English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ O ] / Okul

Okul traduction Français

13,821 traduction parallèle
Senden hoşlandığımı kanıtlayacaksa, okul birinciliğini kazanmak umurumda değil.
Ça m'est égal si je ne suis pas major de la promotion si cela peut te prouver que je t'apprécie vraiment.
Küçükken okul yüzünden olduğunu düşünürdüm ama okuldan sonra bile uçurum aşılmadı. Gittikçe büyüdü ve geçmek imkansız bir hale geldi.
Je pensais que c'était parce que j'étais la plus jeune à l'école, mais même après l'école... l'écart... est devenu plus grand et impossible.
Onlar... Okul mezuniyetinde domuz kanını kardeşim Ben'in üstüne attılar.
Ensuite, ils ont balancé du sang de cochon sur mon frère, Ben, pendant sa remise de diplôme.
İş mi, okul mu?
Un boulot, une école?
Ee, bugün okul nasıldı?
Sinon, comment c'était l'école aujourd'hui?
Bir noktadan sonra, okul haline getirilmesine karar verildi.
A un moment donné, il a été transformé en une école. Chalmskinn
O okul çok zengin!
Cette école est trop riche!
Bu okul son 50 yılını 1960'larda yaşıyormuş gibi geçirdi.
Cette école a passé les 50 dernières années enlisée en 1960.
Okul müdürü Skinner!
Principal Skinner!
Sunuma geçmeden önce 3'ncü sınıfların dans dersinde söğüt ağacı ve sarkan ağaçlar için, yazdığı okul şarkısıyla sizleri baş başa bırakalım.
Avant de faire les annonces et vus les résultats des CE2 à l'examen de danse sur les saules et arbres penchés, on entame la journée avec une chanson scolaire.
Okul artık harika bir yer olmuş.
Cette école est devenue bien.
Patty, okul kapat.
Patty, l'école en état d'alerte.
Oldukça iyi bir okul.
C'est une très bonne école.
Ayrıca biyoloji ve fizik alanındaki en iyi okul.
C'est aussi un très bon programme pour la biologie et les sciences physiques.
Veteriner olmak isteyen biri için mükemmel bir okul.
Parfait pour quelqu'un qui veut devenir vétérinaire.
Bu işi sadece okul açılana kadar yapacağım baba.
Ton tour. Papa, je vais juste faire ça jusqu'à la rentrée. On appelle ça un col bleu
- Önümüzde okul otobüsü var.
Pourquoi on ralentit? Il y a un bus scolaire.
Yakınlarda okul da yok.
Il n'y a pas d'école dans cette zone.
Ve o zaman Kathie'nin kıyafetlerini... okul kıyafetlerini çöpe attığını gördük.
On a alors découvert qu'il jetait ses vêtements et ses livres scolaires.
Bir anne ve bebek grubumuz var, bazen okul sonrası gruplar oluyor ve burada da büyükler için kütüphane var.
Il y a un groupe mamans et bébés et parfois, des groupes périscolaires.
Ama burası sadece bir okul.
Mais c'est juste une idée.
Okul kütüphanseinden biri.
Celle venant de l'école.
Sanki lanet okul tekrar bir araya geliyor gibi.
Comme dans une réunion d'anciens élèves.
Tüm okul katılmasa da birlikte şarkı söyleyeceğiz.
Enfin, peut-être pas de l'école entière, mais de la chorale en tout cas.
Annem annenle konuşmuş ve partnerin olmadığını öğrenmiş ben de bir sınavımı erteledim okul futbol turnuvasına katılmadım ve Notre Dame'dan buraya geldim.
Ma mère a parlé avec ta mère, et elle a dit que tu n'avais personne pour t'accompagner, donc j'ai reprogrammé un examen, abandonné le championnat de foot de la fac et j'arrive tout droit de Notre Dame
Okul tezimi duvara astığı hayvan postlarının boyutuyla mal sahibinin penis boyutunun ters orantılı olması üzerine yaptım.
