Oiseau traduction Français
6,127 traduction parallèle
Ne azgın kuş çıktın Charlie.
Tu es un vilain petit oiseau, Charlie.
Kuş kadar yerim.
Je mange comme un oiseau.
Elinde kuş mu var?
Il y a un oiseau sur ta main?
Görünüşe göre ufak kuşumuz yuvadan ayrılmış.
Il semble que notre petit oiseau s'est envolé.
Boğazını ıslat bakalım benim küçük zakkumum.
Buvez, petit oiseau assoiffé.
" ama sonra tekrar, ben diğer serçe-adamlar gibi değilim.
" mais je ne suis pas n'importe quel homme-oiseau.
Antik Yunan'ın tanrıları ve kahramanları, artık yeni dünyanın ve çağın efsanevi figürleri olan tukan, pusula ve cennetkuşuyla buluşmuştu.
Les dieux et héros de la Grèce antique étaient maintenant réunis par les images mythiques d'un nouveau monde et d'un nouvel âge un toucan, une boussole, un oiseau du paradis.
Tuhaf biriydi.
Drôle d'oiseau.
O kuş konuşuyor mu?
C'est un oiseau parleur?
Kuşumu em çük!
Suoe ma bite d'oiseau!
Küçük bir kuş kulağıma fısıldadı.
Un petit oiseau me l'a dit.
Dandik bir kostümle bir kuş ismine ihtiyacım yok.
Je n'ai pas besoin d'un costume ridicule et d'un nom d'oiseau.
Umarım yakında iyileşir ve kuşunu geri alır.
J'espère qu'il va vite sortir et reprendre son oiseau.
Duyduğuma göre kuşçu çocuk yeni bir kafes bulmuş.
J'ai entendu dire que l'homme oiseau a une nouvelle cage.
Tek yaptığın sporun, bir kuşun sana yiyecek getirdiği bir spor olmasına neden şaşırmadım acaba?
Pourquoi je ne suis pas surpris que le seul sport que vous faites soit le seul sport où un oiseau vous ramène de la bouffe?
Benim kuş nereye gidiyor?
Où est ce que mon oiseau s'en va?
♪ B-Ben bi altın kuşum
Je suis un oiseau d'or
Bir kuş gibi ses çıkardım!
Tu siffles comme un oiseau!
- Hoşça kal minik kuşum!
Au revoir, petit oiseau!
Kuşu şuraya bırak.
Pose l'oiseau par ici.
Ölü bir kuş gibi görünüyor.
Ça ressemble un peu à un oiseau mort.
Ajan Crawford ve Dr. Lecter ve Dr. Bloom için zavallı, kafası karışık, yaralı bir kuşsun.
{ \ pos ( 192,210 ) } Malade, confus, un oiseau blessé, { \ pos ( 192,210 ) } aux yeux de Crawford, de Lecter et de Bloom.
Göğsünde bir kuş vardı.
Il y avait un oiseau dans sa poitrine.
Kuş hayatta mıydı?
L'oiseau était vivant?
Kuşla kim ilgilen-ilgileniyor?
Qui... qui... prend soin de l'oiseau?
- Evet, kuş için endişeleniyorum.
Ouais, je m'inquiète pour l'oiseau.
Kuş için endişeleniyorum.
Inquiet pour l'oiseau.
Ben sadece... Sadece kuşa yardım edebilirim.
Je peux seulement... aider l'oiseau.
Kuş, kurbanın atan yeni kalbi.
L'oiseau, le nouveau coeur battant de la victime.
Kuş için endişelendiğini söylemiştin.
Vous avez dit être inquiet pour l'oiseau.
B-bu kuşu Sarah sandığımı mı düşünüyorsun?
Vous pensez que je pense que cet oiseau est... Vous... Est Sarah?
Kuş, Armangac'ta canlı canlı boğularak hazırlanır.
La recette veut que l'oiseau soit noyé vivant dans de l'armagnac.
Oh, evet, şu aşağlık kuş.
Cette histoire d'oiseau?
- Evet, küçük kuş.
- Oui, le bébé oiseau.
Ufak bir kuş şans getirdiğini söyledi bana.
Le petit oiseau m'a dit que ça portais chance.
Sanki bir kuş gibiydim, her yere gidebiliyordum ama şimdi.
C'était comme si j'étais un oiseau, libre d'aller n'importe où, et maintenant je ne peux plus.
Kız da ufacık. Serçe kadar kız.
Elle ressemble à un petit oiseau.
Leanne bir kuş kadar özgür hissediyorum.
Leanne, je me sens libre comme un oiseau.
Yok kuş gibi bile değil, bir yılan gibi.
Non, pas un oiseau, un serpent!
Git bakalım, küçük kuş.
Pars, petit oiseau.
Bir cadının dostları iblisler genellikle bir hayvan kılığına girerler. Kedi, sıçan, kuş ya da kurbağa olabilir.
Chat, rat, un oiseau, ou un crapaud - - ils exécutent toutes sortes de tâches utiles tant qu'ils sont nourris.
- Neden? Kuş pisliği, ağaç özü ve bayıltıcı bir incir kokusu.
Crotte d'oiseau et sève d'arbre, avec une fine note de figue.
752'nin anlamı "renk" ve... 598'in anlamı da "kuş".
752 c'est la "couleur" et 598 signifie "oiseau".
"Renk kuşu" Ne anlama geliyor bu?
"Oiseau de couleur." Qu'est-ce que ça veut dire?
Renklere özel bir kodlama yok yani mavi kuş olabilir, kırmızı kuş olabilir, böyle...
Il n'y pas de chiffre pour des couleurs spécifiques, Donc ça peut être un oiseau bleu, un oiseau rouge, peu importe...
Mavi Kuş'a hoş geldiniz.
Bienvenue à l'Oiseau Bleu.
Kuşla mesaj göndermek tam senlik gibi duruyor.
Le message via l'oiseau... effectivement ça te ressemble.
Bir eve kuş girerse, bu aileden birinin öleceği anlamına gelir.
"Un oiseau dans une maison veut dire un mort dans la famille."
Ahh, bu akşam yemekte ailesi ile birlikte olacak bir kuş daha.
Un autre oiseau qui pourra dîner avec sa famille ce soir.
Sen leşten başka bir şey değilsin çaresiz ölülerin etrafında gezen açgözlü bir kuşsun.
Vous êtes rien de plus que des vautours... une hiérarchie d'oiseau gourmand à la mort sans défense.
Ve sonra bu küçük neşeli kuş omuzumda şarkı söylemeye başlıyor. Ve bende New York sokaklarında çocuklarla birlikte dans ediyorum.
Et alors ce petit oiseau mécanique s'est mis à chanter sur mon épaule et j'ai dansé dans les rues avec les enfants de New York.