Resit traduction Français
926 traduction parallèle
Reşit olmayan oğlu dışında soyunun son kişisi olan John McKay'in mütevazi evi.
La pauvre demeure de John McKay, dernier de sa lignée - à part son jeune fils.
- Harun Reşit'in gözetimi altında bir saraydan bir prenses çalınmıştı.
Pourtant, autrefois, une princesse fut enlevée au palais sous les yeux mêmes d'Haroun al-Rachid.
Kitti henüz reşit olmadığı için Madam Lilli'nin evlenmek için iznini istemeye geldik.
On voulait la permission de Madame Lilli pour se marier. Kitty est trop jeune.
Reşit olur olmaz Londra'ya gitti.
Dès qu'il a pu, il est parti à Londres.
Reşit olduğunuz sürece tabi.
Et pour soulager votre conscience... j'achete ça pour remplir mon briquet. A moins que vous soyez mineur.
Reşit olduğundan beri aldığın geliri tahmin edebilir miyim?
Peut-être pourrais-je deviner tes revenus d'adulte.
Daha reşit değilken bir koruyucun ya da onun gibi bir şeyin olmuş olmalı.
Tu devais en avoir un, quand tu étais mineur...
Reşit olmayan Maggi Pasquale'i 2 yıl 6 ay hapis 2.000-lira para cezası, Filippucci Giuseppe'yi 1 yıl hapis cezası 1.000 lira da para cezası ile mahkûm ediyoruz, temyiz hakkı olmadan.
Le tribunal condamne Maggi Pasquale â 2 ans et 6 mois d'emprisonnement et 2 000 lires d'amende, et Filippucci Giuseppe â 1 an et 1 000 lires d'amende. L'audience est levée.
Kızım daha reşit değil. Benim onayım olmadan evlenemez.
Ma fille ne peut se marier sans mon consentement.
Reşit olalı çok oldu.
J'ai largement l'âge, maintenant.
Reşit olmana ve vasinin sınırlamalarından kurtulmana pek de bir şey kalmamış.
Il s'agit de Miss Cécilia Cardew, ma pupille.
Büyük babasının vasiyetinin hükümlerine göre, 35 yaşına kadar reşit sayılmayacak.
Je suis fiancé à Cécilia, tante Augusta. Je te demande pardon?
Onun standartları her zaman onun seçtiği şık kulüpler, asil çevreler olacak. Neredeyse reşit oldu.
Elle aura toujours des goûts de luxe, et elle est assez âgée pour choisir.
Bu dönemin sonunda reşit olacaksın.
Tu vas finir l'école en fin de trimestre.
Anlayamıyor musunuz? Reşit değil.
Ce n'est pas si grave.
Bakın, Bayan Hazeltine. Siz reşit değilsiniz ve ben bir emir aldım.
Melle Hazeltine, vous êtes mineure!
Her şeyden önce, kız reşit değil.
Premièrement, elle est mineure.
On sekiz yaşındayım, reşit oldum.
Je suis majeur.
Reşit olduğun kesin.
Vous êtes majeure.
Şu anda reşit olmuş olmalı.
il doit être grand.
Maxine, onu sakinleştirmeme yardım etmelisin tatlım. Sadece beni işten kovdurmaya değil, üstüme tecavüz suçlaması reşit olmayan birinin ırzına geçme suçlaması da yamamaya çalışıyor.
Cette femme veut mon renvoi, elle veut me faire arrêter pour détournement de mineure!
Yani, reşit olmayanla cinsel ilişkiden.
Détournement de mineure.
- Reşit değil.
Mineure!
Elimde reşit olmayan bir kızla -
J'ai ici une plainte pour détournement de mineure.
Irza geçme, reşit olmayanla cinsel ilişkiye girme, vesaire -... türünden suçlar, mağdur ile evlilik halinde hükümsüz olur.
le mariage avec la personne outragée éteint l'infraction.
Kuzen! Kuzen! Madde 530 diyor ki, reşit olmayanla cinsel ilişki halinde -
Cousin, l'article 530 concerne les mineurs.
