Ona inanıyor musun traduction Français
272 traduction parallèle
- Ona inanıyor musun Sam?
- Tu la crois, Sam?
Ona inanıyor musun? Tek ayak üstünde kırk yalan söyler o.
Deux paroles, trois mensonges.
- Ona inanıyor musun, Cal?
- Le croyez-vous, Cal?
- Dock, ona inanıyor musun?
- Dock, tu le crois?
Ona inanıyor musun?
Et tu Ia crois?
- Ne kadar dokunaklı. Ona inanıyor musun?
Elle ne supporte pas l'hostilité, le silence.
Yani ona inanıyor musun?
Vous lui faites confiance?
Ona inanıyor musun, Baba?
Tu le crois, papa?
Ona inanıyor musun?
Tu la crois?
- Ona inanıyor musun?
Vous croyez cet homme?
Peki sen ona inanıyor musun?
Et vous la croyez?
Ona inanıyor musun?
Vous la croyez sincère?
- Ona inanıyor musun?
- tu la crois? - as tu déjà couché avec elle?
- Ona inanıyor musun?
- Tu crois en Lui?
Sen ona inanıyor musun, Verbal?
Tu y crois?
Ona inanıyor musun?
Vous le croyez?
- Ona inanıyor musun?
- Et tu le crois?
Ona inanıyor musun?
- Vous le croyez?
- Bunu o mu söyledi? - Başka neden onunla çıkmamı istemesin ki? Demek istediğim, ona inanıyor musun?
Will et moi avons acheté ce piano ensemble, et pendant les 2 premiers jours, c'était génial, mais à présent,
Hala ona inanıyor musun?
- Pour le moins!
Ona inanıyor musun? Şeyy, bilirsin işte, sakallı adamlar gibi değil...
Et bien, pas en un type barbu...
Ona inanıyor musun?
Vous la croyez? Oui.
- Ona inanıyor musun? - Evet, ona inanıyorum.
Tu le crois?
Ona inanıyor musun?
Et tu le crois?
Şimdi ona inanıyor musun, O'Neill?
Tu le crois maintenant, O'Neill?
Ona inanıyor musun evlat?
Mon fils, tu as confiance en lui?
Ona inanıyor musun?
P.S. Avez-vous reconnu ce colonel?
Ona inanıyor musun, Baş Komiserim?
Vous le croyez?
- Anza bunu kanıtlayacak diyor. - Ona inanıyor musun? Ben...
- ll dit qu'Anza va le prouver.
Ona inanıyor musun? Elbette. O gerçek bir öykü.
Je t'ai parlé de mon oncle qui se souvient de ses vies antérieures?
Ona inanıyor musun?
- Tu la crois?
- Ona inanıyor musun?
- Tu la crois?
Peki ona inanıyor musun?
Et vous la croyez?
- Ve sen de ona inanıyor musun?
Et tu le crois?
Ona inanıyor musun?
Tu le crois?
Peki ona organ nakli yapabileceğine gerçekten inanıyor musun? - İşe yarayacağına? - Evet.
Et vous pensez vraiment que vous pouvez faire cette transplantation et la réussir?
Ona inanıyor musun?
Tu crois ça? Je te l'ai dit.
- Ona inanıyor musun?
Tu la crois?
Bana ve ona benzeyen cesetler olduğuna inanıyor musun?
Vous croyez que ça me ressemblait et que ça lui ressemblait?
Taylor, sedece orasının güvenli yer olduğunu söyledi. Baba, ona inanıyor musun?
Papa... tu le crois?
- Ona inanıyor musun?
- Tu le crois?
- Bunu bile bile, seni ona karşı bir şeyler hissetmeye yönlendireceğime inanıyor musun?
- Comment l'aurais-je pu alors que j'encourageais vos sentiments?
Ona inanıyor musun?
T'as confiance en lui?
- Ona inanıyor musun? - Bir şeyler biliyor.
On peut dire qu'aujourd'hui, les femmes ont reconnu qu'elles détestent les hommes.
Ona inanıyor musun?
- Tu le crois?
İnanıyor musun ona?
Est-ce que vous le croyez?
Ona inanıyor musun? İnanıyorum. Ama bir de kanıtlar var.
Tu le crois? Oui, mais il y a aussi les preuves. J'ai un résultat pour le masque.
- Ona inanıyor musun pembe derili?
Et vous le croyez?
- Ona inanıyor musun?
Tu le crois?
Ona inanıyor musun?
Moi non plus.
Bu prototip silahın ona karşı etkili olacağına inanıyor musun?
Tu crois que le prototype parviendra à l'anéantir?