Pasadena traduction Français
319 traduction parallèle
- Aile malikanesi Pasadena'da. Doldurulmuş geyik, hayalet ve sera.
J'habite notre manoir hanté de Pasadena.
Sonra Santa Monica, Culver City, Burbank ve Pasadena.
Puis Santa Monica, Culver City, Burbank, Pasadena.
Pasadena'da araçtan kurtulur, bir taksi tutarız.
À Pasadena on abandonne la voiture et on prend un taxi.
- Pasadena'dakiler ona bayıldılar.
- tout le monde en était fou.
Pasadena.
Haute société.
Caltech sismologları Pasadena'da hafif şiddette bir deprem saptadı.
Légère secousse sismique aujourd hui à Pasadena.
Hollywood'dan Pasadena'ya durmaksızın uçtuk.
On est parti d'Hollywood sans escale jusqu'à Pasadena.
Onu bulduğumda Pasadena News'a ölüm ilanları yazıyordu, ve ben tek başıma onu en iyi satan bir yazar yaptım.
Il était à la rubrique nécrologique du Pasadena News quand je l'ai trouvé et c'est moi qui en ai fait un best-seller.
Pasadena, Santa Ana ve Harbor.
Pasadena, Santa Ana et Harbor.
Pasadena'yı soluna al.
Tu prends Pasadena sur ta gauche.
Bu doğru. Emin ol ki burası Pasadena değil Felix. Bu, Gül Kâsesi Festivali değil.
Nous ne sommes ni une métropole... ni un haut lieu du tourisme.
( Megachannel Extra-Terrestrial Assay ) olarak adlandırılan bu program tamamen,... Kaliforniya - Pasadena menşeli "Gezegen Gönüllüleri" tarafından destekleniyor. Üyelerin katkılarıyla finanse ediliyor.
Ce programme, le META, est entièrement financé... par la Planetary Society de Pasadena, en Californie... grâce aux cotisations de ses membres.
Güneş sistemi dışına yapılan keşif seyahatleri bu güne kadar Pasadena Kaliforniya'daki Ulusal Havacılık ve Uzay Merkezinden ( NASA ) tek bir noktadan yönetildi.
Les expéditions vers le système solaire externe... sont régies, jusqu'à présent, depuis un seul endroit : le laboratoire de propulsion par réaction de la NASA... à Pasadena, en Californie.
Pasadena ve çok para. İstediğim şeyleri yapacak fırsatım olmadı.
Pasadena et un tas d'argent.
Hadi. Bütün gün Pasadena dışında Berrutti'yi aradım... - Berrutti mi?
J'ai été à Pasadena toute la journée à la recherche de Berrutti.
Pasadena J.P.L.'den bir çağrı aldım.
Je viens de recevoir un appel de J.P.L. à Pasadena.
Pasadena'da biri var.
Il y a un gars, à Pasadena.
Pasadena'dan mı?
Ceux de Pasadena?
Buradan Pasadena'ya kadar giden sekiz şeritli bir yol.
8 voies de goudron luisant, d'ici à Pasadena.
- Pasadena'dan.
- De Pasadena.
Yaklaşan bir alçak basınç sistemi var. Pasadna... Pardon Pasadena.
On va avoir une dépression près de Pasadna, désolé, Pasadena.
Pasadena'daki Rialto sinemasına.
Il est allé au Rialto, à Pasadena.
Bilirsin, Tüm dünyaya Griffin Mill'in... ofisteki stresin üstesinden gelemeyip... Pasadena'da ortaya çıkıp... yazarlarla kavga çıkardığını söylemek için bekleyemiyorum.
Moi, j'ai hâte de dire au monde que quand Griffin Mill ne s'en sort pas au boulot, il va à Pasadena, pour se battre avec des scénaristes!
Ama bu yazar dün gece Rialto sinemasının arkasında öldürüldü.
Cet auteur que tu as rencontré a été tué hier soir derrière le Rialto, à Pasadena.
Bir de söyle bak, Pasadena ölmek için güzel bir yer.
Si on y pense, Pasadena, c'est un bon endroit pour mourir.
Pasadena polisi öyle düşünmüyor.
La police de Pasadena ne le pense pas.
Onu görmek için Pasadena'ya kadar onca yolu neden gittin?
Pourquoi es-tu allé le voir à Pasadena?
Bay Mill, ben Dedektif De Longpre, Pasadena polisi.
Mr. Mill, inspecteur DeLongpre, Police de Pasadena.
- Pasadena'ya kadar beni izler misiniz?
Suivez-moi à Pasadena. - A Pasadena. A Pasadena.
- Pasadena.
- Bon.
Lütfen! Burası Pasadena.
On est à Pasadena.
Eğer Pasadena'ya öldürme niyetiyle gitseydin, gaz odasını boylamıştın.
Si tu y es allé avec l'intention de tuer, c'est la chambre à gaz.
Pasadena'ya is vermek niyetiyle gittim.
J'y suis allé avec l'intention de l'engager.
4 saat içinde Pasadena karakolunda olsan iyi olur.
Sois au poste de police de Pasadena dans 4 heures.
Pasadena?
A Pasadena?
Ve de son şampiyonumuz Pasadena, California'dan bir roket mühendisi, Richard Andrews.
Et notre champion... un ingénieur aérospatiale de Pasadena, Richard Andrews.
Pasadena'dan Venice'e gelmek bütün gün sürmez.
Ça ne prend pas un jour, d'aller de Pasadena à Venice.
Pasadena Üniversitesi profesörü...
Je crois qu'on tient une piste :
Sanirim bir sey bulduk.
Un professeur de collège, à Pasadena.
Pasadena gölünde yağışların artması bekleniyor New Angeles Şehrinde ve New Tokyo Şehrinde de % 80'lik bir tahminle yağış bekleniyor.
ANDY dick :... précipitations dans le lac Pasadena, Quatre vingt pour cent à New Angeles City, et la même chose à New Tokyo City.
- Terk edilmek, suistimal. Çocuklar için görevlendirilen... Dr. Niedelmeyer Pasadena'da.
Ils ont été confiés à un certain docteur Niedelmeyer, à Pasadena.
İçinde kâr tahminleri olan bu paketi, Pasadena'daki Pete Porter'a yollamam lazım. Ve bu geceye kadar kesinlikle, mutlaka orada olması lazım.
Ce courrier doit être envoyé à Pete Porter à Pasadena et il doit y arriver demain matin sans faute.
- Pasadena. Acil.
- Plus vite que ça.
Kendine gel. Pasadena'daki Pete Portar'a kâr tahminleri paketi.
Les projections des bénéfices pour Peter Porter à Pasadena.
- Herkesi Pasadena'da bırakacağım.
Je vais déposer tout le monde à Pasadena.
Canlı yayınla Pasadena'daki J.P.L.'e bağlanıyoruz.
32 secondes après le lancement. Une conférence de presse est en cours chez JPL.
Bu Pasadena şehrinin anahtarı. Bay Lebowski, bunu kamu yararına yaptığı bazı işlerden dolayı, 2 yıl önce almıştı.
Voici la clé de la ville de Pasadena, remise à M. Lebowski il y a deux ans, en remerciement de ses diverses actions...
Pasadena'ya gitmeliyiz hemen!
Il faut qu'on aille à Pasadena.
- Dün gece.
Pasadena.
Pasadena.
Le Voleur de bicyclette.
NASA Görev Kontrol ekibiyle birlikte, bilimsel bir olayı kutlamak için, Pasadena'dayım.
qui célèbre un évènement historique.