Operations traduction Français
3,503 traduction parallèle
Uçuş tatbikati ertelendi- - Başarılı oldular bile.
Les opérations aériennes sont annulées... ils ont déjà réussi.
Altı ay boyunca gizli görevde operasyonunu takip ettim ve sonunda güvenini kazandım.
J'étais infiltré, pistant ses opérations depuis six mois, et j'avais finalement gagné sa confiance.
Bay Hyde hakkında bu kadar çok şey biliyorsanız bu işe önderlik etmelisiniz.
Si vous en savez autant sur M. Hyde, vous devriez diriger les opérations.
Albay! Görev Merkezinden geldi.
Colonel, ça vient des opérations,
Yükleme listesindekilerin % 86'sı taşındı.
Avancement des opérations de ravitaillement estimé à 86 %.
Ana motoru çalıştırmak dışında tüm işler bırakılsın.
Continuez seulement les opérations qui concernent le moteur principal.
Takviyelerin yüklenmesini iptal edin.
Abandonnez les opérations de ravitaillement.
Tüm gemilerin dikkatine, takviyelerin yüklenmesini iptal edin ve tüm önceliği personelin aktarılmasına verin.
A tous les vaisseaux : abandonnez les opérations de ravitaillement.
Bloklardaki çalışma durumu nedir?
Où en sont les opérations sur le pont?
Birim 02-Dash operasyona başladı.
L'Eva-02'a commencé les opérations.
Tüm personel, acil onarımlara devam edin ve geminin donatımına yoğunlaşın.
A tout le personnel : reprenez d'urgence les opérations de contrôle des dégâts et de camouflage. Roger.
Ondan bir ahmak bile etmez.
A tout le personnel : reprenez d'urgence les opérations de contrôle des dégâts et de camouflage. En fait...
J - Bad Operasyon Merkezi, Çavuş Hasslert konuşuyor.
Centre des opérations de J-Bad, Ici le Sergent Hasslert.
Teğmen Murphy sizinle görüşmek için merkezi aradı.
J'ai le Lieutenant Murphy en ligne dans le centre d'opérations.
J - Bad Operasyon Merkezi.
Centre d'opérations de J-Bad.
Anlıyor musun, kurtarma çalışmaları sırasında yirmi bin insan bir stadyumda toplanmıştı.
Pendant les opérations de secours, on avait entassé 20000 personnes dans un stade.
Mannheim'ın operasyon üssü Ruse'un 32 km dışında.
La base principale des opérations de Manheim est à 30 km en-dehors de Ruse.
Senden onun faaliyetlerine engel olmanı işletmelerini ortadan kaldırmanı ve o pezevengi şehirden sürmeni istiyorum.
Je vous demande de torpiller ses opérations, d'anéantir ses entreprises et de chasser ce salopard de cette ville.
Beyaz Saray'daki tüm işlerden o sorumludur.
Il supervise les opérations pour toute la Maison Blanche.
MIKE LAMONT BHÇ, ÇARPIŞTIRICI OPERASYONLARI AMİRİ net olduğunu belirtiyor.
Mike Lamont Chef des Opérations du Collisionneur, LHC que l'aperture est propre :
Scav ordusundan kalanlar operasyonu bozmaya devam ediyor.
Ce qu'il reste de l'armée des charognards perturbe encore les opérations.
- Santral? - Devam edin.
- Les opérations?
Taktik komuta artık bahriyelilerde.
Le commandement des opérations passe aux SEAL.
Pekala bölüşelim ve işe başlayalım.
Très bien. Alors, je vais diriger les opérations. Tu peux ta charger de ça pour moi?
Nanomite savaşlarının ardından Yüzbaşı Duke Hauser Joe Taktik Operasyonları'na liderlik ediyor.
Depuis la fin des guerres Nanobots, le capitaine Duke Hauser dirige les Opérations Spéciales des Joe.
Joe Kumandanlığı harekatçılarına.
Commandement des Joe à opérations.
Merkez'i bağlayın.
Passez-moi les opérations.
