Oeuvres traduction Français
829 traduction parallèle
Arnold Iselin, yaşayan en ünlü finansör ve güzide bir sanat simsarı.
Il se trouve qu'Arnold Iselin est l'un des grands financiers au monde... et grand collectionneur d'oeuvres d'art.
Hayır işleriyle uğraşır.
Qui s'occupait de bonnes oeuvres.
Başarısının getirdiği sorumluluk duygusu tarafından yönetilir.
Il est guidé par le sentiment d'être responsable de ses oeuvres.
Bir zamanlar, bu hastalıklı zihinlerin fantezileri, yüksek sanat adı altında,... Alman cemiyet hayatının Yahudi sanat e leştirmenleri tarafından övülüyordu.
Aujourd'hui, il semble incroyable que de telles oeuvres furent achetées par presque toutes nos galeries.
Söylediklerine göre, sertleştirilmiş kükürt çukurunun yanında oturmuş... canavarı cezbedip ona kötü teklifini sunmak için... garip borusunu çalıp duruyormuş.
Ne l'ai-je pas vu assis près de la mine de soufre... jouant son cor bizarre... comme pour ramener le monstre du milieu des morts... pour accomplir ses oeuvres.
Hayır kurumlarına yardımda bulunmayı ve yönetimlerinde rol almayı düşünüyorum.
M'occuper d'oeuvres de charité, de cela et d'autres choses
Diğer bestecilerin eserlerini çalmayı tercih ediyorum.
Je préfère cependant jouer les oeuvres d'autres compositeurs.
Daha önce kompozisyonlarından örnekler görmüştüm.
J'ai déjà vu des extraits de vos oeuvres.
Genç ve harika bir gençle tanıştığını, ona yardım edeceğini söyledi.
En termes dithyrambiques. Il joue souvent pour ses oeuvres de charité.
Harry, neden bay Gray'in doğu yakasına gitmekten vazgeçmesini istiyorsun? O harika bir müzisyen.
Pourquoi décourager M. Gray de jouer pour mes oeuvres?
Kadınlar bize başyapıtlar yapmak istememiz ve onları tamamlayamamamız için ilham kaynağı olur.
Elles inspirent nos oeuvres et nous empêchent de les réaliser.
- İşareti okuyamıyor musun?
Ne touchez pas aux oeuvres.
Çömezleriyle Kurtarıcılarından biri.
On a vu quelques unes de ses oeuvres.
Bunlar benim mallarım değil mi?
Mais... ce sont mes oeuvres!
Edebiyat kitaplarınız, sanat eserleriniz, benim derlemelerim, hatta arzu ederseniz, müziğiniz bile var.
Vous avez des livres, des oeuvres d'art, mes collections, même de la musique, si vous le désirez.
Şifrelerini çözmesi 2000 yıl alacak ölümsüz eserler yaratıyorsun.
Tu créés des oeuvres d'art qui seront découvertes dans 2000 ans.
Bence bunlar dahiyane, hepsini almak istiyorum.
Je pense que ce sont des oeuvres de génie et je veux les acheter toutes.
Esméralda'nın ölümünü takip eden gece, mezar kazıcılar, cesedini darağacından indirdiler. Ve cesedi Montfaucon dehlizlerine götürdüler.
Dans la nuit qui suivit le supplice d'Esméralda, des gens des basses oeuvres avaient détaché son corps du gibet et l'avaient porté dans la cave de Montfaucon.
Neden davaya 5 dolar bağışlamıyorsun?
Donnez plutôt une pièce aux bonnes oeuvres?
Bunu hayır işi olarak yardım sandığıyla da halledebiliriz.
On fera appel aux bonnes oeuvres car cela sera par pitié!
Dickens Kitapları Koleksiyonu!
Les oeuvres complètes de Dickens.
George Bernard Shaw Kitapları Koleksiyonu!
Les oeuvres complètes de Georges Bernard Shaw.
Herkes biliyor ki, başka herkesten daha fazla hayır işleri için katkıda bulunuyorum, değil mi?
Tout le monde sait que je contribue plus que quiconque aux oeuvres de bienfaisance.
Günün çorbası, bonfile, d'oeuvres,.. ... tek biftek,.. ... salata ve şu harika Chablisten'den biraz alalım.
Hors-d'oeuvre, consommé, filets de sole, salade, et votre délicieux chablis.
- Ama bu sanat eserlerini oyma bıçağı
Mais ceci sert à sculpter des oeuvres d'art.
Baş rahip Coté, sosyal yardımlaşma başkanımız.
Monsieur le chanoine, président des oeuvres. Pierre Lachenay.
Jüri bu paranın hayır kurumuna gideceğini duyduğu anda..... sigorta şirketine en az 1 milyon dolarlık fatura keser.
