English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ R ] / Relief

Relief traduction Français

153 traduction parallèle
Dikkatini çekeyim diye.
Elle a du relief, comme moi.
İlk eseri, "Merdivendeki Meryem" adlı rölyeftir.
Sa première oeuvre fut un bas-relief : La Madone à l'escalier.
Lazer ışınlarını bu araç üzerinden gönderirsen üç boyutlu görüntüler oluşturur. Bir boşluk yaratmak için yeterli derinlikte.
Si on dirige le rayon laser sur une matière, il se forme une image en relief, un espace qui a de la profondeur.
Hayatına heyecan, bir anı katmış olursun.
Tu donnes du relief à sa vie...
Kardeşim sanki bu kentin bir partiden arta kalan çöplerle dolu misafirlerininse tümünün ölmüş ya da buradan gitmiş olduğunu söylüyor.
Elle dit que c'est... une ville en aspic, un relief de dîner de fête, dont les convives seraient morts.
Arazi yapısına bak.
Regardez le relief qui les sépare.
Kabartıları ele alıp, tanıdık bir şey var mı diye bakacağız...
Grâce au relief, on va peut-être voir ce que l'on connaît...
Belki de ona vücudumun kabartma haritasını gönderebilirim.
Je pourrais lui envoyer une carte de mon corps en relief.
Patlayan mısır 3 boyutlu!
Le pop corn est... en relief!
Mısırlar yüzüne patlıyor ve 3 boyutlu!
Le maïs vous saute à la figure en relief!
Ama şef, 3 boyutlu böyle çalışmaz.
Mais, Chef, le relief marche pas comme ça.
3 boyutlu gözlükleriniz!
Et vos lunettes en relief!
Dağlara dikkat et!
Fais gaffe au relief!
Her şeyini çok beğendim, hele şu çıkmalar, dirsekler... pervazlar, kabartmalar!
J'adore tout, surtout les appliques et les corbeaux, les moulures, le relief!
Motor ısınırsa, felç olur. Er azığımız yok.
Si le moulin chauffe un peu, il va se gripper... relief hostile, pas de rations.
Asla yüzeysel düsünme, derin düsün.
Ne pensez jamais en surface mais en relief quand vous modelez.
Kaldırıyor.Sallıyor.
Ils ont du relief, de la profondeur.
- Bizim markamız gibi bir şey olacak.
- Vous voulez dire, en relief? Oui.
Shinto tanrıçasının nadir kabartması, çok görkemli detaylara sahip.
Un rare relief d'une déesse shintoïste, richement détaillé.
Onlara keskin kenarları boyunca bakıyorduk. Ölçülecek bir yüzey yoktu.
On les observait sur la tranche, où aucun relief n'est visible.
Etrafıma bakıyorum ve tek gördüğüm derinliği olmayan renksiz, boş yüzeyler.
Je regarde autour de moi et ne vois que des surfaces sans relief. Tout est terne. Sans consistance.
Bu konumdaki ışık hatlarını vurgulayacaktır.
La qualité de cette lumière met en relief la structure.
"A" armut'tan, "Z" zebra'ya... Bebeğin ilk pop-up kitabı, 26 sayfalık alfabetik macera.
Ce premier livre en relief de bébé, ce sont 26 pages d'aventure alphabétique.
Bölge meclis binasında hassas bir yerde Nebraska Valisi, Paul Burmaster durumdan oldukça harap olmasından dolayı genel bir özür diledi.
Dans son discours au Capitole... le gouverneur du Nebraska... s'est excusé pour le manque de relief de son Etat.
Bak, görüyor musun bu yaralar ne kadar derin, ama hiç gerçekçi değil.
Ton ecchymose est... bien, mais ça manque de relief.
Bilgisayar, eksik desen bölümünü belirt.
Ordinateur, mets en relief la section manquante du dessin.
Hiç hiyeroglif veya kabartma röliyef bulamıyorum.
On ne trouvera aucun hiéroglyphe, ni inscription, ni bas-relief.
