Reston traduction Français
224 traduction parallèle
Doktor Reston nasıl?
Comment va le Dr Reston?
Doktor Reston.
le Dr Reston.
- Evet, evet Doktor Reston.
Oui, oui... Dr Reston.
ADI Reston, Elizabeth Ann
NOM Reston, Elizabeth Ann
Reston alışveriş merkezini bilir misin?
Vous connaissez le centre commercial Reston?
- Bu Reston alışveriş merkezi mi?
- Le centre commercial Reston? - Ouais.
Tezgahında bir plan vardı, Reston Alışveriş Merkezi dedi.
Il y avait ce plan sur le comptoir. Le centre Reston, soi-disant.
2505 Arlington Yolu, Reston.
Euh, 205 Arlington Road à Reston.
Reston yakınlarında meydana gelen tek araçlı bir trafik kazası bu saatte yedinci otobanın batı istikametinde trafik sıkışıklığına sebep oldu.
Embouteillage près de Reston suite à un accident "sur la Route en direction de l'ouest."
Reston'dan geliyordu. Grant Faraday.
Il est de Reston, Grant Faraday.
İlk incelemeler bombayı yerleştirenin bu adam olduğu yönünde : Reston, Virginia'dan Michael Faraday.
D'après les premiers éléments, l'attentat serait l'oeuvre... de Michael Faraday, de Reston en Virginie.
- Ben Dr Reston.
- Dr Reston.
Reston ve Franco'nun ellerinde bir haber var.
Reston et Frankel savent tout.
Sorenson'un Reston'ın elinde ne olduğunu öğrenmesini sağlayabiliriz ama senin Orville Dryfoos'u araman gerekiyor.
Sorensen fera pression sur Reston. Mais tu devras appeler l'éditeur.
Üreteç faz içi restin iyonları sızdırıyor.
Ce sont des ions en phase reston qui fuient du générateur.
ABC Araç Kurtarma. Reston, Virginia.
CASSE ABC RESTON, VIRGINIE
Bay Reston, günlerden ne olduğunu hatırlayamıyor.
Mr Reston ne se souvient même pas de la date.
Bay Reston garajında tamircilik yapıyormuş.
Mr Reston est un bidouilleur de garage.
Reston'ın tişörtünü Greg'e götüreceğim.
- J'apporte le t-shirt à Greg.
Reston'ı tutuklayacak bir şey daha çıktı.
On a autre chose contre Reston.
Yani Debbie Reston işe gitmedi ve arka bahçeye gömülmedi.
- Debbie n'est pas allée travailler et n'est pas enterrée dans le jardin.
Reston'ın tişörtündeki kan kendine aitmiş. Greg'in yanından geliyorum.
Je viens de voir Greg.
Parmak izleri geldi. Sizin kayıp kız çıktı ; Debbie Reston.
Les empreintes correspondent à votre disparue, Debbie Reston.
Debbie Reston. 17 yaşında.
Debbie Reston, 17 ans.
Debbie Reston'ın arabası.
C'est la voiture de Debbie Reston.
Debbie Reston 18 : 00-20 : 00 arası Temel Ekonomi dersine giriyormuş.
Debbie prenait des cours d'économie. De 18h à 20h.
Debbie Reston'ın.
Debbie Reston.
Catherine'in Debbie Reston'ın saçında bulduğu siyah iplik var ya?
La fibre noire trouvée dans les cheveux de Debbie...
Debbie Reston'ın elindeki boya var ya?
La peinture sur les mains de Debbie...
Debbie Reston'ın bileğinden çıkardığınız plastik ipin test sonuçları çıktı.
J'ai les résultats des liens en plastique sur les poignets de Debbie.
Debbie Reston'a ait değil.
Pas celui de Debbie.
Yani Janet Kent'in katili onun saçını saklamış ve 15 yıl sonra John Mathers'ın idam edileceği gece Debbie Reston'ın cesedine yerleştirdi.
Le tueur de Janet Kent a conservé ses cheveux et les a cachés sur Debbie quinze ans après, le soir de l'exécution de John Mathers.
Debbie Reston'ın bu arabayla taşındığını gösteren bir şey yok.
Rien ne dit qu'elle ait transporté le corps.
Parmak izi, Debbie Reston'ın bulunduğu torbadaki parmak izine uymuyor.
Ses empreintes ne collent pas avec celle du sac poubelle.
İtiraz etmezseniz, Özel Ajan Reston'ın takım lideri olmasını istiyorum.
Reston, vous dirigerez l'équipe, si vous voulez bien.
İdam edildiği gece Debby Reston öldürüldü. - Kopya cinayet, değil mi?
La nuit de son exécution, Debby Reston a été assassinée.
2 yıl önce, Debby Reston'un üzerinde bulanan kıl DNA'sı ilk kurban Janet Kent'e ait çıktı.
Il y a deux ans, l'ADN a confirmé qu'un cheveu trouvé sur Debby Reston appartenait à la première victime du tueur en série, Janet Kent.
Şey, şişme bebeğin ağzında bulduğunuz kılın DNA'sı Debby Reston'a ait olduğunu gösteriyor.
L'analyse ADN a confirmé que le cheveu trouvé dans la bouche de la poupée gonflable appartenait à Debby Reston.
Beyler, Debby Reston'ın cesedinde bulduğumuz siyah üç örmeli lifler Chevy model bir arabaya ait.
Les gars, ces fibres noirs trilobaux que nous avons trouvées sur le corps de Debby Reston étaient ceux d'une Chevy.
Adam bu işi uzun süredir yapıyordu zaten. 2 yıl önce Debby Reston katilin gözlüklerini kırmıştı.
Il y a deux ans, Debby Reston a cassé les lunettes de son assassin.
Gösterge paneli ve dikiz aynasındaki izler iki yıl önce bulunan Debby Reston'ın cesedinin konulduğu çöp poşedindeki izlerle aynı çıktı.
Les empreintes sur le tableau de bord et du rétroviseur correspondaient à celles que l'on avait partiellement relevées sur le sac poubelle de Debby Reston trouvé il y a deux ans.
Evet, çizim kitapları üzerindeki izlerle karavanda ve Debby Reston'ın koyulduğu çöp poşetinde bulduğunuz izler uyuştu.
Les empreintes sur la reliure du comics correspondent aux empreintes retrouvées dans le van et sur le sac poubelle dans lequel était Debby Reston. Avez-vous analysé le comics?
Debby Reston'ın arka koltuğunda... ciltlenmiş fotokopi çekimi katalog vardı.
Dans le sac à dos de Debby Reston... des brochures reliées.
Reston'daki bir yere götürmem için bana 200 dolar verdi.
Il m'offre 200 $ pour le livrer à Reston.
- Reston Bursu'nda rekabet çok. Sadece birkaç kişi alıyorlar.
Ce stage est difficile à décrocher, et ils ne prennent que quelques personnes...
Virginia, Reston'da oturuyor.
Habite à Reston en Virginie.
İnternette bir dergiye makaleler yazıyorum ve James Reston Muhabirlik Bursu'na başvurdum.
J'écris quelques articles pour un magazine en ligne et j'ai fait une demande de stage au New York Times.
Reston Bursu zor iş.
Enfin, je n'ai pas encore gagné la bourse Reston.
Benim asıl istediğim Reston Bursu.
Je veux décrocher le stage au New York Times.
Bu işi kabul edersem Reston Bursu'ndan vazgeçmiş oluyorum.
Accepter ce travail, c'est abandonner le stage au New York Times. Que tu désires plus que tout.
Bayan Reston?
- Il a un casier? - Non.