Rides traduction Français
437 traduction parallèle
Erken çocukluk, kaygı çizgileri ile işaretlenmiş yüzler bıraktı.
Leur jeunesse a laissé sur leurs visages les rides de l'inquiétude.
İmparatoriçeymiş! Basit bir kırışıklığı giderecek gücüm bile yok.
Etre impératrice, ça n'efface pas mes rides.
En asık suratlıyı bile Güldürürüz biz
Nous changeons sans mot dire Les rides en sourires.
Yüzünü hiç elletmemeliymiş.
Elle aurait dû garder ses rides.
Bana kalanlar da yaşlılardan ibaretmiş gibi görünüyor. Çok teşekkürler, Marny.
Et moi, je n'ai que des rides en plus!
Dudaklarının köşesindeki şu çizgileri biraz daha belirginleştir. Çok fazla değil.
Appronfondis ces rides là au coin de la bouche.
Ensesindeki tüyler diken diken oldu, kırışıkları titredi, yüzüne can geldi.
"Les cheveux qui lui garnissaient la nuque remuèrent, " ses rides tressaillirent, son visage s'anima d'un esprit de feu.
O zaman hiçbir sınır kalmazdı.
Je n'avais pas de rides.
Evime göz kulak oluyor. 62 yaşında, her tarafı kırış kırış.
Elle s'occupe de ma maison, a 62 ans, des rides et ne vous ressemble pas!
Walter, 1947'de 58 yaşındaydım. Saçlarımın, dişlerimin hepsi yerindeydi. Kırışıklarım çok azdı.
Walter, en 1947 j'avais 58 ans, la plupart de mes cheveux, toutes mes dents et presque pas de rides.
Burada insanı köle gibi çalıştırıyorlar saçlarım beyazlamadığı ve hâlâ ayakta olduğum için şanslı sayılırım.
Vu le travail qu'on a, j'ai de la chance de ne pas avoir les cheveux gris et des rides.
Elbet kırışıklar artacak ve o parlaklık da gidecek.
J'aurai des rides et ma peau jaunira.
DarıIma, prenses, ama benim bakışım kadın yaşIanır ve şişmanlar ama para her zaman aynı kalır.
Sans vouloir vous offusquer, princesse, à mon avis... les femmes prennent des rides et des kilos, tandis que l'argent, ça bouge pas.
Ben senin kırışıklarını seviyorum.
J'adore vos rides.
Bu sıcaklıkta yüz kaslarını hareket ettirmen münasip yerlerde yüz hatlarını oluşturacak.
Il faut animer votre visage sous la chaleur... pour créer de vraies rides.
Maskeye gösterdiğin direncin, düzensiz kırışıklığa neden olmasından korkuyordum.
Je craignais que votre nervosité ne cause des rides irrégulières.
"Saç Kremi?"
"Crème anti-rides?"
O keskin ama zor fark edilir çizgiler, senin sabırsızlığını gösteriyor.
Ies rides acérées, presque imperceptibles, de l'ennui... et de l'impatience.
Anneme göre, okurken gözlerimi kısarsam seninkiler gibi kırışık olurmuş.
Maman dit que plisser les yeux... en lisant, ça donne des rides comme les vôtres.
Düşün, kırışıklıkları gerçekten yok eden zararsız bir krem.
Imaginez, une petite crème capable de faire disparaître les rides.
Bizim bu mucizemizin artık kırışıklıkları gizlemeye dingil yağından fazla bir yararı olmayacak.
Ce soi-disant miracle est aussi efficace pour estomper les rides que de la graisse à essieux.
Kırışıklıklar yok oluyor, ve bu bütün gün dayanır.
Les rides disparaissent et ça dure toute une journée.
Yüzündeki çizgilerin kombinasyonuna bakın, ona gülümsüyor görüntüsü veriyor. Yaklaşın, bu gülüşün maskesi düşer. Acılı bir buruşukluk ve yavanlık olur.
Une certaine composition des rides donne à son visage l'apparence du sourire qui vu de près, n'est qu'une grimace sordide.
" Υ üzü kιrιşιklιkla dοlu yaşlι çirkin beyaz bir kaltaktι.
" Une vieille garce blanche toute moche avec des rides et tout.