Denizaşırı Gizli Operasyonlar Müdürü.
Le directeur des opérations clandestines à l'étranger.
Mekiğin kenetlenme operasyonu için hazırlanın!
Préparez-vous pour les opérations d'amarrage
Ayrıca bildiğim bir şey varsa o da kadınlar ve gizli operasyonlardır.
Et s'il y a bien une chose que je connais, c'est les opérations clandestines et les femmes.
2009 Ekim ayında Bradley Manning lrak'a gönderildi. Bağdat'ın hemen dışındaki İleri Harekat Üssü Hammer'a tayin edilmişti.
En octobre 2009, Bradley Manning est parti pour l'Irak, stationné à la base d'opérations avancées Hammer, tout près de Bagdad.
Ama Manning'in birimine gelen istihbaratın çoğunun günlük muharebe harekatlarıyla bir alakası yoktu.
Une bonne partie de l'information à laquelle Manning avait accès ne concernait pas les opérations de combat au quotidien.
Bütün materyal yedi aydan daha eski tarihli ve herhangi bir operasyonel önemi yok.
Tout le contenu date d'il y a plus de sept mois et n'a aucune répercussion sur les opérations actuelles.
Yabancı gönüllüler büyük çaptaki... kurtarma çabalarımıza katılıyorlar.
Des volontaires affluent du monde entier pour se joindre aux opérations de secours.
Ameliyatlarım sırasında uğur getireceğini söylemişti.
Elle disait que ça me porterait chance pour subir mes opérations.
Shetland Otobüs harekatı sırasında kaybolan Norveçli ajanların listesi.
C'est la liste des agents Norvégien perdu pendant les opérations du Shetland bus.
Terörizm davalarında, mevcut ve olası operasyonlara zarar gelmemesi açısından bazı delillerin halka açık mahkemede sunulmasının sakıncalı olduğu durumlar söz konusudur.
Lors de terrorisme, révéler des preuves en audience publique pourrait avoir des circonstances hautement dommageables sur le suivi des opérations.
Tanık X, siz Erdoğan davasındaki Güvenlik Birimi'nin Operasyon Şefisiniz, değil mi?
Témoin X, vous êtes la chef des opérations du service secret dans l'affaire Erdogan?
Şu gizli operasyona başlayalım artık.
Menons cette opérations à bien
İnsanların onun burada olup, liderlik ettiğini düşünmesi gerek.
Les gens doivent penser qu'il est ici, à la tête des opérations.
Çevirdiği işlere hakim olmamız altı ayımızı aldı.
Il nous a fallu six mois pour obtenir des infos sur ses opérations.
Aldatacağın bağışçıların, daha da kötüleştireceğin savaşlar, boğacağın yavru kediler var.
Vous avez des donateurs pour frauder et des guerres à aggraver et des chatons à noyer tout en déplaçant vos opérations, euh...
Önce halletmemiz gereken sekiz tane daha falan detay yok mu?
Sommes-nous enfin terminé avec toutes ces opérations ennuyeux?
Gösteriyi kim idare ediyor?
Qui dirige les opérations?
Olay odasının telefonunu kullanalım.
je suggère que vous utilisiez le numéro de la salle des opérations.
Bizim operasyonlarımız Polonyalılar üzerine odaklanmıştı.
Nos opérations concernaient la Pologne.
Yönetimin tüm operasyonunun merkezi.
Le c ur des opérations.
Söylediğine göre bu görev, Angelika Finch'in yani, yeni sivil yöntecimizin görevidir ve biz sadece destek için burada bulunacağız.
Ça dit que, Angelika Finch est notre nouvelle directrice des opérations civile. C'est sa mission, donc on est seulement ici à titre d'appui.
Bu operasyonun yöneticisiyim.
Je suis le directeur des opérations ici.
Şu anda yapmamız gereken, yayılmanın önüne geçmek.
M. Choi! À présent, je prends la tête des opérations.
Bizim o kadar adamımız yok.
Jun Guk-hwan, chef des opérations lors de la tragédie de Chunam.