Kız kaçırma, ırza geçme reşit olmayanla cinsel ilişki.
Enlèvement, séduction de mineure...
Yaz bunu! Giuseppe Califano..... reşit olmayanla cinsel ilişkiden ve şimdi Madde 522'ye tabi olarak adam kaçırmadan suçlanıyorsun.
Giuseppe reste incriminé pour détournement de mineure et enlèvement!
Sorun ne? Reşit değil mi, öldü mü?
Elle est mineure, ou morte?
- Kız reşit. Yanlış bir şey yapmadık.
- Elle n'est pas mineure.
O reşit olduğunda, şu yasa olan söz
Devenu adulte, ils décidèrent de le pourchasser.
Sanık Sergio Carmona reşit olmayan 16 yaşındaki Elena Dorado'nun zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu ve bu nedenle kendisine karşı direnemeyeceğini bildiği halde onunla cinsel ilişkiye girmek maksadıyla onu kandırıp Linea ve Paseo'daki dairesine götürmüş ve aynı yerde bekaretini bozmuştur.
L'aSSusé, Serge Carmona Bendoiro, a Sonçu le propos de SouSher aveS la mineure Helène Josefa Dorado, de 16 ans et à Set effet, moyennant le mensonge, il l'a Sonduit à son appartement à lui, à Línea et Paseo, Vedado, où il a jouit de la virginité de la fille, Sonnaîsant Sependant que Sette mineure avait des troubles mentales et dons elle ne pouvait pas offrir de résistanSe.
Evinize gidin ve reşit olun lütfen.
Rentrez chez vous et soyez légales.
- Reşit değil.
- Elle est mineure.
Sayın Yargıç, araya girebilir miyim? Reşit olmayan çocuklar da izledi ama onlara zarar verecek bir şey söylediğimi sanmıyorum.
Si je peux me permettre, Votre Honneur, même s'il y avait des mineurs, je n'ai rien dit qui risque de leur faire du mal.
Fakat hapse girme nedeniniz reşit olmayan biriyle cinsel ilişki.
Il est aussi vrai qu'on vous a écroué pour viol.
Bir de reşit değilmiş.
- Et mineure, en plus.
Hem reşit değil hem de zenci!
- Mineure et noire.
- Zenci ve reşit değil.
Une prostituée mineure de couleur...
Siz reşit olmayan çocuklara karşı suç işlediniz, bu çok ağır bir suçtur!
Vous êtes accusé d'offenses envers mineures.
Onlar reşit değil miydi?
Des mineures, ces filles?
Reşit olmayanlar giremez.
lnterdit aux mineurs
Reşit olmadan hapse giremeyecekleri bilindiğinden suça zorlanırlar.
Ce qui incite certains adultes à utiliser ces mineurs pour commettre des crimes et des délits, sachant qu'ils ne seront pas punis.
Reşit değiller.
Ce sont des adolescents.
Bence de daha reşit değil.
Celui qui la touche finira en taule.
Bu eyalette reşit olma yaşı 17'dir.
Et à 17 ans, on n'est plus un mineur dans cet état.
Reşit olmayan giremez.
Pas de mineurs!
Sadece fiyat tavana vurur çünkü reşit değilsin ve şu Tampon Kraliçesi için fazladan vergi ödüyorum zaten.
Même si ma prime va exploser parce que tu es trop jeune et que je paye un malus pour la reine du pare-chocs ici présente.
Reşit misin?
Tu es majeure?
Japon kuvvetlerindeki büyük açık giderek daha fazla reşit olmamış yaşı küçük gencin, askere alınmasıyla kapatılmaya çalışılıyordu. Gidişat pek iyi değil.
Étant donné le manque de main-d'oeuvre, l'armée recrute de nombreux adolescents..
"... çocuğun iyiliği için, çocuk reşit olana kadar devletin himayesinde...
"... l'Etat considère... "... que pour son bien, l'enfant doit être confiée...