Regardez traduction Français
45,704 traduction parallèle
Odaklanın hanımlar. Bir şeyler öğrenebilirsiniz.
Regardez et apprenez.
Bakın.
Regardez.
Şu mafsal deliğinden bakarsan bir yoğunlaşma olduğunu görürsün.
Si vous regardez le trou du robinet il y a de la condensation.
Dibine bak.
Vous regardez le fond.
Belki de bebeği korumak için kaçırmıştır.
Regardez, peut-être elle a pris le bébé le protéger.
Bebeğe bak!
Oh, regardez le chariot!
Eğer babam bu işte sana yardım ettiğimi öğrenirse kafayı yer.
Regardez, si le Papa trouve Je vous ai aidés à faire ceci, il va le perdre.
- Sana inanıyorum...
- Regardez, je vous crois....
Bebeğe zarar vermeyecek.
Regardez, elle ne va pas blesser le bébé.
Bugün başına gelenler için çok üzgünüm.
Regardez, je suis très désolé pour ce qui vous est arrivé aujourd'hui.
"Korumak" derken sokaklar gibi sadece halka açık alanları değil insanların arka bahçelerini de gözetliyorsunuz.
Mais par "couvrir" cette zone, vous n'insinuez pas juste les lieux publics, telle la rue, - vous regardez aussi dans les jardins.
Eğer dikkatli bakarsanız, pelerini omza bağlayan düğme deliklerini görürsünüz ki bunlar da kesin terzi işi.
Regardez de près les boutonnières qui attachent la cape à l'armure d'épaule : du sur mesure.
Önemli olan paranın miktarı değil üzerinde yazan isim.
Ne regardez pas le montant, mais le nom du donateur.
Burdaki kayıtlara bakarsanız, polise yapılmış tam 37 tane arama var, biri polisten.
Regardez l'historique : 37 appels à la police, un en retour.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
Je tente de vous sauver. Regardez derrière vous.
Detaylıca bakılması için.
Regardez-y de plus près.
Neyse, bak ne buldum.
Regardez qui j'ai trouvé.
Çocuklar şuna bir bakın.
- À toi. Les gars... Regardez ça.
Tamam, dinleyin.
D'accord, regardez.
Anlaşılan kanıt istiyorsunuz.
Vous me regardez comme si vous voulez une preuve.
Tarihe bakın, Doktor Palmer.
Regardez la date, M. Palmer.
Pero Mira.
Mais regardez.
Ve şunu dinle... Takma isimlerinden biriyle JFK yakınındaki bir motele giriş yaptı az önce.
Et regardez... un de ses alias a été enregistré dans un motel sur la 153ème près de JFK.
Bak... kahverengi deri ceket.
Regardez... une veste en cuir marron.
- Burun deliklerindeki ülser başlangıçlarına bakın.
Regardez le début des ulcères par ses narines.
- Şu bidonlara bir bak.
Regardez toutes ces boîtes.
Şuna bakar mısınız? Okumayı deneyin.
Regardez ça, et essayez de le lire.
Bak!
Regardez!
İyice bak.
Regardez-ça
- Baksana.
- Regardez ça.
Al, yüzüme sürüyorum.
Regardez, je le frotte contre mon visage.
Şuna bakın.
Hey, regardez!
- Bak hele, özür de dilermiş.
Regardez ça... Tu sais t'excuser.
Kameraya bakın, lütfen.
Regardez droit devant la caméra, s'il vous plaît.
Son şartlı tahliyeden sonra aldığı yolu görün.
Regardez les progrès qu'elle a fait depuis la dernière audience.
C-11 dosyasına bakarsanız, Bay Crowley'nin atakları sonrası fotoğraflar mevcut.
Si vous regardez le dossier C-11, il y a des photos prises après les attaques de Mr.
Eğer yanılıyorsam, gözlerime bak ve söyle.
Si je me trompe, regardez-moi dans les yeux et dîtes-le.
Kendine bir bak, ne kadar da sakin ve aklı başındasın.
Eh bien, regardez-vous, tous frais et rassemblés.
Uzunca bir süre bakın o zaman, çünkü bu benim.
Eh bien, regardez-moi bien, car c'est qui je suis.
Bakın kimi buldum.
Regardez qui j'ai trouvé.
Değişimler için beni takip edin ve ayak uydurmaya çalışın.
Regardez moi pour les changements et essayez de suivre.
- Aslına bakarsan takımınızın makine gibi tıkır tıkır işlediğini görünce bu kahramanlık olayını yanlış yaptığımı düşünmüyor değilim.
Je dois avouer que, regardez votre équipe travailler comme une machine bien huilée me donne l'impression que j'ai fait tout ce truc de héro, de travers.
- Şu haline bak!
Regardez-le!
- Bakın.
Regardez.
Pekala, izleyin.
D'accord. Regardez ça.
Kendinize bir bakın.
Regardez-vous.
Şuna bak?
Regardez ça?
Çok korkuyorum.
Oh, Alexei... Regardez, je suis effrayé vraiment.
Bak.
Regardez.
Şuna bakın, altına işiyor.
Regardez, il s'est pissé dessus!
- Doktor Tannhauser, şuna bir bakın.
Dr Tannhauser, regardez ça.