Record traduction Français
2,331 traduction parallèle
Çünkü, dünyanın gelmiş geçmiş en saçma cümlesini kurarak bir rekora imza attın.
Tu viens d'établir le record du monde du nombre de conneries dans une seule phrase.
Bu, doğamda var.
Record battu!
Hindistan tarihindeki en büyük yağmur, 700 kişiyi ölümüne korkutuyor.
700 personnes auraient perdu la vie en Inde suite à des précipitations d'un niveau record.
Çevre kirliliğini ve iklime olan etkisini kontrol altında tutma çabalarına karşın sera gazı emisyonu seviyesi raporlarına göre hiç azalma belirtisi yok.
Malgré nos efforts visant à réduire la pollution et ses effets sur le climat, le taux d'émission de gaz à effet de serre a atteint un niveau record et ne semble pas réversible.
Kanal 4'teki belgesel, küresel ısınma gerçek mi yoksa doğal bir... 61 santigrat derece, ölçülmüş en yüksek sıcaklık... 100 milyondan fazla insan evsiz kaldı...
À la télé, on s'interroge : Le réchauffement planétaire est-il réel? 61 degrés Celsius, température record... 100 millions de personnes sans abris ce soir...
Dünya sıcaklığı 4 derece daha arttı...
La température mondiale a encore atteint un record.
Mükemmel rekorunuzun kırılmadığından emin olmak için mi geldiniz?
Vous avez toujours le record, rassurez-vous.
Baş belasını altı kişi kaldırdı. Kitaplara geçecek ölçüde.
Six mecs pour en lever un seul, c'est un record.
Bu gece, rekor kırmayı deneyecek.
Il tente un record mondial à minuit.
"Piliçler-Çıldırıyor" gecesi başlamak üzere...
La concentration Des filles se lâchent va tenter d'établir le record du monde!
Bu gece, Detroit'de dünyayı sarsacağız.
On va battre un record, à Detroit.
Dünyayı sallamaya hazır mısınız?
Prêtes à battre le record du monde, ce soir?
Hadi ama, şu dünya rekorunu kıralım.
Allez! Ce soir, on va battre le record du monde!
Kızıl Sabatino. Galibiyet oranı 33'e 1 olan Kızıl Sabatino.
Je suis Red Sabatino, e même Red Sabatino qui a un record de 33 contre 1...
Şarap bölgesi! Herkese benden tekila!
Et si je vous disais qu'on établirait le record pour... le voyage en ballon croisant l'Atlantique le plus spontané?
Bu, senin için bile yeni bir rezillik.
C'est vraiment un record, même pour toi.
Dünya rekorunu kendisinin kırdığını ve müzede onun sergilenmesi gerektiğini söyledi.
Il disait que c'était lui qui détenait le record, pas le robot.
Togo, rekoru kırdığında Malezya'daydı. Oradaki yumurtalar daha küçüktür.
Togo a battu ce record en Malaisie, où les œufs sont petits.
O rekoru, iki yıl önce Mexico City'de kırdı.
Il a battu ce record il y a 2 ans, à Mexico.
Bu benim için yeni bir dip noktası oldu.
C'est un nouveau record honteux pour moi. Je suis désolée.
Bir aralar en hızlı servis rekorunun sahibiydi.
Il détenait le record de vitesse au service pendant un temps.
Bu benim için bile bir rekor olmalı
Ca doit être un record, même pour moi.
.Rekor numaraya doğru gidiyoruz. binden fazla mesaj ve arama aldık.
Après un vote record, plus d'un millier de SMS et d'appels.
Başarısızlık konusunda yeni bir rekor kıracaksınız.
Vous avez établi un nouveau record de nullité.
Belki şirket adına rekor kırarız.
On battra peut-être un record.
Bu senin için bile yeni bir rezillik.
C'est un record, même pour toi.
Kaydedilmiş en hızlı zamana sahip olmuş olacaktın.
Vous aviez le temps record.
Yeni bir rekor
Nouveau record.
1.9 saniyelik skoru geçme vakti.
Le record à battre est de 1,9 s.
Colorado'lu bir çocuk ve babası Pinewoot Derby'de yeni bir rekora imza attılar.
Un enfant du Colorado et son père ont établi un nouveau record au Pinewood Derby.
Stan ve Randy Marsh sadece hız rekorunu kırmakla kalmayıp, Zaman ve uzayı bükerek görülen en yüksek hıza ulaştılar.
Stan et Randy Marsh n'ont pas seulement battu un record de vitesse, ils ont aussi courbé l'espace-temps et atteint la vitesse exponentielle.
Baba ve oğul Pinewood Derby rekorunu kırdılar!
UN PÈRE ET SON FILS ÉTABLISSENT UN RECORD AU PINEWOOD DERBY
Bu bir rekor.
C'est un record.
Ülkedeki suç oranı, tarihteki en yüksek seviyeye ulaştı.
... la flambée du taux de criminalité à un temps record.
- Hayrola, rekor mu kırmaya çalışıyorsun?
Vous voulez battre le record?
Ne düşünüğünü biliyorum, Bu bir rekor sayılır, Ed.
{ \ pos ( 192,260 ) } Je sais ce que tu penses, c'est un record, Ed.
Kusursuz sicilimi hak ettim.
J'ai mérité mon record parfait.
Sicilimde değil, bebeğim.
Pas avec mon record bébé.
Bir keresinde 53 saat aralıksız çalışmıştım. Hastane rekorudur.
J'ai déjà été de garde pendant 53 h. Le record de l'hôpital.
* Sırtımı iyi yere dayadım *
I got my back against the record machine
* Ayna yansımalı bir plak seçsem *
{ \ pos ( 192,210 ) } With the record selection With the mirror reflection
O sporun gelişmeye ihtiyacı var. Neredeyse 20 yıldır rekor aynı.
Le record mondial n'a pas été battu depuis 20 ans.
Kısa bir zamanda, tüm konseyi ikna etti.
Elle a amadoué le Parlement en un temps record.
- Bu bir rekor mu?
- Un record, non?
Bugün seninle oynayamayacağım. Bir davayı daha çözmek üzereyim ve bunu rekor sürede yapacağım.
Je m'apprête à résoudre une autre affaire, en un temps record.
- Bu çok kolay anlaşılıyor, zaten. Ya da "rekor süre" üzerinden giderim.
Ou je sévis sur "temps record"
- Bence rekorun güvende.
- Votre record est sauf.
Hoşça kal, Cicely.
C'est un nouveau record personnel, félicitations. Je ne suis pas un tueur en série.
Git hadi
Ce sera un record.
Öpüşmeye!
Et si je vous disais que je suis sur le point de battre le record... pour ouvrir le feu sur le visage d'une femme le plus de fois de suite? Alejandro!
O zamanlar bu bir rekordu.
Avec 20 plaintes verbales contre lui, un record.