Randevü traduction Français
15 traduction parallèle
Paul, eğer o randevü Stone'laysa inan senin için çok tehlikeki.
Si c'est un rendez-vous avec Stone, c'est trop dangereux. Il ne vaut rien.
Perşembeye randevü ayarladınız, değil mi?
Vous avez pris rendez-vous pour jeudi?
Nasıl randevü aldın?
Comment as-tu obtenu ce rendez-vous?
Ne kadar para kazanıyorsun... randevü başına?
Combien d'argent te faisais-tu par... rendez-vous?
Randevü günü gelene kadar bu sefer de benim düşüncelerim değişti.
Et dans la salle d'attente, je deviens nerveux.
Tamam, lütfen bana açıklayabilir misin... neden bu tek adamın bir randevü bile istemeden gitmesine izin verdin?
Explique moi... pourquoi t'as laissé partir ce célibataire sans l'inviter à sortir?
Belki Joey ile randevü arka planımdı.
Pourquoi pas sortir avec Joey, mon plan B.
Ee, randevü diyordun?
C'est quoi exactement ce rencard?
Daha önce hiç çifte randevü yapmamıştık.
On l'a jamais fait.
Hayır, hayır, hayır, hayır bu bir randevü değil.
Non, non, non, ce n'est pas un rendez-vous. C'est... c'est un déjeuner.
- Harika, randevü alın.
Prenez rendez-vous. - Pas de problème.
Haftalık randevü gecemiz.
Notre soirée hebdomadaire.
Randevü gecemizi planlama sırası bende ama unuttum, Ve Castle onun yaptığını geçemezsem Sürekli böbürlenecek kendi yaptığıyla.
C'est mon tour d'organiser une soirée, mais j'ai oublié, et Castle va me le reprocher si je ne surpasse pas ce qu'il a fait la semaine dernière.
Bu bir randevü, ha!
Tu es une copine?
Bir yıl önceden randevü verdiler.
Ils sont complets un an à l'avance.