Oturmamın sakıncası var mı traduction Français
103 traduction parallèle
Oturmamın sakıncası var mı?
Asseyons-nous, voulez-vous?
Oturmamın sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir?
- Senin yanında biraz oturmamın sakıncası var mı?
- Non, asseyez-vous.
Sen bir karar verirken oturmamın sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir pendant que vous vous décidez?
Billie, oturmamın sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir, Billie?
- Oturmamın sakıncası var mı? - Hayır
Ça vous ennuie que je m'asseye?
Oturmamın sakıncası var mı? Hayır, yok. Ve şunu biraz kısmalarını söyleyebilir misin?
Vous ne pourriez pas baisser le son?
- Oturmamın sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir?
Yanına oturmamın sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir un instant?
- Oturmamın sakıncası var mı Sammy?
Ca t'embête si je m'assois là?
Oturmamın sakıncası var mı?
Vous permettez que je m'assoie?
Oturmamın sakıncası var mı?
Vous permettez que je m'assoies?
Burada biraz oturmamın sakıncası var mı?
Je peux rester un peu?
- Oturmamın sakıncası var mı?
- Je peux? - C'est une démocratie.
Oturmamın sakıncası var mı?
Vous permettez queje m'assoie?
Oturmamın sakıncası var mı?
Ça ne te dérange pas que je m'assoie?
- Oturmamın sakıncası var mı?
- Ça vous embête si je m'assois? - Oui.
Sizinle oturmamın sakıncası var mı?
Ça vous dérange si je m'assois avec vous?
- Dostum, ağırmış. Oturmamın sakıncası var mı?
Est-ce que je peux m'assoir?
Oturmamın sakıncası var mı? Hayır, otur.
Non, mais ne t'assois pas trop près.
Buraya oturmamın sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir?
Fuhrer'yakın oturmamın sakıncası var mı? Her şeyi doğru anlamak istiyorum.
Pourriez-vous me placer le plus près possible du Führer, afin que rien ne m'échappe avant que je fasse mon rapport?
- Oturmamın sakıncası var mı?
- Vous permettez?
- Nasılsın? İyi. Oturmamın sakıncası var mı?
Ça va?
Oturmamın sakıncası var mı?
Ca vous ennuie si je m'assieds?
Oturmamın sakıncası var mı?
Ça te dérange si je m'assois?
Oturmamın sakıncası var mı?
- Est-ce que je peux m'asseoir ici?
Oturmamın sakıncası var mı, Henry?
Je peux m'asseoir, Henry?
- Oturmamın bir sakıncası var mı?
Puis-je m'asseoir? Impossible!
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Permettez que je m'asseye.
- Masanıza oturmamın bir sakıncası var mı?
Vous permettez?
Oturmamın bir sakıncası var mı, güzel insanlar? Yok tabi.
- Je peux me joindre à vous?
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Permettez-moi de m'asseoir.
Burası soğuk. İçeride oturmamızın sakıncası var mı?
Il fait un peu froid.
Buraya oturmamın bir sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir ici?
Dizine oturmamın bir sakıncası var mı?
Je peux utiliser votre genou?
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Puis-je m'asseoir?
- Doris, oturmamızın sakıncası var mı?
- Ça te dérange? - Non, pas du tout.
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir?
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir? Bien sûr.
Buraya oturmamın bir sakıncası var mı?
Puis-je m'asseoir près de vous?
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Puis-je me joindre à vous?
Bizim de oturmamızın bir sakıncası var mı?
Ca t'embete si on s'asseoit là?
Oturmamızın sakıncası var mı?
Ca t'ennuie si on s'assoit?
Sayın avukat, sizin için bu kürsüde oturmamın bir sakıncası var mı?
Ça vous va si je préside?
- Oturmamızın bir sakıncası var mı?
- On peut se mettre là? - Euh...
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Ça vous dérange si je m'assieds? Non.
- Oturmamın sakıncası var mı?
Scusi, je peux m'asseoir ici? Oui.
Oturmamın bir sakıncası var mı?
Vous permettez?
Yanına oturmamın bir sakıncası var mı?
Je peux m'asseoir à côté de toi?
Buraya oturmamın bir sakıncası var mı?
C'est libre?