English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ O ] / Occidental

Occidental traduction Français

316 traduction parallèle
Jones, batı fikriyle ilgili istediğim her şeye sahip.
Jones m'apporte le raisonnement occidental.
Genellikle, batılı cezaevi sisteminin oldukça modern olduğunu göreceksiniz.
Dans l'ensemble, le système pénitencier occidental est assez moderne.
Gardıropta ayna olmasa da olur.
Pas de table ou de bureau. Plutôt une commode à l'occidental.
Charlie, seni bir Batılı ile otel odasından çıkarken görmüş.
Charlie vous a vue avec cet Occidental.
Git küllükleri boşalt, batılı çocuk.
Allez dont vider les cendriers, petit occidental!
Evet, ben de okuyorum. Batı medeniyetinin kurtarıcısı... olduğuna dair, yurttaşların düzenlediği çok büyük gösteriler oluyor.
Bien des gens le considèrent... comme le sauveur du monde occidental.
Batı Cephesi Komutanı.
Commandant militaire sur le front occidental.
Batı tarzı yatak var.
Avec un lit occidental.
Milliyetçi Parti sözcüsü zaferden emin olduklarını, yeni başlayacak politik süreçte batı emperyalizmini kovacaklarını...
Pour eux, une nouvelle ère bannira l'impérialisme occidental
Güvenlik Polis Şefi Gomalk en yakın arkadaşı Beyron Rurich'in batı yanlısı hükümetini devirmeyi planlıyor.
Chef de la police de sécurité, Gomalk prévoit de renverser l'État pro-occidental de son meilleur ami, Beyron Rurich.
DuBruis'un aracı firması batı yanlısı hükümetiyle bölgede istikrarlı kalabilen Afrika'nın küçük ülkesi Ghalean'da.
Sa firme de courtage est située en Ghalea, un petit pays africain dont le gouvernement pro-occidental est garant de la stabilité de la région.
Batılı, Orta Avrupalı, Latin, Doğulu.
Occidental, centre-européen, latin, oriental.
Batı dünyasının taşıtlarının geleceği.
Le futur moyen de transport du monde occidental.
Bana bir kokuşmuşluk karnavalı gösterdiniz anladığım kadarıyla Batı Dünyası için düşündüklerinizi temsil ediyordu.
Vous m'avez offert un carnaval de décadence... ce qui représente, j'imagine, votre conception du monde occidental.
Benson, abartmadan bir gerçeği söylüyorum Şu anda Batı dünyasının başlıca düşmanıyla karşı karşıyayız.
Benson, je ne suis pas pontifiant, c'est un fait... lorsque je dis que nous avons affaire... à l'ennemi principal du monde occidental.
Gerçek şu ki John, yarı Çinli yarı batılı oldum.
En vérité, John, je suis devenu moitié Chinois et moitié Occidental.
Batı yarım kürenin en zeki adamlarından biri olarak kabul ediliyorsun ve şimdi de tutkuyla -
Reconnu comme l'un des plus brillants savants de l'hémisphére occidental, vous semblez obsédé par...
Batılıların balonlarına benziyor.
On dirait un ballon occidental.
Batının önde gelen kumarbazlarından biri.
La plus grande joueuse d'un pays occidental.
Bu akşam ortadan kaybolacaktınız. Sonra Londra'ya dönecektim.
Disparaître du monde occidental, ce soir, puis retourner à Londres.
Belki de çok doğuda ya da çok batıda olmayan bir piknik alanındadır.
Peut-être dans un petit coin tranquille, ni trop oriental, ni trop occidental.
Kardeşim bana sizden benzersiz bir yabancı olarak bahsedince bunu, bizimle aynı değerlere bağlı bir batılı olduğunuz şeklinde algıladım.
Quand mon frère vous qualifiait d'étranger unique, cela signifiait que vous étiez un occidental dont les valeurs rencontraient les nôtres.
1880'lerin ortasındaki bu dönemde batı dünyasındaki başlıca ressamların her biri hâlâ dış gerçekliğin geleneksel sunumuna bağlı kalmaktadırlar.
A cette période du milieu des années 1880, tous les artistes majeurs du monde occidental en sont encore à une présentation traditionnelle de la réalité extérieure.
Fakat Edvard Munch'un tuvali, yüzeyindeki derin çiziklerle tüm dış gerçekliğin ötesine geçmiş ve batı dünyası sanat tarihinde duygunun ilk dışa vurumcu tablosu hâline gelmiş olsa da Kristiania halkı ve tutucu basını tarafından şiddetle eleştirilmiştir.
