nü hak ediyor muydu?
Cela valait-il le prix Nobel? En tant que...
Nobel Ödülü hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Kendisinin ve değerinin ne olduğunu anlamıyorum. Eğer İsveç Akademisindeki kişiler x, y, veya z'yi Nobel Ödülü'ne layık görüyorlarsa, varsın öyle olsun.
Je ne sais rien sur le prix Nobel, je ne comprends pas de quoi il s'agit ou ce qu'il vaut, mais si les gens à l'académie de Suède décident que x, y, ou z gagnent le prix Nobel alors qu'il en soit ainsi.
Nobel Ödülü'yle hiçbir alakam yok.
Je ne veux pas avoir à faire avec un prix Nobel... Ça me fait...
Nobel kazanmış sanatçımıza bir kitap imzalar mıydınız?
Dédicacez-en un à notre prix Nobel.
Nobel ödülünüz vardı galiba.
Prix Nobel?
Nobel Ödülü mü?
Le prix Nobel?
Sanki Nobel Ödülü kazandığını düşünüyordun.
Mais je refuse de me soumettre à cette routine avec les chiots.
"Nobel Ödülü onun olmalı!"
"Prix Nobel, Prix Nobel!"
Nobel Ödülü.
Prix Nobel...
Ödülü!
Prix Nobel!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]