Parlamento traduction Français
464 traduction parallèle
Parlamento'ya gireceğim. Burayı zengin bir yer yapacağım.
Je n'ai rien contre vous, personnellement...
Parlamento kendisinin zaferlerini görüşmek üzere toplandı.
Le Parlement siège, attendant d'agir selon ses victoires.
Parlamento'da yeterince konuşulacak zaten.
À la session du Parlement.
Prens Charles'ın Parlamento'daki resepsiyonu için sabırsızlanıyorum.
J'attends la réception du Prince au Parlement.
Parlamento yeni bir savaşa karşı çıkacaktır.
Le Parlement demande qu'on la poursuive.
Parlamento'da görüşürüz.
Je vous verrai au Parlement.
Parlamento bekliyor.
Le Parlement attend.
Parlamento Üyesi Sör Edward Lake ölmüş. Kısmî seçim yapılacakmış.
Sir Edward Lake, député de West Lytham vient de mourir.
Parlamento hayatımda yardımınıza ihtiyacım var.
Il me faut votre aide.
Bir Parlamento üyesinin karısı olmalı, Margaret. Herkes onun için diyor ki, "Zeki bir ev sahibesine gereği var"
Un député a besoin d'une épouse, d'une maîtresse de maison.
- Parlamento binasını bombalamaya çalışmıştı. Bu yüzden her yıl onu yakıyoruz.
Il a essayé de faire sauter les Maisons du Parlement.
Bir Parlamento Heyeti, ahlakımızı teftişe geliyor.
Un comité envoyé par le congrès pour enquêter sur notre moral.
Bu parlamento prosedürü.
Ouvrons le débat!
- Siz de buna göre davranıyorsunuz. - Evet! O halde sen, Matthew Harrison Brady, hitabet, parlamento gibi şeylerle dünyanın geri kalanına Tanrının emirlerini iletiyorsun!
Vous, M. H. Brady, à travers vos discours, vos lois ou que sais-je encore, vous transmettez les ordres de Dieu au reste du monde!
PARLAMENTO ÜYESİ
Chambre des Députés
Güneyin canlanması için büyük çaba harcayan siz parlamento üyeleri bu proje sizi de ilgilendiyor.
Le gouvernement aussi, qui a toujours manifesté dans ses programmes sa sollicitude envers le renouveau du Sud, y trouvera son intérêt.
Parlamento var, basın var, kamuoyu var.
Avec le Parlement, la presse, l'opinion publique, le Conseil d'État...
- Kalamam. İki parlamento üyesi gelecek.
Deux membres du Parlement vont arriver.
Şu üslere burnunu sokup duran parlamento üyesi Raskob gelecek.
C'est le député Raskob, qui a l'oeil sur nos bases.
General Bogan'ın yanında Birleşmiş Teknolojiler'den Bay Knapp ve parlamento üyesi Raskob var.
Le général Bogan est avec M. Knapp de la société Amalgamated Electronics... et avec le députéRaskob.
Parlamento yasasıyla Kral, İngiltere Kilisesi'nin Başı kabul edildi.
Le roi a été élu par le Parlement Chef suprême de l'Église d'Angleterre.
"Tanrı'nın Tanrı olmadığını belirten bir parlamento kararı çıksaydı ne olurdu?"
"S'il y avait un acte du Parlement décrétant que Dieu n'est pas Dieu?"
" Parlamento Kralımızı Kilise'nin başı yaptı.
" Le Parlement a fait de notre roi le Chef de l'Église.
Suç ilamı, bir parlamento kararına dayandırılmış... ki bu karar, Tanrı'nın kanunlarına... ve Kutsal Kilise'sine tamamen aykırı.
L'inculpation est écrite dans un acte du Parlement qui est délibérément opposé à la loi de Dieu et de sa sainte Église.
İşte kral hazretleri ve Parlamento'nun soyluları geliyor.
Voici venir le roi et les nobles du Parlement.
Bir tarafta Kral Charles'ı destekleyen kraliyet taraftarları diğer tarafta, Cromwell'in parlamento taraftarları, Cumhuriyetçiler.
D'un côté, les partisans du roi Charles 1er, de l'autre, les Têtes Rondes menées par Cromwell.
Parlamento için savaşıyor.
Il se bat pour la cause parlementaire.
Parlamento tarafından tüm ülke için görevlendirilmem gerektiğini düşününler var.
Certains trouvent que je devrais exercer dans tout le pays. Nommé par le Parlement.
Parlamento yönetimine karşı çıkan biri varsa... o da senin şu şansölyen.
Comme si votre chancelier ne se passait pas du Parlement!