Mais la toile de Munch, avec sa surface incisée en profondeur, qui a transcendé toute réalité extérieure, le premier tableau expressionniste dépeignant "l'émotion" de l'histoire de l'art occidental, est férocement attaqué par le public de Kristiania et par la presse conservatrice.
Sana söyledim koca çocuk. Batı sanatının doğduğu yer.
Comme je te le disais, c'est le berceau de l'art occidental.
Şu, "Batı İnsanının Modern Bunalımları." dersini veren hıyarla!
Cet abruti qui enseigne "La crise contemporaine de l'homme occidental"?
Alman Batı Ordusu Karargahı
FRONT ALLEMAND OCCIDENTAL. Q.G.
Batı duvarına doğru ilerleyin ama arka sokaklardan!
Voilà, allez vers le mur occidental... mais par les petites rues.
Batı dünyasıyla bağlantılarım var matmazel, ama.. ee..
J'ai des contacts partout dans le monde occidental, Mademoiselle.
- Peki, bu Batı Cephesi değil.
- On n'est pas sur le front occidental.
Yabancı biri!
On a un occidental au menu!
Batı dünyası uyanmıştı.
Le monde occidental se réveille.
Çivi yazısı bugünkü batı alfabesinin uzaktan akrabası sayılır.
L'écriture cunéiforme est l'ancêtre de l'alphabet occidental.
Galaksinin Batı Sarmalı'nın balta girmemiş, izbe köşelerinden birisinde küçük, bilinmeyen, sarı bir güneş vardır.
" Tout là-bas, au fin fond des tréfonds inexplorés et mal famés du bout du bras occidental de la Galaxie, traîne un petit soleil jaunâtre et minable.
Batının mutsuzluğunu ithal etmesi... Hindistan için bir ilerleme olmayacaktır.
Ce ne sera pas un progrès pour l'Inde... de se contenter d'importer le malheur occidental.
Garp Otel'de çalışıyordu.
Il était employé à l'hôtel Occidental.
Ne olursa olsun onu götürüp Garp Otel'e teslim etmeliyim.
En tout cas je vais l'emmener et le faire rendre à l'hôtel Occidental.
Sen artık ne bir Amerikalı ne bir turist, ne de bir batılısın.
Vous n'êtes plus un Américain. Ni un privilégié. Ni un Occidental.
Çok şaşırtıcı... dilek çocuğu efsanesiyle ilğilenen beyaz bir adam bulmak.
C'est inhabituel, de voir un Occidental s'intéresser à la légende de l'Enfant Désiré.
- Batılı gözlere.
- Pour un Occidental.
Elbette.Batılı her şey güzeldi.
Bien sûr. Pourvu que ce fût occidental.
Bu şeyi kazanan ilk batılı olabilirsin. Ama zihnin açık olmalı.
Tu peux être le 1er champion occidental, mais il faut être lucide.
Viktor'u yurda geri getirin. Yuri'nin intikamını alıp kendimizi batının zehrinden koruyacağız.
Ramenez Viktor... et nous vengerons Youri... et nous serons à l'abri... du poison occidental.
Uzaklarda, Batı Okyanusu'nun ortalarında bir ülke var, insanlar ona Hy-Brasil diyor.
Très loin, au milieu de l'Océan Occidental Existe une terre appelée Hy-Brasil.
Erik ve Ravensfjord erkekleri Batı Okyanusu'nu geçmek için yola çıkıyorlar.
Erik et les hommes de Ravensfjord sont sur le point de traverser - l'Océan Occidental.
Süregelen barış ortamı, şu anda batı kıtasındaki anayurtları için... özerklik isteyen Ansata ayrılıkçılarının terörist saldırılarıyla son bulmuş durumda.
La paix a pris fin avec les actes terroristes des séparatistes Ansata. Ils réclament l'autonomie pour leur pays sur le continent occidental.
O halde Batı cephesinde mi yoksa Doğu cephesinde mi savaştın?
Alors vous étiez au front Occidental ou Oriental?
Çin kökenli Amerikalı.
J'ai vu ton frère, Su. Cet occidental manqué! - Liang Kuan!
General Wickens, lütfen oturun. Yani, daveti kabul ettiniz!
Un occidental vous invite à l'opéra?
Eğer Çin'de yasak bölgeler olmazsa, hepimiz tehlikede oluruz. Efendim, bu yabancı Çince konuşabiliyor.
Ce diable occidental parle chinois.
Yeni bir takım elbise mi?
Un costume occidental?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]