Pilot traduction Français
3,904 traduction parallèle
Rotayı ben bilmiyorum ama pilot biliyor.
Et je ne sais pas comment y aller mais le pilote le saura.
Pilot oraya giriyor.
C'est là que le pilote s'installe.
Şimdi, yardımcı pilot koltuğu nasıl?
Comment trouves-tu ton fauteuil?
Pekâlâ pilot bey. Senin için mahsuru yoksa paraşütünü alıyorum.
Bon, monsieur l'officier, je vous emprunte ce parachute, si vous permettez.
Homoerotik savaşçı pilot filmlerini severim.
J'aime les films de pilotes de chasse homo-érotiques.
747'de pilot yukarıdadır birinci sınıf kabini burunda, yani kimse oradan geçmez.
Pilote au-dessus et cabine 1ère classe dans le nez. Personne la traverse.
- Pekâlâ pilot hanım. - Tamam, bagajlar arkaya.
Les bagages vont à l'arrière.
Evet, eğitmen, yardımcı pilot olmadan, tek başına.
Sans instructeur à tes côtés.
- Burada pilot olan kim?
Qui a son brevet de pilotage?
Bilmiyor musun? Pilot sensin!
C'est toi, le pilote.
Orada koltuğun altında bir pilot yönlendirici kılavuz olmalı. Onu bana verebilir misin? Lütfen.
Donne-moi le manuel qui est sous ton siège.
Burada pilot benim ve benim dediğim olur.
Je suis la pilote. C'est moi qui décide.
- Otomatik pilot.
- Pilote automatique.
Pilot lisansımı aldığımı bile bilmiyor.
Il sait pas que j'ai mon brevet.
Pilot olan benim.
C'est moi, le pilote.
Viviane Senna Ayrton'un kız kardeşi o çok gergindi, sanki Dünyanın bütün yükü onun omuzlarında gibiydi, çünkü çok sorumluluk sahibi bir insandı ve kendisinin gerçektende iyi bir pilot olduğunu ispatlaması gerekiyordu.
Viviane Senna Sœur d'Ayrton Il était très nerveux. C'était comme s'il portait le poids du monde sur ses épaules parce qu'il avait maintenant la responsabilité de démontrer qu'il était un pilote de premier ordre.
bir yandan Alain'de McLaren'da olmanın rahatlığı da vardı. ama ardından yetişen genç pilot ünvanını tehdit etmekte.
Alain, bien entendu, se sentait bien placé et établi chez McLaren, mais Ayrton aspirait au titre mondial et menaçait sa position.
Bu güne kadar en derinden tanıdığım tek pilot... pistin hemen dışında Senna'yı gördüğümde röportaj için etrafı gazeteciler ile çevrelenmişti.
C'est la relation personnelle la plus profonde que j'ai jamais eu avec un pilote. Chaque fois que je suis allé sur le circuit j'ai rencontré Senna, habituellement il donnait une interview ou était entouré par de nombreuses personnes.
Pilot, Yedek Güç Ünitesi ateşleniyor.
Amorçage des moteurs des propulseurs.
Uydu Test Şefi, Pilot ve işaret.
Conducteur test moteur, pilote.
Ola ki pilot geri gelmek istemezse veya helikopterin yakıtı biterse ne olacak?
Et si le pilote ne revient pas ou qu'on manque de kérosène?
Aslında pilot iyiyse, durgun denizde suya inersek hayatta kalabiliriz.
En fait, avec une mer calme et un bon pilote, on pourrait survivre à un amerrissage.
Özel pilot lisansımı alalı bir hafta olmuştu. İlk yolcum olması için babama yalvardım.
J'avais ma licence de pilote depuis une semaine et j'ai supplié mon père d'être mon premier passager.
Sanırım pilot değilsin.
Vous n'avez donc pas croisé le pilote?
Bir bilim adamı bir pilot, bunun gibi şeyler.
Je voudrais être beaucoup de choses : un scientifique, un pilote, etc., etc.
Pilot olacaktın evlenecektin çocukların olacaktı.
Tu vas être pilote, te marier et avoir des gosses.
Tanrılara çok şükür bu şeyin içinde otomatik pilot var.
Dieux merci, il y a un pilotage automatique dans cette chose.
Bana neden kendini daha iyi bir pilot yapmadığını söyleyecek misin?
Peux-tu me dire pourquoi tu n'as pas acquis les talents d'un pilote?
Lostris Kojiro
Pilot Team :
"Persons Unknown" İyi seyirler...
1x01 - Pilot
İşin aslı pilot buradaki Echo Park alanını pek bilmiyor.
En fait, il ne connait pas vraiment le secteur d'Echo Park très bien.
Çünkü seni pilot uygulama için kurulan gezici birime seçtim. Karışık olacak.
je vous ai désigné pour expérimenter une douane volante mixte.
Fransız ve Belçikalıdan oluşacak ekibe pilot uygulama görevi için bir gönüllüye ihtiyacımız var.
Il faut un volontaire pour expérimenter une brigade mixte, franco-belge.
Beyler, karma ekibin pilot uygulamada başarılı olması büyük önem arz ediyor.
Messieurs cette expérience internationale doit réussir.
Gemimizi kaybettik ve otomatik pilot devreye girmeden önce sadece 22 saatimiz var, sonra sonsuza kadar burada saplanıp kalırız.
- Ho que si. C'est pas juste!
Dün gece dışarı çıkmıştım. Pilot oldum.
Je suis sorti hier et j'ai fini bourré.
Pilot, fişekleri hazırla.
- Pilote! Lancez les contre-mesures!
Pilot üniforması mı çalmışım?
Volez l'uniforme d'un pilote?
Gomer Pyle * kılıklı tamircinin dediğine göre, ellerinde "süslü" lastik yokmuş, o yüzden de arabayı Mount Pilot'a * çekmek zorundalarmış.
- Eh bien, selon Gomer Pyle, ils n'ont pas de pneus de Corvette, ils doivent l'emmener à Mount Pilot.
Pilot giysisi ve kaskı var.
- La combinaison de vol. Le casque.
İsviçreli pilot ve mühendis Yves Roissy ve dört motorlu planörü.
Le pilote et ingénieur suisse Yves Rossy et son planeur à 4 réacteurs. *
Sıradan bir pilot nedir bilmiyorum Ajan David.
Je ne sais pas ce qu'est un pilote normal, agent David.
- Hondo asla ikinci pilot olmaz.
Hondo ne montait derrière personne.
Bu yüzden Tillman'lar usta bir pilot tutmuştu.
C'est pour ça que les Tillman ont engagé un pilote émérite.
- Pilot olmadan uçurmak için bilgisayar destekli kararlılığı olan kontrollü uçuş sistemi lazım.
Sans pilote, il faudrait un système modifié avec télécommande et stabilisation assistée par ordinateur.
Peki, aradığımız bir pilot mu yoksa mühendis mi?
Donc, on cherche un pilote ou on cherche un ingénieur?
- Her pilot onu uçurabilirdi.
Tout pilote correct aurait pu le piloter.
Ya çok iyi bir pilot?
Et un super pilote?
Tabii ya, pilot olmak.
OK...
Pilot kalp krizi geçirmiş.
- Le pilote a eu une crise cardiaque.
Co pilot olsaydı ya şimdi.
J'aurais besoin d'un copilote.