English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ P ] / Pegasus

Pegasus traduction Français

570 traduction parallèle
Ve burada, ilk önce, yayla ve ormanlardaki olağanüstü yaratıklara rastlıyoruz, tek boynuzlu at, yarı keçi orman tanrısı, uçan at pegasus ve ailesi insan başlı atlar, centaurlar yarı insan yarı at olan o garip yaratıklar. Ve kız arkadaşları, centauretler.
Nous rencontrons d'abord de fabuleuses créatures des champs et de la forêt, licornes, faons, Pégase le cheval volant et toute sa famille, les centaures, ces étranges créatures moitié homme et moitié cheval... et leurs petites amies, les centaurettes.
Sen bir gemiye binersin. Ben uçan atim Pegasus'u alirim. Adamiza mi, Paris?
Pourquoi les bûchers funéraires sont-ils si près d'ici?
Ve böyle aptal bir isim - Pegasus.
Et avec un nom aussi stupide, Pégase.
Pegasus için bile bu fiyatı ödemem!
Je ne paierais même pas ce prix pour Pégase!
Savaş Yıldızı Pegasus'a inene kadar sessizliği koruyun.
Gardez le silence jusqu'à ce qu'on se pose sur le Pegasus.
Pegasus?
Pegasus?
Savaş Yıldızı Pegasus'a inene kadar sessizliği koruyun.
Comment es-tu en vie? Gardez le silence jusqu'à ce qu'on se pose sur la base Pegasus.
Bu Pegasus.
C'est bien le Pegasus.
Asla başka bir insan göremeyeceğimi kabullenmiştim. Pegasus'taki kendi insanlarımdan başka.
Je m'étais résigné à ne jamais revoir d'humains, sauf les gens à bord du Pegasus
Pegasus'tan Komutan Cain Galactica'ya iniş izni istiyor.'
Le commandeur Cain demande permission de monter à bord.
Beşinci Filo yok edildiğinde, Tüm hayatta kalanları alabildiğim kadar Pegasus'a aldım.
Quand il fut évident que la Cinquième Flotte était détruite, j'embarquai tous les survivants à bord du Pegasus.
Pegasus'un tarayıcılarındaki veri.. .. saldırının sayısız hayat kaybıyla sonuçlanacağını açıkça gösteriyor.
Les données des scanners à bord du Pegasus montrent clairement qu'une attaque coûterait de nombreuses vies.
Verilerime göre, Pegasus maksimum dolulukta yakıt taşıyor.
Selon mes données, le Pegasus a le plein de carburant.
Albay, Pegasus'taki yakıtı tüm filo arasında paylaştırın.
Colonel, occupez-vous de distribuer le carburant du Pegasus à toute la flotte.
'Galactica mekiğinden Kaptan Apollo Pegasus'a iniş izni istiyor.'
Capitaine Apollo du Galactica demande permission de venir à bord du Pegasus.
Albay, Pegasus'un yönetimini geri alıyorum.
Je prends les commandes du Pegasus.
- Pegasus mu?
Pegasus?
Pegasus'u öne sürerek.
Eloignez le Pegasus.
Ama savaşçılarımı Pegasus'a indirmek istiyorum.
J'aimerais envoyer mes chasseurs sur le Pegasus.
Üs gemilerini oyalayacak geminin Pegasus olmasına karar vermiş gibisin.
Tu sembles avoir décidé que c'est le Pegasus qui s'attaquera à ces bases astrales.
O üs gemilerini sizden uzaklaştırmak için bu yüzden Pegasus'u seçtim.
Je propose d'utiliser le Pegasus pour attirer l'attention des bases astrales.
Pegasus'a döneceğini duydum.
Il paraît que tu retournes sur le Pegasus.
- Belki seninle Pegasus'a gelebilirim. - Hayır Cassie.
Je pourrais t'accompagner.
Cain hayatta kalabileceğini düşünseydi beni Pegasus'a alırdı.
Si Cain pensait s'en sortir, il m'aurait emmenée sur le Pegasus.
- Pegasus'a geri dönmeliyim. - Sen bizimlesin.
- Je dois retourner sur le Pegasus.
Pegasus tam arkamızda yolda. Atlama bölgelesine yaklaşıyorlar.
Le Pegasus est derrière nous, proche de sa zone d'envoi.
Sadece Galactica ve Pegasus için endişelenin.
Ne t'occupe que du Galactica... et du Pegasus.
Pegasus'a haber verin.
Informez le Pegasus.
Gemilerimiz Galactica ve Pegasus'a karşı final saldırısı için kalkışa hazır mı?
Nos vaisseaux sont-ils prêts pour l'assaut final contre le Galactica et le Pegasus?
Durun bir dakika Galactica'ya doğru gitmiyoruz, bu Pegasus.
On ne va pas sur le Galactica mais sur le Pegasus.
Bu acil tıbbi bir durum Yüzbaşı ve Pegasus daha yakında.
Moi. C'est une urgence médicale et le Pegasus est plus proche.
Pegasus'ta ne işin var Yüzbaşı?
Que faites-vous ici?
Galactica'nın iniş pistleri hasarlı. Filomun çoğunluğu burada Pegasus'ta.
On est ici car les baies d'atterrissage du Galactica sont hors d'usage.
Savaşçılar kalkıp Pegasus'un önüne geçtiler.
Les chasseurs forcent le passage devant le Pegasus.
Savaş Yıldızı Pegasus bize saldırmak için durmuyor.
Le Pegasus ne s'arrête pas pour nous combattre.
Pegasus ve savaşçıları, savaşçılarımıza saldırmıyor.
Le Pegasus et les guerriers n'ont pas tiré sur nos chasseurs.
Galactica'nın işini bitirip Büyük Liderimizi kurtardıktan sonra Pegasus için geri döneriz.
Nous achèverons le Galactica et reviendrons ensuite au Pegasus après avoir sauvé le Leader Impérial
Ama Cain, Cylonların arasından Pegasus için bir koridor açmamızı emretti.
Les ordres de Cain sont d'ouvrir une voie pour le Pegasus.
Pegasus diye bir şey kalmayacak.
Il n'y aura plus de Pegasus.
Pegasus'a iniyoruz.
On va se poser sur le Pegasus.
Umarım gittiğinizde Pegasus hâlâ orada olur.
J'espère que le Pegasus sera encore là, le temps d'y arriver.
Pegasus'u yok edebiliriz.
Nous pouvons détruire le Pegasus.
Pegasus'a saldırıyı kesip Gamoray'e ilerleyin.
Abandonnez le Pégasus et allez à Gamoray.
Haydi gidip Pegasus'un durumuna bakalım.
Allons voir dans quel état est le Pegasus.
Pegasus ne durumda? Yangın kontrol altında mı?
Le feu est-il sous contrôle?
Takip bilgilerimize göre Pegasus direk Cylon üs gemilerinin arasına gidiyor.
Apparemment, le Pegasus se dirige droit sur les bases astrales cylonnes.
Pegasus iletişime geçiyor efendim.
Le Pegasus est sur le communicateur, commandeur.
Pegasus'taki herkesi öldüreceksin.
Tu vas tuer tout le monde à bord du Pegasus.
Pegasus Galactica'nın yanına dönmüyor ya da yıldızların ötesine gitmiyorsa nereye gidiyor?
Si le Pegasus ne va pas vers le Galactica, ni vers les étoiles, alors où va-t-il?
Albay Tigh, Pegasus'un köprüsünü siz üstlenin.
Colonel Tigh, vous prendrez la passerelle du Pegasus.
Pegasus'u dışarı çekerek.
Eloignez le Pegasus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]