Quand le jury saura que l'argent va aux bonnes oeuvres, il condamnera l'assurance à payer 1 million de dollars.
Kitaplarını okudum, de Sade, o ölümsüz eserlerinin birinde diyorsun ki tabiatın canlandırıcı gücü yıkımmış yaşamı tartmaya yarayacak tek aracımız da ölüm.
Je lis dans vos livres, Sade, dans l'une de vos oeuvres immortelles, que ce qui anime la nature est la destruction et que la seule chose qui valorise la vie est la mort.
- Biliyorsun, yiyecek ziyan etmemeliyiz.
Mouais... Astérix, j'ai à peine entamé les hors-d'oeuvres.
Babası Friedemann için bir klavye kitabı yazmaya başladı. Bu kitap kısa zamanda, müziği öğrenme arzusundaki gençler için önemli bir kaynak haline gelecekti.
Pour Friedemann le père avait commencé un petit livre de clavier, dans lequel, à différents exercices, vinrent s'ajouter d'autres morceaux qui devinrent bientôt deux oeuvres particulières à l'usage de la jeunesse musicale désireuse de s'instruire.
İvan Sergeyevich Turgenyev'in eserinden
D'après Ies oeuvres d'Ivan Tourguéniev
Çalışmalarını takdir ediyoruz.
Nous admirons vos oeuvres.
Bu gördüğüm en görkemli ve eşsiz sanat koleksiyonu.
C'est la plus belle collection privée d'oeuvres d'art que j'aie jamais vue.
Sanat tarzlarının benzersiz olduğunu duyuyorum.
Mais leurs oeuvres d'art seraient incomparables.
Burada en nadide sanat eserlerimizden bazıları toplanmıştır görülsün ve düşünülsün diye...
Certaines de nos plus belles oeuvres d'art sont exposées ici pour le plus grand plaisir de...
Maaşlar, işletim giderleri, hayır işleri...
Les salaires, les frais de gestion, les bonnes oeuvres...
Almanların Fransa ile İtalya'dan çaldığı sanat hazinelerinin kataloglanmasından sorumluydu.
Rudolph était au Ministère de la Culture. Il répertoriait les oeuvres d'art volées par les Allemands.
Sovyetler Birliği'nden sanat eserlerini kimin çaldığını biliyorum. Üst düzey sırları Batı'ya kimin tedarik ettiğini biliyorum.
Je sais qui faisait trafic d'oeuvres d'art et de secrets d'état.
İnsanlar resimlerimizi almak için millerce alandan buraya gelirdi.
Les gens se deplacaient pour nos oeuvres.
Her zaman modern sanata ilgi duymuşuzdur.
Nous avons toujours ètè extrêmement intéressées par les oeuvres modernes.
Ve yaptıklarını?
Et à ses oeuvres?
Böylesine güzel bir rehberle korkarım sanat eserlerine olan konsantrasyonumu kaybedebilirim.
Avec un guide aussi ravissant, je crains de ne pouvoir me concentrer sur les oeuvres.
Gece geç saatlere kadar nihilizmden, anarşiden Charles Darwin ve Karl Marx'ın çalışmalarından konuşur sanatın rolünden, varoluşun sebeplerinden ve evliliği reddetme akımından bahsederlerdi.
et que Georg Brandes appelle "cette bande de gitans sauvages", débat jusque tard dans la nuit de nihilisme, d'anarchie, des oeuvres de Charles Darwin et de Karl Marx, du rôle de l'art, du sens de la vie et de l'amour libre.
Yaşam Kitabı açıldı ve ölü gereğince yargılandı ve deniz bunu inkâr etmekten vazgeçti.
"Et les morts furent jugés selon leurs oeuvres. " La mer rendit les morts qui étaient en elle, et la mort... "
Natüralist ressamlığın öncüsü Fritz Thaulow Norveç sanat okulunda eserini anlatıyor.
Fritz Thaulow, peintre naturaliste éminent, dont les oeuvres reflètent le courant opposé de l'art norvégien. cut5
Sanat eserlerini almaya güçleri yetebilir.
Ils ont les moyens de s'acheter des oeuvres d'art.
Edvard Munch'u da aynı şekilde kendi işinde samimi olması için teşvik ederdi.
Il encourage vivement Edvard Munch à s'exprimer dans ses oeuvres avec la même franchise absolue.
Onlardan işini görmelerini istedim.
Pour voir vos oeuvres.
Dünya'nın Büyük Travmaları.
Les chefs-d'oeuvres du monde.
- Hayır işleri mi?
- Les bonnes oeuvres?
- Çok değerli parçaları aldılar.
- Elles ont pris des oeuvres les plus pr cieuses.