J'ai fait ma thèse d'université sur l'inverse proportionnelle des fixations murales de taxidermie par rapport à la taille du penis de leur propriétaire.
Okul başladığında da millet fısıldaşıyordu sürekli, biliyorsun. İyice ilgilenemedim işte.
Donc je pense que quand les cours ont repris j'entendais tous le monde chuchoter dans mon dos je ne l'ai pas très bien géré.
Sadece okul için fotoğraf çektirmiştim.
La seule fois où on m'a pris en photo, c'était à l'école.
Bu arada ise, bir okul öğretmeninin beyninin yenmesini ve derin uzayda oksijensiz kalmasını engelledim.
Sans dire que j'ai sauvé une enseignante qui allait avoir son cerveau dévoré et être asphyxiée dans l'espace.
Çocuklar okul gezisinde.
Les enfants sont en voyage scolaire.
- Pekala, okul vakti.
- A l'école. Je prends ça.
Sana zavallı bir dul kadın veya okul öğretmeni bulmamız gerek.
On va te trouver une pauvre veuve, une institutrice.
Yıldız öğrencimi okul gezisine çıkarıyorum.
J'emmène mon élève modèle en sortie scolaire.
Okul ve provalar.
Ecole et répétitions.
Birkaç ay önce Washington Heights'da... bir okul bahçesine... gitmeye başladım. Kimsenin beni tanımadığı bir yere.
Depuis quelques mois, je me rends... à une école à Washington Heights, où personne ne me connait.
Okul gezisinin güzel geçmesi gerekiyor.
La sortie doit bien se passer.
İki kere magnet okuluna gittim ve okul müdürüyle arkadaş olma ihtimali en yüksek kişi seçildim.
Je suis allée dans cette école et j'ai été élue "À le plus de chance de copiner avec la principale."
Zaten yapılması gerekilen şeylerin okul müdürünü etkileyeceğini sanmazdım.
Je ne savais pas que ça pouvait impressionner un membre du comité d'admission.
Okul öncesi başvurular veliler göz önüne alınarak yapılır.
Les admissions en maternelle sont basées sur ce qu'on pense de parents.
Yani, Dr. Susman. Bu okul gezisinin hakkını verelim. Gerçekten başarılıydı.
Alors, Dr Susman, disons que cette sortie scolaire était... un gros succès.
19 yaşındayken okul gazetesindeki reklama cevap vermiştin.
Tu avais 19 ans, tu répondais à cette annonce du journal de l'école.
Geçici trafik ışıkları var ama okul koşusu yapmıyorsan çok kötü değil.
Il y a des feux temporaires, mais à moins d'être pressé pour l'école, c'est vivable.
Merak ediyorum Greenwich'den bir özel okul öğretmeni nasıl oluyor da Samaritan için çalışabiliyor?
Je suis curieuse. Comment une étudiante en prépa de Greenwich en arrive à travailler pour Samaritain?
Drew yeri bir görüp alışalım diye bizi hafta sonu Portland'a davet etti fakat... -... okul tatil olana kadar taşınmayacağız.
Drew nous a invité à Portland pour le weekend histoire de ressentir l'endroit, mais on ne déménagera pas avant la fin de l'année scolaire.
Bizim okul maskotu bir kirpi.
Notre mascotte à l'école est un porc-épic.
Haftaya okul gezisine götürecekti beni.
Il m'emmène visiter des écoles la semaine prochaine.
Neyse ki okul bugünlük bitti.
Au revoir!
Ama okul bittiğinde orada olacağım, tamam mı?
Maman doit travailler. Je serai là à la sortie.
- Okul bahçesinde yaparsak olacak mı yani?
Alors que l'école oui?
- Okul nasıl?
Ça va, l'école?
- MIT'teniz biz. - İyi okul.
Le MIT.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]