Oylesiniz traduction Français
378 traduction parallèle
Çok yorgunum, Bay Hoolihan ve bence sizde öylesiniz.
Je suis fatiguée, M. Hoolihan. Vous devez l'être.
Elbette aptalca, siz de öylesiniz.
C'est idiot et vous l'êtes aussi.
Elbette öylesiniz.
Bien sûr...
- Tabii ki de değil. Sanırım siz öylesiniz.
Certainement pas, par contre vous, vous êtes bourré.
Öylesiniz değil mi?
Vous êtes bien une femme?
Evet, her zaman öylesiniz.
Oui, vous l'avez toujours fait.
-... siz de öylesiniz.
Et c'est vous!
Haklıydı. Çünkü öylesiniz.
Il avait raison, car vous l'êtes.
- Biz iyiyiz. - Tabi öylesiniz, tabi...
- Ça va aller.
Fazla modern şeylerim yoktur, ama siz öylesiniz.
Je lis peu de livres modernes mais j'ai lu le vôtre. - Bien.
Cidden hepiniz öylesiniz. Doğudan sıkıldım.
Je veux parler de vous tous!
Siz de öylesiniz. Bu yüzden bana atandınız.
Vous aussi d'ailleurs!
- Kesinlikle öylesiniz.
- C'est certain.
Onlara muhtemelen çok meşgul olacağınızı söyledim. Öylesiniz de.
Je lui ai dit que vous étiez fort occupé.
Siz de öylesiniz.
Comme vous.
- Öylesiniz. Babadan zengin. Zengin Richard Bravo.
- Si, si, votre père est le riche Richard Bravo!
Öylesiniz tabii.
C'est évident!
Öylesiniz.
Vous êtes des monstres.
Ama öylesiniz.
Bien sur que si!
- Öylesiniz.
Réfléchissez.
- Öylesiniz değil mi?
- Je me trompe, peut-être?
Evet, öylesiniz.
Oui, vous l'êtes.
Şu an öylesiniz ama ellerimden kaymaya devam ediyorsunuz.
Vous me glissez toujours entre les doigts.
Evet evet, öylesiniz.
Oui, oui, c'est très bien.
Çünkü öylesiniz. Bu insanlar için, öyle sayılır.
Parce que pour ces gens vous avez la peste.
- Ama siz de öylesiniz.
- Mais vous l'êtes aussi.
- Öylesiniz. Onları asker yapacaksınız.
Si, vous en faites des soldats.
- Bakın, gerçekten üzgünüm. - Eminim öylesiniz.
Je suis vraiment navrée...
Hepsine karşı öylesiniz.
Vous les ignorez tous.
Kaptan siz de mi öylesiniz?
Etes-vous comme ça, capitaine?
Zombiden başka bir şey değilsin. Hepiniz öylesiniz.
Vous n'êtes que des zombies!
Evet, elbette öylesiniz.
Oui, bien sûr!
Muhteşemsiniz. Gerçekten öylesiniz.
Vous êtes magnifique.
Fakat öylesiniz. Kurnaz, muzip bir perisiniz.
Vous êtes un lutin malicieux.
- Eminim öylesiniz.
Je suis sûre que vous l'êtes.
Siz de öylesiniz.
C'est plutôt vous, on dirait.
Ama öylesiniz! - Hayır! - Evet!
Mais si!
Öylesiniz.
si mais, non!
İnanıyorum ki öylesiniz.
Vous savez, je vous crois.
Şey, evet, bence öylesiniz.
De bonne compagnie, oui.
Ama artık öylesiniz.
Mais à présent, vous l'êtes.
- Öylesiniz.
- C'est ça!
Siz öylesiniz.
Vous l'êtes.
- Ben ateş deysem, siz de öylesiniz.
- Si je suis renvoyé, vous aussi.
- Kesinlikle öylesiniz.
Ça, je veux bien le croire.
- Siz öylesiniz.
- Vous en êtes un.
- Ve siz de öylesiniz. - Merci.
Et vous aussi.
- Öylesiniz.
- Si vous l'êtes.
- Öylesiniz!
- Si alors.
Bence öylesiniz.
Je crois que si.
Öylesiniz.
Vous l'êtes.