Parlamento Üyesi ise programdan önce 7 içki piskopos ise toplam 3 içki hakkı var.
Si c'est un député, il a droit à sept verres, avant l'émission et si c'est un évêque, à trois verres en tout.
Bu devam ederken şimdi de Westminster'dan insanlar için bir parlamento haberi.
Et entre-temps, en direct de Westminster, un bulletin pour les humains.
Kenya Tarım Bakanı Nairobi'de parlamento tartışması sırasında 20 km kadar düştü fakat bu doğrulanmadı.
Et puis, plus récemment, le ministre kenyan de la pêche et de l'agriculture a fait une chute de presque 20 kilomètres pendant un débat au parlement de Nairobi, mais ce record n'a pas encore été homologué.
Parlamento binasının önünde toplanan 70 darbe yanlısı genç grup.
70 groupes de jeunes agitateurs agissent devant le Parlement.
Parlamento 11 : 30'da ara verdi ve karanlık koridordan geçerek kapıyı kırdı, misafir odasını boyadı. Önümüzdeki hafta sonu oğlanın odasına başlayabilecekler.
Le Parlement s'est réuni à 11h30 et en rampant par un passage étroit du presbytère, ils ont enfoncé la porte, peint la pièce et la semaine prochaine, ils pourront commencer la chambre du petit, pendant qu'Amy et Roger, qui seront à Londres,
25 yıllık Parlamento üyeliğim boyunca bu duruşum her zaman ilkti.
Depuis 25 ans que je suis membre du parlement, il est passé avant toute autre chose.
Parlamento kararı. Ölmeden önce o mektubu açamayız.
Même une loi du parlement n'y changerait rien.
" Bath Şövalyesi, Parlamento üyesi...
" Chevalier de l'Ordre du Bain...
Etin bir parçası, bir kasa Jack Daniels,.. ... ve belki de iki parlamento üyesi.
Du bon steak, une caisse de whisky, et peut-être un ou deux membres du Congrès.
Hayır, İngiliz ulusunun bağımsızlık duygusunun sembolü olan parlamento açılışına maiyetindekilerle birlikte gelen İngiltere Kralı değil.
Non, pas le roi, qui se rend au Parlement, preuve de l'esprit indépendant des Anglais...
Küba, kendisinden 4,000 mil uzaktaki düzensiz bir parlamento tarafından yönetiliyordu.
Cuba était contrôlé par un parlement qui était à 6 000 km.
- Parlamento da ilk temas işaretini bizler gibi bekliyor.
... sans crainte ou attente... de cet événement incroyable. - Regardez, c'est Londres! attend comme nous tous le premier contact.
Uzay konseyimizin başkanı olan... ve bu alanda büyük sorumluluklar taşıyan başkan yardımcısı... parlamento ve senatonun uzay komitesi üyeleri... hepimiz burada, sizi, yerden yukarı çıkan... bu madalyayla ödüllendirmek üzere bulunuyoruz.
Le vice-président, qui préside le Conseil de l'Espace... et qui coiffe ce programme... le Comité de l'Espace de la Chambre et du Sénat vous remettent... cette médaille, partie d'en bas pour rejaillir au plus haut...
Hey şuraya bakın... Big Ben ve Parlamento binası.
Eh, regardez, on voit Big Ben et le Parlement.
Çocuklar, Big Ben ve parlamento binası yine.
Les enfants, Big Ben et le Parlement.
- Parlamento binası.
- Le Parlement.
Big ben, Parlamento.
Voilà Big Ben, le Parlement.
Parlamento üyelerinin hepsi dün haberdar edildi. Fakat gizlilik yeminiyle başlayan kabine toplantılarında, Başbakanın güçlü uyarısından sonra güvenlik daha da arttırıldı.
Tous les membres du Cabinet en ont été informés hier, mais le degré de confidentialité de nos réunions s'est trouvé renforcé par l'avertissement solennel du Premier ministre.
Parlamento usulü sorunu Sayın Başkan.
C'est un stade de la procédure parlementaire, M. Le président.
Bizim bu delegeleri alıp, Parlamento adı verilen tarafsız bir konferans gezegenine... bu düşmanlığın çözülmesini umarak, götürmemiz gerekiyor.
Après avoir mené des colons terriens dans le système solaire Stinab, on a découvert une autre planète de classe M dans ce système.
Ancak şu anda belli olan şu ki ; parlamento da, basın da bir şamaroğlanı aramakta.
Pour le moment,
Gezegenleri, Parlamento'ya giden rotada önce geldiği için öyle yapıldı.
Une permission pour l'équipage.