Oss traduction Français
137 traduction parallèle
Hattın gerisinde İtalyan gerillaları ve Amerikan OSS subayları savaş raporlarında gözükmeyen bir çatışmada birleştiler. Ama durum bundan daha vahim ve daha korkunç olabilir.
A l'écart du front, partisans italiens et soldats américains mènent un combat non relaté dans les communiqués, mais bien plus dur et désespéré.
İtalyan gerillalarıyla birleşen OSS subayları.
Des partisans italiens. On est avec l'OSS.
- Dane, OSS.
- Dane, de I'OSS.
tepelerinde, İkinci Dünya Savaşı'nın ilk ve kritik yıllarında, binden az Kachin savaşçısı, Amerika ve İngiliz ordusunun liderliğinde 40.000 Japon askerin girişini engelliyordu.
En Birmanie du Nord, aux portes de l'Asie tant convoitée, un millier de guerriers kachins aidant les troupes américaines et britanniques de l'OSS, retiennent 40000 Japonais au début de la Seconde Guerre mondiale.
- Nereye gidiyoruz? - Bilmiyorum. Burada kalamayız.
Une légende du temps de l'OSS.
Yale'e ve OSS'ye gittik.
- Un homme terrible. Il tuait pour le plaisir.
Harry, savaş zamanı OSS'deydi, biliyorsun. Ve sonra OSS, CIA oldu. Ve CIA, Avrupa'daki ilk casusluk örgütlerini bir grup Gestapo'yu çalıştırarak oluşturdu.
Harry était dans l'OSS pendant la guerre et l'OSS est devenue la CIA qui a lancé son premier petit dispositif d'espionnage en Europe en employant quelques hommes de la Gestapo.
Sorunumu sende biliyorsun. OSS'i dağıtıp, şu yeni merkezi haber alma örgütünü kurma işini henüz bitiremedim.
Mon problème, c'est que j'ai presque fini de démanteler l'OSS, pour créer la nouvelle CIA.
Led oss mot seger i Jesus Kristus... kahretsin.
Mène-nous à la victoire, au nom de Jésus... Christ.
Vilket får oss till Haywood, som leder ligan i dom flesta offensiva kategorierna, inkluderat näshår.
Arrivée d'Haywood, qui domine la ligue dans plusieurs catégories, dont la pilosité nasale.
Då klarar vi oss från att bli utslängda från våra hotell och restauranger, typ.
On marque des points dans nos hôtels et restaurants favoris.
OSS ya da CIA. Şimdi kendine ne isim veriyorsan.
L'OSS, la CIA, peu importe votre nom.
Aslında bulunduğum işler, OSS, CIA.
J'ai fait des trucs secret-défense.
O aslında Washington'da Stratejik Hizmetler Ofisi'nde çalışan bir albaydı.
Celle d'un colonel actif de l'armée travaillant pour l'OSS à Washington.
Beni korumak için benimle seyahat ediyordu. OSS için çalışıyor.
Elle travaille pour les services secrets.
Ford, Stratejik Servisler Bürosu için savaş öncesinde bölümü kurmuştu.
Ford avait intégré sa section de photographes de terrain dans l'OSS, avant la guerre.
OSS'nin yardımını almalısınız. Size bu konuda... Randevu noktasını tekrar et.
Vous retrouverez vos contacts... à Delta Bravo.
- OSS'yi bulun!
Allez à l'OSS.
Ele geçirdiğin OSS ajanları nerede?
Où sont les agents de l'OSS?
12 yıl önce OSS ekibinde birileri yapay zeka üretme çalışmaları yapmış ve bazı bulgular elde etmişlerdi. Sanırım bundan haberiniz var.
Il y a douze ans, un groupe de chercheurs de l'OSS tentait de fabriquer une intelligence synthétique, un condensé de l'art de l'espionnage, en somme.
Eğer OSS araştırma sonuçlarını yok ettiyse bunun geçerli bir sebebi vardır.
Si l'OSS en a détruit les résultats, il avait ses raisons.
- Felix'in bahsettiği OSS'yi bulmalıyız.
On va chercher les OSS, comme a dit Félix.
- Annemin de böyle bir bileziği var.
Maman a le même bracelet. OSS standard.
Felix bize OSS'e ulaştırmamız için bir mesaj vermişti. Siz de geldiniz.
Félix nous a donné un message pour l'OSS et...
Carmen artık sen de bir kadın ajan olarak OSS'ye katıldın.
Carmen, tu viens de te classer d'emblée parmi les grandes espionnes de l'OSS.
OSS yöneticileri bu teknolojinin yanlış kişilerin eline geçtiğinde tehlikeli amaçlar için kullanılabileceğini fark etti.
Le directeur de l'OSS a compris les dangers d'une telle technologie utilisée à mauvais escient.
OSS'ten atıldı.
Il a été viré de l'OSS.
Pyle'ın OSS'den mi olduğunu söylüyorsunuz?
Tu veux dire que Pyle est dans les Services Secrets?
Bekleyin. Evet?
"L'OSS me cherche."
OSS beni mi arıyor?
Je ne suis plus agent secret, je ne peux pas vous aider.
Beni rahat bırakın! Ajans tarafından aldatılmıştım. Yani OSS.
J'avais été échaudé par l'agence, l'OSS, j'en suis donc parti.
Sıranın sonuna geç! Söylememe gerek bile yok,
Inutile de vous le dire, c'est mortel depuis que j'ai quitté l'OSS.
Tekrar katılabilirsin.
L'OSS a besoin de toi. Pour me trahir, oui.
Bana Devlin diyebilirsin.
Diriger le pays à travers l'OSS ne vous suffisait pas?
Ama OSS gizli bir organizasyon olduğundan kimse bunu bilmiyordu. Dünyanın vazife başında olduğumu bilmesini istedim.
Pour que mon pouvoir soit reconnu, je suis devenu Président des USA.
Sezgiler işime yarıyor.
Et la réalité, c'est que... je ne reviendrai pas à l'OSS. Et moi, la réalité.
Bu yüzden aradınız, değil mi?
L'OSS a besoin de toi.
OSS geri dönmeni istiyor.
J'ai pris ma retraite.
Ben Juni Cortez. Eski OSS gizli ajanı.
Juni Cortez, ex-agent de l'OSS.
OSS'den mesaj var.
Un message de l'OSS.
Evet ama bu OSS'nin kuralları, ben bunlara uymayacağım. Ama kaçabilir. Bunu riske atamayız.
C'est ce que dit le règlement de l'OSS... que je ne suis pas.
OSS 117...
OSS 117...
OSS günlerinin efsanesi.
On n'a pas le choix.
Bazı OSS ajanları kayıp.
Des agents de l'OSS ont disparu.
Kayıp OSS çalışanları.
Opération OSS disparus.
OSS seni kullanabilir.
Mais non.
Siz OSS'nin başkanıyken de ülkeyi yönetmiyor muydunuz? Evet, ülkeyi yönetiyordum.
Si, mais comme c'est une organisation secrète, personne ne le savait.
Ve gerçek şu ki, söyleyeceğiniz hiçbir şey OSS'ye dönmemi sağlayamaz.
C'est pour ça que vous appelez, non?
ÖSS denemesi mi?
C'est vrai?
ÖSS için çok çalışıyorum.
Alors j'étudie très dur pour l'examen d'entrée.
Üstüne üstlük bir de ÖSS moralini bozdu.
Et en plus le résultat d'examen d'université t'a démoralisée.