O kadar basit değil. Bana kalırsa bu sorun, içimizdeki bir sorunu da gün ışığına çıkarıyor.
Le sondage met en relief un problème trouble.
Bak, Lake. Okyanus tabanının nasıl olduğunu bilmenin yolu yoktu.
Ecoutez Lake... vous ne pouviez pas connaître le relief du fond de l'océan.
Ovalar olmasaydı zirvelerin ne değeri olurdu.
La plaine donne du relief a la montagne.
Sadece senin ve benim aramızda kalsın... birazcık altoların havası inmiş.
Entre nous, les altos manquent de relief.
Eğim ölçerler dağın şeklinde hiçbir değişiklik saptamadı.
Aux télémètres, aucune modification du relief.
Şu hatlara bakın.
Regardez les courbes de relief.
Serinin ikinci bölümünde anahtar kişi olacak. Yani çok önemli bir rol.
Son rôle y gagne en relief.
Dalga sığ sulara yaklaştıkta giderek yavaşlayacak ancak, dalganın yüksekliği, kıta sahanlığının derinliğine bağlı olarak 300 metre ile 1.100 metre arasında olacaktır.
Les eaux côtières le freineront mais la vague, en fonction du relief de la côte fera dans tous les cas entre 300 mètres et 1000 mètres de haut.
Evgeny bilmeliydin. Bunlar bütün bunlar... bu hayat... benim hayatım... Benim hayatım bomboş ve anlamsız.
Eugène, je dois vous dire... que tout ceci, cette vie... ma vie... tout ceci est vide, sans relief.
Eğer bunları bilgisayara taratırsam, reaktörün içinin 3 boyutlu bir resmini alabilirim...
En les passant au scanner, J'aurai une image en relief de l'intérieur...
Kabartma harfler...
Gravure en relief, fond nuagé...
O zaman bir şey anlayamadım fakat sonra her şeyin farkına vardım. Sonra kafamda bir resim oluşmaya başladı.
Au début, j'avais d'elle une peinture sur bois, puis j'ai eu un bas-relief sur du marbre, et après, il m'est resté l'image d'elle... dans ma mémoire.
Şu azizlerin ne kadar yuvarlak suratları vardı hatırlıyor musun ve arka plan da ön planla aynı boyutlardaydı.
Rappelez-vous tous les saints aux visages sans relief, et le fond et l'avant au même plan.
Önceki mektuplarla, olaylara dayalı bir sistem ortaya çıkarmaya çalıştım.
Trouvé! Je voulais mettre en relief un schéma... commun aux lettres... mais là, il utilise un signifiant :
Marian'ın dediği gibi. Dünyaları ilginç bir yer haline geliyor.
Marian l'a dit, ça donne du relief à leur univers.
Adamın karnına bakıyorum, ayarlı anahtar şeklinde bir şey var.
J'étais là à palper le ventre de ce type. Et ca faisait comme un bas-relief en forme de croissant.
Bu tıpkı... Comic Relief gibi.
C'est comme Comic Relief.
Merhaba tatlım, NASA'nın Türkmenistan kabartma haritasından daha çok detayım var.
Je suis plus détaillé qu'une carte en relief de la NASA.
Şekil çıkan kitaplardan.
C'est un livre en relief.
Yani hissetmelisin. Kazınmış.
Tu peux toucher, elle est en relief!
Bayanlar baylar, bugün burada olmamızın sebeplerinden biri, Uluslararası Yardım Örgütü'nün yöneticisi Lawrence Bauford'a muhteşem çalışmalardan dolayı minnettarlığımızı göstermek.
Mesdames et messieurs, comme vous le savez, nous sommes notamment ici ce soir pour rendre hommage à Lawrence Bauford et à son action en tant que Président de "Aid Relief International".
Kızım algılama yoksunu.
Elle ne voit pas du tout le relief.
Arazi özelliklerini ekrana ver.
Ramène les caractéristiques du relief.
Genellikle lise karakterleri kullanmışsın ama onları biraz değiştirmelisin.
Utilisez les personnages du lycée, mais donnez-leur du relief.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]