Benim resmimi çizmek istemezdin herhalde. Bende hiç çizgi yok.
Vous ne voudriez pas me dessiner, je n'ai pas toutes ces rides.
Yeni kurallar ekledik.
Quelques rides supplémentaires.
Daha çok meyve yeseydin, suratın bu kadar kırışmazdı.
- Tu ne manges pas assez de fruits. Tu aurais moins de rides si tu en mangeais plus.
Geriye çok fazla yaslanma, sırtında kırışıklıklar oluşur.
Ne te penche pas trop en arrière, ça te fait des rides dans le dos.
Burada durup, bu yaşlı kadına bakabilirim ve onun yüzündeki her kırışıklığı sayabilirim.
Je peux regarder cette vieille dame... et compter toutes les rides de son visage.
Yüzün buruşacak.
Ça vous donne des rides.
Her sabah kalktığımda ilk işi kırışıklık aranan bu yüz olmadan... ben bir hiçim.
Sans ce visage que je scrute tous les matins à la recherche de rides, je ne suis rien.
Önce dalgalar yayılır ve bir noktadan su yüzeyine dağılır.
Des rides se formeront d'abord sur la surface de l'eau.
Kırışıklar o kadar da kötü değildir.
Les rides, ce n'est rien.
Kırışıklıklarımla gurur duyuyorum.
Je suis fière de mes rides.
Quarelle'in, kendi korkunç vücudunun üzerinde... unutkanlığın belirli belirsiz kırışıklıklarını farkettiğinde... içine düştüğü keder anlarını düşünelim.
"Nous aimerions voir comme des moments de peine... ces moments au cours desquels Querelle a senti... les rides légères de l'oubli sur son terrible corps."
Bu kiriºikliklari ve beyaz saçlari görüyor musun?
Regarde ces rides et ces cheveux gris.
- Bütün kırışıklıklarımı görebilirsin.
- On voit toutes mes rides.
Makyaj tutmuyor, aşağıya akıp, öbek halinde toplanıyor.
Mon maquillage ne tient plus, il fait des caillots dans mes rides.
Yerinde olsam gülmezdim! Yüzün kırışıyor.
Ne souriez pas, vous commencez à avoir des rides!
Bekle bir dakika! Maui'ye kaçan ben değilim. Benim yarı yaşımda ve benimkinin iki katı göğüsleri olan biriyle!
C'est pas moi qui suis partie avec une fille qui a 2 fois moins de rides et 2 fois plus de sein que moi.
Onun yüzünü kırıştırıyorsunuz.
Vous lui donnez des rides.
Şimdi kırışıklıkları, üzüntü çizgilerini, peruk ve saç hattına kadar kaldırıyorum.
Maintenant, je soulève les rides et les lignes d'expression jusqu'aux cheveux, à la racine.
Yüzü soluklaşmış, cildi kırış kırış olmuş.
Sa peau est rouge avec ces rides fines à la fin.
Sonra bir gün uyandım ve artık genc değildim.
Un jour, je me suis réveillé avec des rides.
Duif senin kırışıklıkların oluştu, artık doğurgan değilsin...
Ecoute, chérie, tu prends des rides, tu n'es plus féconde...
Kırışıklıklarınız!
Vos rides!
Şöyle bir sesle genç birini taklit etmeye çalıştığında...
Et de plus en plus de rides!
- Az kaldı. Bıyığımı ve gözlüğümü takınca tamamen emrinizdeyim.
- Encore ma moustache, quelques rides, mes lunettes, et je suis à vous.
Bütün parmakların buruş buruş olacak.
Tu auras les doigts tout ridés.
O kadar yaşlanalım ki..... aynı şekilde düşünelim,..... aynı şekilde küçülüp kuruyalım ve tamamen aynı kırışık yüzlere sahip olalım.
On aura les mêmes visages ridés.
Kısa boylu, kara kuru, 25 cm. lik kıçı olan bir Latin'le iri, şişko, saçı briyantinli, koca götlü bir karı yabancılar için flamenko gösterisi yapar.
- Tous les jeudi soirs, y a un show à la bon, avec des hidalgos ridés aux hanches osseuses, et une pétasse mal teinte au kul énorme, qui piaule un flamenko...