Ridley traduction Français
274 traduction parallèle
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
Je vais y aller avec Ridley, prendre des photos et voir ce que je peux découvrir.
Daha fazla canınızı sıkmak istememiştim. Gidelim, Ridley.
Je ne voulais pas vous importuner.
"Adamı oyna, Efendi Ridley."
Soyez un homme, maître Ridley...
Ridley nerede?
Où est Ridley?
Ridley, eğer yapacak daha iyi bir işin yoksa... not alır mısın?
Ridley, si t'as rien de mieux à faire... prends note :
Ridley, bir not daha alır mısın?
Ridley, note encore ça :
Sıradaki ne Ridley?
Et pour suivre, Ridley?
Willard Scott sanmıştım.
Je croyais que c'était de Ridley Scott.
- Ben de hizmetçi istemiyorum.
- Alan Parker, Ridley Scott.
Alan Parker. Ridley Scott.
Tous les indices étaient là.
Sıradaki adaylar ise Ridley, Pennsylvania'dan Nick Andros... ve Oklahoma City'den Ralph Brentner.
Ensuite, Nick Andros, originaire de Ridley, Pennsylvanie, et Ralph Brentner d'Oklahoma.
- Dr. Ridley miydi?
- Le docteur Ridley?
Evet, Dr. Ridley'di.
Ouais, c'était le docteur Ridley.
Sağlık Bakanlığı'na göre, Barnett'in ölüm belgelerini imzalayan Dr. Ridley,... 1979'tan beri resmi olarak doktor değilmiş.
Selon l'Ordre des médecins, le docteur Ridley qui a signé le certificat de décès, ne fait officiellement plus partie du corps médical depuis 1979.
Dr. Ridley bu mu?
C'est le docteur Ridley?
Joe Ridley, hızla ilerleyen yaşlanma süreçlerini durdurabileceğini düşünmüştü.
Joe Ridley croyait pouvoir empêcher l'accélération du vieillissement.
Joe Ridley'i tanırdım.
Je le connaissais.
Joe Ridley'e ne derlerdi, biliyor musunuz?
Vous savez comment on l'appelait, dans son dos?
Peki Dr. Ridley tıp lisansını nasıl kaybetti?
Comment le docteur Ridley s'est-il fait rayer du corps médical?
Korkarım meslektaşınız Dr. Ridley, tekrar ortaya çıktı.
J'ai peur que le docteur Ridley ait disparu de la surface de la terre.
- Ridley bir yolunu bulmuş.
- Ridley a trouvé un moyen.
Ridley'in, NIH'te, insanlar üzerindeki deneylerden çıkardığı notlara göre yaşlanmayı kaçınılmaz bir şey olarak değil, bir hastalık olarak gördüğü anlaşılıyor.
D'après les notes de Ridley pendant les essais humains Ie vieillissement n'est pas inévitable, mais plutôt une maladie opportuniste.
Buna rağmen, Ridley'in çalışmalarının ya da teorilerinin işe yarayıp yaramadığı konusunda bir kanıt ya da bir umut oluşturacak bir ışık yok.
Toutefois, il n'y a aucune preuve que le travail de Ridley ait donné des résultats, ou que ses théories soient fondées.
Dr. Joe Ridley.
C'est le docteur Joe Ridley.
Eğer gerçekten Dr. Ridley'seniz, son 5 yıldır neredeydiniz?
Si vous êtes bien Joseph Ridley, où étiez-vous ces cinq dernières années?
Siz de, Barnett'in, Ridley'in araştırmasını çaldığını biliyorsunuz.
Bien sûr, vous savez que Barnett a volé les travaux de Ridley.
Ama Ridley'in bilmediği şey, hükümetin, araştırma bilgileri için Barnett'le pazarlık halinde olduğu.
Mais Ridley ne sait pas que le gouvernement négocie avec Barnett pour les lui racheter.
Ve yemin ederim, dün gece evimde biri vardı. Ama Ridley kapımı çaldığında, sesi onun çıkardığını düşündüm.
Hier soir j'ai cru entendre quelqu'un dans mon appartement, mais quand Ridley a frappé à la porte j'ai cru que c'était lui.
Yeni arkadaşın, Ridley.
Ton nouvel ami, Ridley.
Sende tanıdğım en ufak çocuksun.
T'appelles-tu Ridley Scott ou James Cameron?
İsmin Ridley Scott ya da James Cameron mu? - Hayır, Homer.
Alors arrête de lorgner sur mon scénario, Homer.
Ridlet Scott çektiği andan itibaren bir efsaneye dönüşmüştü. 1984 romanındaki gibi, haksızlığa uğramış emekçiler ve o büyük isyan kıvılcımı her şeyi yöneten şeytani Büyük Kardeş'e karşı.
Dès le tournage par Ridley Scott, elle est entrée dans la légende, avec toutes ces masses opprimées évoquées dans le livre 1984, et cette explosion de révolte contre le maléfique Big Brother devenu maître de l'univers.
- Ridley.
- Ridley.
Hayır, Ridley, adı Ridley'di.
Son vrai nom, c'est Ridley.
Ridley çok garip biriydi.
- C'est bizarre. - Pourquoi?
Ridley gülümsemedi bile. Sanki damarlarında buzlu su dolaşıyordu.
Ridley n'a pas bronché, comme s'il avait des glaçons dans les veines.
- Evet. Ridley adındaki bir memuru araştırmanızı istiyorum.
Faites des recherches sur un agent du nom de Ridley.
Peter Francis Ridley.
Ridley, Peter Francis?
- Ridley çok taşınmış. - Daha iyi bir sistem bulmalıyız.
Faut qu'on change de méthode.
Ridley'in annesinden nasıl nefret ettiğini anlayabiliyorum ama bu noktaya kadar gelmesi inanılmaz.
Je comprends qu'il en soit arrivé à détester sa mère, mais ça...
Ridley'in çalıştığı bölgelerle fahişelere yapılan saldırıları karşılaştırıyordum.
J'ai listé toutes les agressions de prostituées là où Ridley a bossé.
Memur Ridley, bizimle karakola kadar gelmeniz gerekiyor.
Nous allons vous demander de nous accompagner, Ridley.
Bizimle oyun oynama, Ridley.
Ne nous prenez pas pour des cons.
Kayıtları çıkardık ama... Ridley işine yoğunlaşınca, araştırmayı unuttuk.
- Mais on s'est égarés avec Ridley.
"Kurtarıcımız Ridley"
"Ridley le Sauveur"!
Bak Ridley burada işler böyle yürüyor ve değiştirmek için bir şey yapamazsın...
Les choses sont ce qu'elles sont, tu n'y peux rien.
Ridley, neden bu kadar yüksek?
Pourquoi c'est si haut?
Tamam şimdi Ridley'i buradan çıkaralım.
Sortons Ridley de là.
- Görüşürüz, Matt.
Allez, Ridley. - À plus tard, Matt.
Ridley Scott bir numaradır.
Merci.
Yanarak geberin canavarlar!
Dieu vous bénisse, monsieur Ridley.