Phile traduction Français
68 traduction parallèle
Bir bardak gazoz iç, Phile.
Sers-toi un soda.
- Tam da bir erkeğe göre bir hayat, Phile.
- C'était la belle vie.
Ben, Bayan Baines ve Phile'den başka kimse yok.
Il ne reste que Mme Baines, Phile et moi.
- Phile, gazozunu iç de bana yardım et.
- Finis ton soda et viens m'aider.
Bırak onu, Phile.
Laisse ça, Phile.
- Kurşunları da var! - Phile.
- Y'a des balles aussi!
- Phile, bu Julie. - Nasılsınız?
- Je te présente Julie.
Phile.
P-H-I-L-E.
Hadi git, al Phile.
Tu peux aller en chercher, Phile?
Başka bir kek istersen değiştirebilirsin, Phile.
Si tu veux un autre gâteau, va faire de la monnaie.
Sende var mı Phile?
Non. tu en as un, Phile?
Hadi, Phile.
Tu viens, Phile.
Önemli değil, Phile.
C'est pas grave, Phile.
Dinle, Phile. Ben...
Écoute, Phile.
- Bu bir sır mı? - Doğru, Phile.
- C'est un secret?
Hadi yukarı çık, Phile. Tepsimi almamı söyledi.
Je viens chercher mon plateau.
Beni neredeyse yakalıyordu. Phile, özür dilerim.
Phile, je suis désolé...
Öğleden sonra ikiniz dışarı çıktınız ya?
Je devrais faire comme vous deux cette après-midi. - Moi et Phile?
Ben ve Phile mi?
- Oui.
Hadi, Phile.
Debout.
Neden? Dolaşmaya ihtiyacı olduğunu söyledi, Phile.
Elle a besoin de prendre l'air.
- Bütün gün yalnız mı olacağız, Baines?
- Rien que nous deux, Phile.
- Beraber olacağız, Phile. Hava hala sisli.
Il y a encore de la brume.
- Uzun bir gün olacak, Phile. Hadi şimdi giyin, ben de sosisleri pişireyim.
Va t'habiller, je vais préparer les saucisses.
Evet, evet. Ama o cinayet değildi, Phile.
C'était pas un meurtre, mais de la légitime défense.
- Dondurma ister misin, Phile?
- Tu veux une glace, Phile? - J'dirai pas non, Baines.
- Bayan Baines'ten. Bak Phile.
La maison des serpents.
Phile nerede?
Où est Phile? - Là-bas.
- Orada.
- Phile!
Gitme vakti.
Elle a changé d'avis, Phile.
Bizimle geliyor, Phile. Üçümüz birlikte akşam yemeği yiyeceğiz.
Elle mange avec nous.
Hayır. Phile sır saklamakta çok iyidir.
Phile sait garder un secret.
Bundan uçak yapacağım.
Je vais faire un avion avec celui-là. Écarte-toi, Phile.
Kıpırda Phile, hadi. - Telgraf pahalı mıdır?
- C'est cher un télégramme?
Phile? Sen misin?
C'est toi?
Şimdi şuraya bir dakika şuraya otur Phile.
Maintenant... tu... tu t'assois juste là un petit moment, Phile.
Bu gece duyduğun ve gördüğün her şeyi aklından çıkarmaya çalışmalısın, Phile.
Essaie de te sortir tout ça de la tête. Tout ce que tu as vu et entendu ce soir.
Dinle Phile Bayan Baines'in bana gönderdiği telgrafı hatırlıyor musun?
Écoute, Phile, tu... tu te rappelles du télégramme de Mme Baines?
- Ver ona, Phile.
- Prête-lui, Phile.
- Hadi, Phile.
- Viens, Phile.
Phile tek başına çıkmıştı.
Phile est sorti tout seul.
Uyudun mu, Phile?
Tu dors, Phile?
Hadi, Phile.
Debout, Phile. C'est l'heure de se lever.
Uyanma vakti.
Allez, Phile.
Aşçılığıma güvenmiyor, Phile.
Elle n'a pas confiance en ma cuisine.
Phile.
Pourquoi elle ne m'aime pas?
- Baines ne dedi Phile?
- Qu'a t'il dit, Phile?
Nerede bu?
Phile?
Phile?
L'heure de se coucher.
Phile?
Phile? Phile?
İşte buradasın, Phile.
Te voilà, Phile.