Orm traduction Français
64 traduction parallèle
Orm, oğlum, neden bira getirmiyorlar, bak bakalım.
Orm, mon fils, va voir ce qui retient la bière.
- Hayır, teşekkürler, Orm.
- Non, merci, Orm.
- Orm, daha uzağa gitme.
- Orm, arrête.
Orm, geri dön.
Orm, reviens.
Dokunma ona, Orm. Lütfen yapma!
Ne le touche pas, je t'en prie!
Orm, oğlum, git de şu aç fareler hiç bira bırakmış mı bir bak.
Orm, mon fils, va voir si ces ivrognes m'ont laissé de la bière.
Orm ve ben çocukken, hatırlıyor musun?
Tu te souviens quand Orm et moi étions petits?
- Orm?
- Orm?
- Korkuyorum, Orm.
- J'ai peur, Orm.
Önemli değil Orm, en azından hala hayattayız.
Ce n'est rien, Orm. Au moins, on est vivants.
Hayır, Orm!
Non, Orm!
Orm!
Orm!
Orm, bak bakalım, her tarafı bağlı mı?
Orm, assure-toi que tous les liens sont solides.
Affedin beni Lord Orm.
Pardonnez-moi, Seigneur Orm.
Affınıza sığınarak, Lord Orm bu emri verecek konumda değilsiniz.
Avec tout le respect que je vous dois, vous ne pouvez donner cet ordre.
Orm duydun mu?
Orm, es-tu au courant?
ORM!
Orm!
Orm! Kocam döndü dediler.
Orm, on dit que mon époux est revenu.
O zaman denizaltıdaki plütonyumu kullanarak Orm çalıştırmış olmalı.
Orm a dû s'en charger, en utilisant le plutonium du sous-marin.
Orm'u durdurmalıyız.
Orm doit être arrêté.
Orm! Dur!
Orm, arrête!
Orm'un planına asla inanmadık ancak kardeşiniz bizi zorladı.
Nous n'avons jamais cru en Orm, mais votre frère nous a forcés.
Bu Orm.
Je vous présente Orm.
Orm, az önce bir ödül kazandık.
Orm, nous venons juste de gagner un prix.
Orm bir kafe açacak.
Orm s'apprête à ouvrir un salon de thé.
Tamam. Şu an Orm ile misin?
O.K. Tu es avec Orm en ce moment?
Gerçekten,
Honnêtement Orm,
Orm, Dan'i daha önce tanıyor muydun?
Tu connaissais déjà Dan?
Orm'un yaşlı bayanla ne alakası var?
Qu'est-ce que Orm a à faire avec cette vieille femme?
Orm ile konuşmak istediğimi söyleyince....... telefonu suratıma kapattı.
Il a basculé sur le répondeur... dès que j'ai demandé à parler à Orm.
Orm yarın kafeyi açacak.
Orm va ouvrir son salon de thé demain.
Orm'da bir cevabı olmalı.
Orm doit connaître la réponse.
İnşallah, resimdeki kız sadece Orm'a benziyor olsun.
J'espère que la fille sur la photo ne fait que ressembler à Orm.
Orm'u bekletmek istemiyorum.
Je ne veux pas faire attendre Orm.
Orm'un lokantasına birlikte gitmek zorundayız.
Nous allons au magasin de Orm ensemble.
Orm'un işyerine başka bir zaman gidersin.
Va la voir un autre jour.
Orm'a söylemek zorunda olduğun şey ne?
Qu'est-ce que tu as à lui dire?
Orm ile aranızda ne var?
Qu'est-ce qu'il y a entre toi et Orm?
Peki ya, yaşlı bayanın dediği gibi Orm'un başına bir şey gelirse?
Et si quelque chose arrive à Orm comme la vieille dame l'affirme.
Beam, Orm'un yerinde misin?
Beam, tu es chez Orm?
Doğal olarak, Prens Orm, bu keşif üzerindeki çalışmalar bilim merkezinin bir numaralı önceliği oldu.
Il n'y a pas besoin de le dire, Prince Orm, l'étude de cette découverte a été est devenu la priorité absolue de ce centre.
Özür dilerim, Prens Orm.
Mes excuses, Prince Orm.
İşimize karışıyorlar Orm.
Des fouineurs, Orm.
Şanstan fazlasına sahibiz Orm.
On a plus que de la chance, Orm.
Kendisi yeryüzünün tehlikesini henüz sizin kadar kavrayamadı Prens Orm.
Elle ne comprend pas les dangers de la surface comme vous, Prince Orm.
Yeryüzü dünyasına karşı olan bariz saldırganlığın Atlantis'i açığa çıkardı Orm.
Ton agression éhontée envers le monde de la surface nous met en danger.
ORM!
Orm! Qu'est-ce que cette trahison?
Orm ne-re-de.
Où est Orm?
Resimdeki gerçekten Orm ise şayet.
Si c'était vraiment Orm.
Orm nerede?
Où est Orm?
Orm.
Va veiller sur Beam.