Oğlan traduction Français
6,334 traduction parallèle
- Evet, bir oğlan.
Oui, un fils.
- Oğlan olduğunu öğrenmiş oluruz. - Kastettiğim o değildi.
On va voir notre bébé.
Oğlan mı?
C'est un garçon?
Ayrıca, iki oğlanı izleyen üçer kişilik ekiplerimiz var.
Et nous avons des équipes de trois personnes pour les deux garçons.
Malcolm Miller o oğlanın boğazından bezi o kadar çok itti ki burnunun açık olmasının hiçbir etkisi olmadı.
Malcolm Miller a enfoncé ce chiffon si loin dans la gorge du garçon qu'importe s'il respirait par le nez.
Sophia'nın sesli mesajlarını makineden çekmek için ofisimi siz mi aradınız? Selam. - Danny oğlan, nasılsın?
Danny boy, comment ça va?
Oğlanın onu tanıyamaması dışında.
Sauf que le garçon pouvait l'identifier.
Kocam bunağın teki ve iki çocuğum, biri kız biri oğlan burslu okuyorlar.
Mon mari est aimant, et mes deux enfants, un garçon et une fille, ils sont dans un programme de surdoués.
Ama kocam bir oğlan bıraktı.
Mais mon mari a laissé un fils.
Aradığımız çocuklardan biri, oğlan olan.
Un des enfants que nous recherchons... le garçon.
Bir oğlan mıydı?
C'était un garçon?
Görünen o ki bizim oğlan senin hayatında önemli bir değişiklik yapamamış.
Comme tu peux le voir mon fils n'a pas financièrement changé ta vie.
- Bak sana söylüyorum, dinle beni. Sully'nin Los Angeles'a gitmesinin tek sebebi, o göt oğlanını fişlemek.
Écoutez-moi, je vous dis que la seule raison... pour laquelle Sully est venu à L.A.
Herkes bir yana, sürekli sıçıp sıvayan göt oğlanı bir şekilde ödülü alıyor.
De tout le monde sauf de son toutou, qui foire toujours tout, mais qui réussit quand même à garder le trophée? !
Yargının gücü, 17 yaşındaki bir oğlanın ellerinde değildir.
Le pouvoir d'un jugement ne repose pas dans les mains d'un garçon de 17 ans.
Ve evet, patronluk ne bilirmişim gibi, havalı üniversiteli oğlan.
Et oui, je sais ce que "condescendance" veut dire, petit gosse de riche.
Şu yeni oğlan ve biri daha.
Le nouveau et un autre.
Eğer koca oğlan seni yakalarsa işini bitirir.
Si le gros gars t'attrapes, il te finiras.
Hadi, koca oğlan.
Allez viens mon grand.
David, yapamaz, kendini bu çocuğun hayatına öylece atamaz, yapamaz, oğlan uyuşturucu satıcısı.
David, elle ne peut pas être entraînée dans la vie de ce garçon. Elle ne peut pas, c'est un dealer de drogue.
Oğlanın çok, çok uzaklarda olduğuna eminim.
Je suis sûr qu'il est très loin.
Bir sürü oğlan. Hiç şaşırmadım. Baban harika görünüyor.
Était-elle, dans les faits, votre mère?
Bu benim oğlan.
C'est mon fils.
- Bittin sen göt oğlanı.
Tu es putain de fini
Şu minik oğlanın L.A Bilim ve Kültür Merkezi tişörtü giydiğini gördüm.
Je vois ce petit garçon porter un t-shirt du centre culturel des sciences de L.A.
-... ve kız oğlanı boğmuştur.
- et elle l'étrangle.
Resmi kayıtlar BPD'nin oğlanın annesi tarafından aranıp kaçırılmanın rapor edildiğini söylüyor.
Le rapport officiel dit que la B.P.D. a reçu un appel de la mère de l'enfant signalant l'enlèvement.
Senin oğlan bu şansı elde ettiği için minnet duysun.
Votre garçon devrait être reconnaissants pour l'opportunité.
Seattlelı oğlan omzunu incitmiş.
L'enfant de Seattle s'est blessé à l'épaule.
Benim oğlan için dışarı izlemek için teşekkürler.
Merci d'avoir surveillé mon fils.
Ferris esas oğlan.
Ferris est le héros.
- Göt oğlanı seni!
Espèce de petite merde.
Oğlanın üniversitesi için kırk bin dolar var, hepsi kullanılmayacak bile.
J'ai économisé dans les 40.000 $ pour ses études et il n'a pas besoin de tout ça.
Kısa, bu benim oğlan Daryll.
Shorty, voici mon fils Daryll.
Bittin sen göt oğlanı.
Tu es fini.
- Ronald, bu benim oğlan Ter.
Ronald, voici...
Bu früktoz ise şeker ailesinin yaramaz genç oğlan çocuğudur çünkü geçmişte früktoz çok ama çok nadirdi.
Maintenant, le fructose peut bien être fils adolescent espiègle de la famille de sucre, parce que dans le passé, ce fructose était très, très rare.
Bu oğlanın ne istediğini kim bilir?
Qui sait ce que veut ce garçon?
Tanıştığım güzel oğlan olarak seni bırakabilseydim keşke.
J'aimerais pouvoir te laisser tel le beau petit garçon que j'ai rencontré.
Akıllı bir oğlan.
Il est intelligent.
Senin oğlan kontrolden çıkmış!
Ton gars est hors de contrôle!
Benim oğlan hiçbir yere gitmiyor.
Hey, hey! Mon fils n'ira nul part.
Senin oğlanı neden hücreye attıklarını öğrendin mi?
Tu sais pourquoi ton type est en isolement?
- Oğlan.
- Wow.
Senin oğlanı hücreye attılar.
Ils ont mis ton homme à l'isolement.
Bir düzine oğlan istiyordum.
Je voulais une douzaine de fils.
Ve bir sonraki çıktığımızda da bir oğlan olduğumu söyledim.
Et la seconde fois, J'ai dit que j'étais un garçon.
Daha kız mı, oğlan mı belli değil. Oğlan olacak.
- Tu ne sais pas si ce sera un garçon.
Karım ve ben bu küçük oğlanı çok sevdik.
Ma femme et moi, nous aimons ce petit garçon.
Bir oğlan.
C'est un garçon.
- Oglan mi?
Un garçon?