English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ P ] / Perla

Perla traduction Français

64 traduction parallèle
Perla'da eşeklerimizi alacağız ve kuzeybatıya hareket edeceğiz.
On achète des mules et direction nord-ouest.
Geri geldiğimde Henry Paulina Valera'nın öldürüldüğü gece La Perla'da ne yaptığını anlatmanı istiyorum.
Quand je reviendrai, vous me direz ce que vous faisiez à La Perla, la nuit du meurtre.
La Perla çok parası olanlar için iyi fikir değildir.
On ne va pas à La Perla en tenue Armani.
- La Perla'da olduğuna inanıyoruz. O gece Polina Valera adında bir genç kız tecavüz edilerek öldürülüp bir çöplüğe atıldı.
On soupçonne qu'il était à La Perla, où la jeune Paulina Valera a été violée, tuée et laissée sur un tas d'ordures.
O gece La Perla'ya gittiğini anlattığına da dinliyordum. Yürüyüşe çıkıp bir bankta... uyuya kaldın. Şimdi de gerçeğe daha yakın...
Je vous ai écouté dire que vous étiez allé à La Perla, que vous aviez marché et dormi sur un banc.
Örneğin, o gün senin Range Rover'ının plakasını alan iki polis memuruyla görüştüm.
J'ai accompagné les policiers qui ont signalé votre Range Rover. On est retournés à La Perla.
La Parla'da bu kadar çok klâs, görgülü kadın bulabilirken buna ne gerek var ki?
On n'a pas tous les moyens d'inviter les dames de luxe qu'on rencontre à La Perla.
Perla diye biliniyor.
Ça s'appelle Perla.
Tiffany's, La Perla, International Watch Company. Bir yerden para mı bekliyorsun?
Tiffany's, La Perla, vous attendez le pactole?
La Perla'daydık ama sen plajın ismini bilmiyordun. Çok küçüktün. Çok şirin, kıvırcık saçlı...
On était à La Perla, mais tu ne connaissais pas le nom de la plage, tu étais tout petit, adorable, avec tes bouclettes...
Bu 200-300 dolarlık La Perla gecelik paramparça olmuş. Rahat görünüyor.
Un soutien-gorge de $ 300, déchiré en lambeaux.
plastik bardakların kullanıldığı partiye giderken böyle giyinilmez.
Vous ne portez pas de "La Perla" pour aller à une réunion Tupperware.
- Böyle derken?
- La Perla?
Ve burdaki de aynı sosyetik şeyleri giymiş.
Et elle porte des La Perla.
La Perla'da hafta sonu için tanga alıyordum.
A La Perla, j'achetais mes strings du week-end.
Giydiğim her şey el koyulmuş mallar. - La Perla iç çamaşırı bile.
Tout ce que je porte a été confisqué, même les dessous La Perla.
Açılmamış, bir şişe şampanya, çikolata kaplı çilekler ve en sevdiğim olan fantezi iç çamaşırı.
On a une bouteille de champagne fermée, des fraises nappées de chocolat, et ce que je préfère... des sous-vêtements La Perla.
Banka müdürü gibi görünüyorsun. Banka müdürlerinin La Perla iç çamaşırı giydiklerinden şüpheliyim.
Je sais que ça pourrait vous surprendre, mais j'ai une vie aussi, et une famille qui compte beaucoup sur moi.
Ocak ayında Meade Publishing yeni bir haftalık dergi çıkartmaya başlayacak, hedef kitlesi "modern kadın." Basın bültenini alacaksınız.
Très bien. Vous avez l'air d'une banquière. Je doute qu'une banquière porte des sous-vêtements La Perla.
- Tünaydın, La Perla. - 13 balkabağı.
13 ans... 13 citrouilles.
Greene şu anda ona parasını getiriyor. Perla de las Dunas Oteli. Çölde.
Greene est parti lui apporter l'argent à l'hôtel La Perla de las Dunas, dans le désert.
Bir Michael Kors elbisesi ile ayakkabısı ve La Perla...
Je portais une robe et des souliers Michael Kors...
Bir Michael Kors elbisesi ile ayakkabısı ve La Perla iççamaşırı giydim. Elmas topuzlu da küpe taktım.
Une robe et des souliers Michael Kors, des dessous La Perla, et des diamants aux oreilles.
La Perla adam bu!
C'est ce type de La Perla!
Sonra çiy düştü ve saat ikiyi vurdu.
Une goutte de rosée perla et elle tinta deux fois.
Anın tadını çıkar, Perla.
Perla, viens ici, s'il te plaà ® t.
"Perla babasıyla vals yapmalı."
"Un petit changement de programme... " Perla dansera une valse
- Merhaba, Franco.
Perla! - Salut, Franco.
Güzel, Perla ile tanışmıssın.
Cool, tu as rencontré Perla.
Tiffany's, Spago, Beverly Wilshire Oteli, La Perla.
C'est parti. Soit il aime les bijoux, la gastronomie et porté de la lingerie féminine...
La Perla'yı duydum.
Oui, j'ai entendu parler de La Perla.
La Perla'dan alışveriş yapan bir silah tüccarı neden oraya taşınır?
Pourquoi un marchand d'arme voudrait démenager juste à côté de cette porte?
İnci gibi.
C'est comme La Perla.
Perla canım, çantan!
- Perla, t'as oublié ton cartable!
- Canımı acıtıyorsun.
- Perla, je suis assise ici.
Perla, kenara kay!
- C'est toujours toi qui décides. Dégage! Tu me colles tout le temps.
- Perla, kay kenara.
J'en ai marre! Arrête!
Gelemez Perla. Ev kilitli.
Non, la porte est fermée à clé, t'inquiète.
- Bu sevgilin Pearl'da da işe yarar.
Ça t'aiderait avec ta copine, Perla, en plus.
- Perla'nın oyuncaklarıyla oynayabilir mi?
Je vais garder Maggi un moment. - Perla lui prêtera des jouets?
Seninle oynamaya geldi. Tamam canım.
Perla chérie, Maggi vient jouer avec toi.
Perla, Maggi'yi bulmalıyız. Çabuk!
Perla, il faut qu'on retrouve Maggi.
Perla!
- Perla!
Perla!
Dorhildur!
La Perla'daki cinayet.
A La Perla.
La Perla adam mı?
Le type de La Perla?
Bir çiy damlası ve saat ikiyi vurdu.
Une goutte de rosée perla et elle tinta deux fois.
- Perla, sen kay!
Toi, pousse-toi!
Perla, sorun ne?
Perla.
Perla?
Qu'est-ce qu'il y a?
- Perla!
- Dorhildur!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]