Rican traduction Français
90 traduction parallèle
Doğum gününde Sergei'yi görme ricanı kesinlikle reddetmek zorundayım.
Je ne peux en aucun cas accéder à ta demande de voir Sergei pour son anniversaire.
Rican olacak.
Vous l'aurez.
Ricanız dikkate alınacak.
Permission accordée.
Bu ani ricanız beni biraz tedirdin etti.
Et la brusquerie de votre demande me décourage un peu.
Yine de ricanızı yerine getiremeyeceğim.
Néanmoins, je ne puis accéder à votre requête.
Bu, ricanızın imkânsız olduğu anlamına gelmiyor mu?
Cela montre bien que votre requête est impossible?
Böyle bir ricanın yerine getirilmesi söz konusu olamaz.
Cette requête est sans précédent.
- Ricanı Pamela'ya ileteceğim.
- Je préviens Pamela de votre requête.
Onlar gibi yapalım! Zenci ve Puerto Rican'lara mal satalım.
Faisons comme eux : vendons aux Noirs et aux Portoricains.
Ricanız son derece olağandışı.
Requête inhabituelle.
Ya ricanız?
Et la prière?
Ricanızı yerine getirebilirim.
Je peux satisfaire votre demande.
Rican nedir?
Quelle est ta demande?
Neden o lanet Puerto Rican'dan söz ediyorsun?
Pourquoi ru parles de ce portoricain accro au crack?
İlk rican nedir, Tosbağa Surat?
Et quelle est ta première requête, tête de tortue?
Şu anda, ricanız üzere, bir papatya gibi özgürce ortalıklarda dolaşıyor.
Présentement, à votre demande, elle se promène, libre comme une marguerite.
Umarım bu seferki rican muteberdir.
Ça devrait être interdit.
Ricanızı açıklamak için.
Je décrirai votre misère.
Üzgün olan benim, ricanızı yerine getiremiyorum.
A mon tour d'être désolé de ne pouvoir répondre à votre demande.
Egeus, ricanı geri çevireceğim zira bizler var oldukça bu aşıklar da asla ayrılmayacaklar.
Égée, ma volonté prévaut. Au temple, avec nous, ces deux couples seront unis pour l'éternité.
Ricanı yaptık, başka?
Alors c'est ça que tu veux? D'accord!
Orbanlılar'ın bu ricanın nedenini anlayabileceklerini sanmıyorum.
je ne crois pas que les Orbaniens comprendraient votre requête.
Ricanı uygun buluyorum.
J'appuierai ta demande.
Fakat dans ve Puerto Rican dışında.
Ouais, mais sans les danses et les Porto-Ricains...
Dur biraz. Puerto Rican, Fez değil mi?
Attends, est-ce que Fez est Porto-Ricain?
Geçen yıl, sizin ricanız üstüne vergiyi yarıya indirdim.
L'an dernier, sur votre demande, je l'ai réduit de moitié.
Normalde burada oturmak için yaptığın rican düşünülmezdi bile.
Normalement, je n'aurais pas envisagé d'y répondre.
Pekala. Ricanızı ileteceğim, raporlar derhal buraya gönderilecek.
D'accord, je vais demander à ce qu'on envoie les rapports immédiatement.
Büyük ihtimalle geri çevireceğim ricanızı, ama söyleyin bakalım.
Je refuserai sûrement, mais demandez toujours.
Ricanın bir kadından gelmesinin bir önemi yok benim için.
Femmes ou pas, ça ne fait aucune différence.
Ricanızı yerine getirebilmek için elimden geleni yapacağım.
Je ferai tout le nécessaire pour m'assurer que votre requête soit acceptée.
Kral kendini iyi hissetmiyor ricanı daha sonra yerine getirecek.
Le Roi ne se sent pas bien. Votre demande devra attendre.
Little Italy, Chinatown, Spanish Harlem, Puerto Rican Harlem, the Bronx, Greenwich Village.
Little Italy, Chinatown, le Harlem hispanique, le Harlem Porto ricain, le Bronx, Greenwich Village.
Turkelton, rican üstünde düşündüm ve yaşlı Salo'ya yeni MRI cihazını verme kararı aldım.
Turkleton, j'ai reconsidéré votre demande et j'ai décidé d'acheter à Jim une machine I.R.M. toute neuve.
- Zaten bir ricanı yerine getirdim.
Je t'en ai déjà fait une.
Neymiş rican?
C'est quoi cette faveur?
Bana gayet taze göründün ama, senin rican benim için emirdir.
Tu sembles être en pleine forme, mais ton voeux est ma priorité.
Basit bir ricanın yeterli olacağını ummuştum!
J'espérais juste que cette demande soit suffisante!
Başka bir rican var mı?
Je peux faire quelque chose d'autre?
Ricanızı takdir ediyorum Gary ama gerçekten size uygun bir pozisyonumuz yok.
Eh bien, j'apprécie vos supplications, Gary, mais nous n'avons vraiment pas de place pour vous, pour le moment.
" Sevgili Senatör Dawes sizi gelişmelerden haberdar etmem hususundaki ricanızı samimi buluyor ve bu sebepten ötürü size tekrar yazıyorum.
" Cher Sénateur Dawes, croyant en votre sincérité lorsque vous m'avez demandé de vous tenir informé, encore une fois, je vous écris afin de solliciter votre aide.
Bu sizin ricanızla mı oldu?
C'était votre requête?
Şeyy, yani, Lois, itiraf etmeliyim ki... beni aradığında ricanı bir çeşit yanlış anladım diyebilirim.
Et bien, tu sais, Lois, je dois t'avouer, quand tu m'as appelé j'avais mal compris ce que tu demandais.
Kral merhamet göstererek, diğer ricanızı da kabul etti... İsteğiniz üzerine Calais cellatı idamınızı gerçekleştirecek. Dover'dan buraya geliyor.
Dans sa clémence, le roi vous a accordé le droit de faire appel aux services du bourreau de Calais, qui est déjà en route pour le palais.
Ricanız kabul gördü.
Votre demande est accordée.
Yüzbaşı Williams bu ricanızı yerine getirdiğine göre sizin için güçlü duyguları olmalı.
Le Capitaine devait beaucoup vous aimer pour accéder à votre demande! Je ne sais pas, Madame.
Eğer ben senin ricanı dinleyip...
Et si j'accédais à votre demande de vous trouver un homme,
Ricanızı üzülerek reddediyorum.
Je refuse la demande avec regrets.
Açıkçası anlamadığım şey de ricanın şeyden gelmesi- -
Franchement, je n'ai jamais compris cet attrait... Non! Ne dis rien!
Bu ricanın karşılığı olacak mı peki?
Cette bonté est-elle rendue?
Bizden bir ricanız mı olacak?
Vous nous demandez une faveur?